Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yunus Emre Berber

Yunus Emre Berber

Yazar

Büyük rekabette beklenmedik zafer

Rekabet, hayatımızın her döneminde farklı dallarda farklı zaman ve zorluklarda içerisine çeker bizi. Doğamız gereği kendimize tehlike oluşturabilecek ya da kendi hedeflerimizle aramızda bulunan rakiplerimizle mücadele ederiz. Okul, iş, hayatta kalmak, evlenmek ve galip gelmek. Hepsinde bir rekabet içerisindeyiz. Okulda sınavlarda başarı sıralamasında üst sıralarda olmak için arkadaşlarımızla. İş yerinde daha iyi şartlar ve para için iş arkadaşlarımızla sürekli bir rekabet içerisindeyiz. Bazen farkında olmadığımız bu yarışta tavşan atlet gibi en önce tüm gücümüzle koşup zamanla geriye düşeriz. Bazense gerilerden gelip en üst noktaya ulaşırız. Ama büyük bir çoğunluğumuz yarışın ortasında kümelenen temposunu koruyan yarışçılarız. Rekabet ediyoruz ama ne çılgınca depara kalkıyoruz ne de en dipten üste tırmanmak için yeterli mental gücümüz var. Kendimizi güvende hissettiğimiz bir akıntıda son anımıza kadar süzülüyoruz.

Her zaman rekabet ortamında olmayı bizzat istemesek bile içerisine dâhil olmadığımız mücadeleleri izlemeyi oldukça seviyoruz. Gladyatörlerden, ilk olimpiyatlara kadar sürekli gösteri olarak bize sunulan mücadeleleri dört gözle takip ediyoruz. Günümüzde de en çok sevilen rekabet türünün yaşandığı futbolda Dünya Kupası''nı Arjantin kazandı. Sadece Arjantinliler değil, Messi ve Arjantinli diğer futbolcuları seven kişiler bu mücadelede sevinen taraf oldu. Ama aynı şekilde diğer tüm ülkeler ve destekçileri bu büyük organizasyonda kaybeden taraf oldu.

Ülkemizde geçtiğimiz pazar günü son yıllarda eski havasından oldukça uzakta kalan Fenerbahçe-Galatasaray derbisi oynandı. İki takım da son 4-5 senedir kendi standartlarından uzak bir görüntüde olduğundan aralarında oynanan maçlar önem olarak eskisine göre daha geri planda kaldı. Ama bu sene iki takım da şampiyonluk yarışında en önce koşanların başında. Nerdeyse puan puana girilen derbiye Fenerbahçe ev sahipliği yaptı. Dolu tribünlere karşı oynanan maçta iki takımın da kadrolarında dikkat çekici bir durum vardı. İki takımın sahaya sürdüğü oyuncu profilleri ve taktikleri topu rakibe verip baskı sonucu kapılan toplarla hücum etmeye uygundu. Uzun süredir iki büyük takımı topla bu kadar az oynamak isterken gördüm. Kazanılan toplarda hemen savunmacılar arasına uzun top atma fırsatı kovaladı iki takım da. Ama bu durum Fenerbahçe''nin pek isteyeceği senaryo değildi. Savunma arkasına atılan uzun toplar Fenerbahçe''nin en büyük zaafı. Sıkça ve başarılı bir oranda başvurdukları ofsayt taktiği sarı lacivertleri bir yere kadar güvende tutsa da özellikle forvette oynayan Barış Alper''in hızı ve fizik gücü ile başları büyük derde girdi. Daha önce kanatta oynayan ama istenilen verimden uzak kalan Barış forvete daha uygun bir profil olduğunu kanıtladı sanırım. Oyun stili İspanyol oyuncu Adama Traore''yi andırıyor. Uzun top düellosu şeklinde geçen maçta ilk golü korner karambolünde Galatasaray buldu. Fenerbahçe golü kalesinde görmesine rağmen kendi evinde beklenen reaksiyonu bir türlü veremedi. Kadrosunda oyun kurma ve liderlik özellikleri yüksek oyuncu barındırmaması Fenerbahçe''nin geri dönememesinde büyük rol oynadı. Maçın geri kalan bölümünde daha diri kalan Galatasaray, Fenerbahçe''ye istediği fırsatları vermedi. Kerem ve İcardi son 15 dakikadaki delici oyunuyla Fenerbahçe''nin hantal savunmasına büyük zorluklar yaşattı. Bu ikili buldukları gollerle beklenmedik skoru tayin eden skoru kaydetti. Maçın sonlarında da İrfan''ın gördüğü kırmızı kart ve oyundan çıkışı da maç hakkında akılda kalan anlardan oldu. Deplasmanda 3-0 gibi net bir skor ve oyunla alınan galibiyetle Galatasaray 4 puan farkla liderlik koltuğundaki yerini güçlendirdi. Bakalım bu dengesiz performanslarla dolu ligde bizleri neler bekliyor.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları