Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Alanur ÖZALP

Alanur ÖZALP

PSİKOLOG GÖZÜYLE

Çocukta okul korkusu

Çocuğa okula başlamanın çok heyecan verici olduğunu anlatın ki okulu merak etsin. Onu cesaretlendirin ve büyüdüğünü anlatın. Bu büyüme denen şeyin iyi, olumlu, istenilen ve kazançlı bir şey olduğu, çocuğa kendi okul anılarınızdan hoş, esprili örnekler vererek anlatın. Okula başlamanın çocuklar açısından bir başka güzel yanı ise okul alışverişleridir. Çocuklar sadece kendileri için çarşıya çıkılmasından ve onlara pek çok şey alınmasından hoşlanırlar. Okula yeni başlayacak olan çocuk okul konusunda bilgilendirilmeli ve hazırlanmalıdır. Bu hazırlamada okul ortamı arkadaşları, öğretmeni konusunda bilgiler verilmeli ve mümkünse okul açılmadan önce bir tanışma düzenlenilmelidir. Genellikle tek çocuklu ailelerde daha çok gördüğümüz; ama çok çocuklu ailelerde de görebildiğimiz okula gitmek istememek, okuldan korkmak veya bir başka anlatımla anneden veya evden ayrılamamak, kopamamak olaylarına sık sık rastlanmaktadır. Bazen çocuk okula başlama ile birlikte bir belirsizlik, bir kaygı yaşayabilir. Ne oluyoruz, acaba ailemden tamamen mi ayrılacağım diye paniğe kapılabilir. "Ailem beni terk mi ediyor, acaba onları üzdüm veya kızdırdım mı" diye korkuya kapılmış olabilir. Böyle durumda sakin olun. Hoşgörülü, kararlı ve sabırlı olduğunuzu çocuğa gösterin. Çocuğun okul korkusu karşısında Anne ile baba aynı kararda ve tavırda olmalıdır. Anne zorlama taraflısı olur baba ise bir süre gitmesin derse, çocuktaki isteksizlik, şaşkınlık daha da artacaktır. Böyle bir durumda ebeveynler ortak  ortak tavırda olmalıdır. Bazen anne baba ayrı fikirde olsalar bile kendi aralarında konuşurken farklı fikirlerini dile getirmeli ama çocuğun yanında ortak tutumu sergilemelidirler. Çocuktaki bu tepkinin altında neler olduğunu anlamaya çalışmalıdır. Pek çok çocuk okula başlarken bu tür endişelere kapılmıştır. Anne babalar Bu tür endişeleri aşmanın mümkün olduğunu bilmeli ve kesinlikle korkuya kapılmamalıdır. Öğretmenle işbirliği yapmak ve bir psikologdan yardım istemek yapılması en doğru yaklaşımdır. Çünkü olay ilk günlerde halledilmezse sorunun daha uzamasına, müzminleşmesine ve tarafların üzülmesine sebep olabilir. Çocuk karşısında kararlı, heyecanlanmadan ve paniğe kapılmadan, sakin ama anlayışlı tutum istenilen davranış biçimidir. Aileden istenilen, kızmadan, zorlamadan, baskı yapmadan sakin olmaya çalışarak çocuğu anlamaya çalışmaktır. Aşırı heyecan yaratarak veya ağlayarak ortamda kaygı ve panik oluşturmamalıdır. Aileye, çocuğun gösterdiği ağlama, direnme, okula gitmek istememe tepkisinin geçici olduğu, kısa bir süre sonra her şeyin normale dönebileceği anlatılmalıdır. Yapılacak bir başka şey de çocukla birlikte okula gitmek fakat okul bahçesinde çocuğu öğretmene teslim ettikten sonra ayrılmaktır. Beklemek, oyalanmak, onunla derse girmek olayı uzatacak ve daha istenmeyen boyutlara götürebilecektir. Öncelikle Öğretmen bu konuda bilgilendirilirse kendisi size her konuda yardımcı olabilecektir. Okulda çocuğun yüksek sesle ağlaması, sizin arkanızdan bağırması ve sizi bırakmaması, derslere birlikte girmeyi istemesi korku, panik ve şaşkınlık reaksiyonu ile sizi sınavdan geçirme ve sabrınızı ölçme davranışıdır.  Çocuklar aileleri okuldan ayrılma cesaretini gösterir göstermez sakinleşebilirler. Çünkü bu yaştaki çocuğun arkadaşa ihtiyacı vardır. Ve artık oyuncakla teke tek değil, arkadaşlarla ortak oyun ihtiyacı bu yaşın kendine has özelliklerinden biridir. Anneye yapışıklık, aşırı ağlama, bağırma tepkisi göstermek ve annenin ayrılmasına izin vermeme tepkisi zaman zaman yuva çocuklarında da görülmektedir. Bu durumda da yapılması gereken aynı kararlı tutumdur. Eğer bu tutum mümkün olduğunca erken devreye giremezse daha çok uzun bir süre bu üzücü, istenmeyen tablo devam edecektir. Aile bu üzücü tabloya her sabah katlanmamak için çocuğu yuvaya göndermekten vazgeçebilecektir. Bu durum, yuva eğitiminin çocuğa kazandıracağı avantajları kazanmasına engel olacaktır. Yuva ortamının çocuk için olumlu yanları yadsınamaz. Okul korkusu ilkokulda ortaya çıkarsa, çocuğu ilkokula göndermemek mümkün değildir. Hatta bazı aileler çocuklarını bu konu yüzünden okula bir yıl geç gönderebilmektedirler. Bu durum çocuğun koca bir senesine mal olmasına rağmen bir sonraki yıl da çocuk okula başladığında aynı korkuyu yaşayabilecektir. Sonuç olarak yuva deneyimi yaşamamış, anneanneler büyükannelerle yetişmiş çekirdek aile çocuklarında oldukça sık görülen bu korkunun ortadan kalkması konusunda, sakin olun, kesin ve kararlı bir tutum sergileyin, öğretmenle yardımlaşın, bu durumun geçici olduğunu bilin; fakat çocuğu suçlamak, korkutmak ve tehdit etmekten kaçının. Çocuğunuzun kendine güvenini sağlayarak bu korkusunu yenmesinde ona yardımcı olun ve en kısa sürede okulu çabuk terk etmeye çaba gösterin. Bu konuda öfke, endişe ve kaygılarınızı kontrol etmeye çalışın. Bu durum çocuğunuz için hayatının en önemli dönemlerinden biridir. Çocuğunuzun okul korkusunun ilk günlerinde hemen müdahale etmek gerekir. Bir süre beklediyseniz beklemeyi daha fazla devam ettirmeden bir psikolojik desteği devreye sokmak gerekmektedir. Buradaki kriter çocuktan çocuğa değişim göstereceği için ve çocuğun korku faktörünün nedeni de göz önünde bulundurulması gereken önemli bir faktör olduğu için belli alıştırma süresi yoktur. Okul korkusu konusunda çocuğun korkusu terapi yoluyla ortaya çıkartılmalı bu yönde çocuğa destek verilmeli, korkma nedeni ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin çocuğun kardeşinin okula başlamasıyla eş zamanlı olarak dünyaya gelmesi çocuğu tedirgin etmiş olabilir ya da annesinin rahatsızlığı onun okula gitmek istememesine sebep olabilir veya ailede geçirilen bir gerginlik, şiddet, kavga, ameliyat, vefat durumu çocuğun okula gitmemesinin nedeni olabilir. BU nedenin bulunup ortadan kaldırılması veya bu neden ortadan kaldırılamasa bile çocuğa durum açıklanmalı, ortaya çıkmış olan tatsız durumun sebebinin kendisi olmadığı anlatılmalıdır ve çocuğun bu bilgiyi anlayıp anlamadığı test edilmelidir. Bazı durumlarda da geleneksel kalıplar içinde gördüğümüz bildiğimiz herhangi bir neden çocuğun okul korkusuna sebep olmuş değildir. Çok farklı bir neden devreye girmiştir. Bunu çocuğun size anlatabilmesi için acele etmemek gerekmekte, bir psikolog olarak onun güvenini sağlamalısınız. Çocukla yaptığınız oyun terapisi ve çocuğun yaptığı resimler sıkıntısı konusunda size ipuçları verecektir.

Çocuğunuz anneanne veya büyükannenin bakımından sonra okula başlamışsa, okulda anneannenin öğrettiği gibi kibar, nazik, saygılı tavırlar sergileyecektir. Sert, hırçın tavırlar, şiddet, kavga, ses tonunun yükselmesi onu daha fazla korkutabilecektir. Anneanne her şeyi hazır sunduğu için hep anneanne gelecek ve ona verecek diye bekleyebilmektedir. Böyle durumlarda yemek saatlerini kaçırabileceğini veya kendi yemeğini diğer çocukların yiyebileceğini düşünür ve korkar.

OKUL İÇİN HAZIRLAYIN

Önemli ve sık görülen psikolojik bir problem olan okul korkusu konusunda ailelerin yapması gerekenler ise;

Çocuk ne kadar büyük olursa olsun, okula yeni başlayacaksa onu okul için hazırlayın. Okula gitmek istemiyorsa sert tedbirlere başvurmayın. Gerekiyorsa ilk bir hafta siz de onunla birlikte gidin. Çocuklar tepkilerinize bakarak duygularınızı anlarlar. Onu okul güzel, tehlikelerden uzak, emin bir yer şeklinde bilgilendirin. Çocuğun yanında üzülmek, ağlamak onun kafasını karıştıracaktır. Endişeli veya panikli halinizi ona yansıtmayın. Eğer anne kendisini kontrol edemeyecekse çocuğu ilk gün baba okula götürmelidir. Çocuğu teşvik edin, cesaretlendirin. İlk günler eğer korku tepkileri gösterdi ise okul çıkışında tam saatinde okulda olunki bu endişesi korkuya dönüşmesin.

Özellikle ebeveynlerin arasında sorunlar yaşanıyorsa ve boşanma kararı alındıysa ve okula başlamadan önce çocuğu onun anlayabileceği şekilde bilgilendirin. Eğer babanın evden ayrılması gerekiyorsa, çocuk okula alışana kadar baba, evden ayrılmamalıdır. Boşanma kararı çocuğun okula başlama zamanıyla aynı zamana tesadüf ettiyse boşanmayı biraz ertelemek doğru olacaktır. Eğer ölüm gibi üzücü bir olay çocuğun okula başlama zamanına tesadüf ettiyse çocuğun okula başlamakta ve adapte olmakta zorlanabileceği düşünülerek ona bir süre tanınmalı, bu süre uzun tutulmamalı, bu noktada okulla ilgili isteksizlik davranışı gösteriyorsa hemen psikolojik destek talep edip, bu destekte hem ölüm olayından çocuğun etkilenip etkilenmediğine, hem de ne kadar etkilendiği konusunda ona yardım edilmeli, hem de okul korkusuyla ilgili sıkıntıları çözümlenmelidir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları