Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Devlete kapak atmak: Bizim memurlarımız

Türk insanına, ''''Kendinizi kurtarmanın yolu nedir?'''' diye bir soru sorsak çoğunluk ''''memuriyet'''' diye cevap verir. Çünkü bizim insanımızın iş hayatından öncelikli beklentisi az çalışıp çok kazanmaktır. Çok derken memur çok kazanıyor anlamında değil tabii… Şu bir gerçek ki Türkiye''de memurlar çalıştığına nazaran daha çok kazanıyor.

Evvelki yazımda Türkiye zenginliği hak etmiyor demiştim. Bunun sebebini de temel üretim ağlarının olmamasıyla açıklamıştım. Bilgi, gıda ve teknoloji gibi alanlarda maalesef üretim yapmıyoruz. Ne yazık ki dışa bağımlıyız.

Böyle bir ülkede bir insan nasıl zengin olur?

Ya dışarıdan getirdiği ürünleri satar, biliyorsunuz Türkiye''nin en zengin ve köklü aileleri bu işte son derece iyi, ya da memur olur. Çünkü hem Osmanlı Devleti''nde hem de modern Türkiye Cumhuriyeti''nde zenginleşmenin yolu hep devletten geçmiş. Bürokrasi hızlı para kazanmanın, rantçılığın yegâne merkezi olmuş. ''''Tanıdıklara iki ihale paslar ve yolumuzu buluruz'''' zihniyeti, iktidarlar değişse de insanımızda hiç değişmemiş. 

Tabii bu zihniyet problemine de evvelden değinmiştik ama bu ülkede daha çok değiniriz diye düşünüyorum.

Neyse…

Peki, memuriyete ''''yegâne kurtuluş ve ölene kadar geleceğini garanti altına almak'''' olarak bakan zihniyet sizce sorunlu değil midir? İhtiyaç fazlası memur istihdam etmek problem değil midir?

Evet, Türkiye bir memur cennetidir fakat Türkiye''nin bu memurlarıazaltması gerektiği de bir gerçektir. Eğer Türkiye''de bütün memuriyetler askıya alınıp sözleşmeliye çevrilmezse devlet git gide daha da tembelleşir.

Neden mi?

Dünyanın her yerinde özel sektör devletin ilerisindedir. Dünyanın her yerinde devlet bütçesinden daha büyük bütçeye sahip özel şirketler vardır. Özel sektörün bu denli ilerlemesinin temel sebebi insan sermayesini doğru değerlendirmeyi bilmesi hatta biraz da acımasız olmasıdır.

Özel sektörde bir işçinin iş gücüne, bireysel performansına, ikili ilişkilerine, kurum ve marka bilincine hatta her şeyden önemlisi çalışkanlık ritmine her an bakılır.

Özel sektörde öğretmenler kendisini her an geliştirmek zorundadır. Çünkü aynı konuyu aynı öğrenciye iki sene üst üste aynı örneklerle anlatmak memurlaşmaktır. Öğrenci bunu hemen fark eder ve ''''Hoca ezberlemiş'''' der.

Devlette bir öğretmense atandığı andan itibaren hiç kitap okumasa ve kendini geliştirmese dahi maaşını alır. Sahiden, yıllarca öğretmenlerimiz bizi öyle tehdit etmedi mi?

''''Siz dinlemeseniz de biz maaşımızı alıyoruz, dinlemezseniz dinlemeyin'''' diyen onlarca öğretmenim oldu.

Yalnızca öğretmenlik de değil, her alanda durum böyle…

Devlette bir mimar ofisinde yalnızca çizim yapar. Özel sektördeki mimar çizimi yapar sonra işin mutfağına da girer, marangozla bire bir iletişimde kalır.

Özel sektörde iş takibi yapmak işi bitirmekten önemlidir. Devlette ise işi bitirdikten sonra iş takibi yapmanın zarureti yoktur. 

Kısacası memuriyet, Türkiye''nin kanserli hücresidir.

Belediye başkanları değişir, kendilerinden evvel belediyede çalışan personele şirin gözükmek için onların işine dokunmazlar ama kendi yandaşlarını da belediyeye almaktan geri durmazlar. Bir anda personel sayısı iki katına çıkar.

İktidar değişir, hemen şirin gözükmek adına atama sayıları arttırılır ve ihtiyaç fazlası memur alınır.

Seçim dönemi gelir memurlara zam yapılır, atama takvimleri ve memur alımlarının sayısı artar.

Böylesine fazla memur yatırımı yapmanın sonu nedir?

Cevap: Devlet, memurlarını azaltmak zorunda kalacak. Çünkü üniversite öğrencilerinin ve işsizlerin sayısına bir bakınız. 

Her sene 1.5 milyona yakın insan memur olmak ümidiyle KPSS''ye giriyor. Üstelik 3 milyonu aşkın bir insan da üniversite sınavına giriyor.

Yani ihtiyaç fazlası öğrenci üniversitede okuyor, ihtiyaç fazlası insan da memur olmak istiyor.

Peki, ne yapılması gerekir?

Devlet, ekonomik bir atılım ve kalkınma içerisinde olmak istiyorsa bütün memur ve bürokratlarını sözleşmeliye çevirmelidir. Her yılın sonunda memurların faaliyet ve çalışma raporları neticesinde yeni sözleşme imzalanmalı ya da feshedilmelidir.

Çalışkanlığın tek yolu devamlılıktır.

Türkiye''de memuriyetin sonu gelmeli ve son kadrolu memur da bitene kadar mücadele edilmelidir. Bütün bunlara karşılık temel üretim ağlarında ciddi bir seferberliğe ihtiyacımız olduğu da aşikârdır.

Evet, yazdıklarım memurların hoşuna gitmeyebilir. Hoşuna gitmeyen memur arkadaşlar da çalıştıkları belediyelere ya da devlet kurumlarına bir zahmet baksınlar. Kaç kişi gerçekten çalışıyor?

Devlet, halkın tabiriyle kapağı attıktan sonra ömür boyu yan gelip yatacağınız yer değildir.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları