Türkiye’de giderek artan enflasyon ve hayat pahalılığı vatandaşları ekonomik açıdan zorluyor. En düşük emekli maaşının 10 bin lira, asgari ücretin ise 17 bin 2 lira olduğu bu dönemde, vatandaşların cebinden çıkan paralar her geçen gün daha da değerli hale geliyor.
Emekli ve asgari ücretli çalışan dışarıda dilediği gibi yemek yiyemezken, bu ekonomik sıkıntılar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin restoranında pek de hissedilmiyor.
Sıradan herhangi bir kafe ve restoran da çaya bile 50 lira fiyat biçildiği dönemde, "pahalılığın" teğet bile geçmediği tek yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin restoranı.
Vekillerin ve meclis çalışanlarının bir öğlen yemeğine ödedikleri paranın, İstanbul başta olmak üzere bazı büyükşehir belediyelerinin açtığı "Halk Lokantaları"ndaki fiyatların da çok çok altında olduğu görüldü.
Pirinç pilavının 10 lira ve cacığın 10 lira olduğu Meclis restoranında çeşit çeşit yemeği dilediğince uygun fiyata yemek mümkün. Örneğin, bir tabak tereyağlı İspir fasulyesine ödenen para sadece 42 lira civarında. Bol taneli kayısı kompostoya ise 11 lira vermeniz yeterli.
Pirinç Pilavı: 10 TL
Cacık: 10 TL
Tereyağlı İspir Fasulyesi: 42 TL
Bol Taneli Kayısı Komposto: 11 TL
MENÜ OLDUKÇA ZENGİN
Tabii Meclis'in mönüsü bunlardan ibaret değil; kebaptan kapamaya, türlüden bol fıstıklı dolmaya ve sütlüsünden hamurlusuna kadar çeşit tatlılar da mevcut.
Fakat tüm bu düşük fiyatlar karşısında vatandaşların aklına şu soru geliyor: Vatandaşları temsil etmek için Meclis’te bulunan vekillerin vatandaşın ekonomik durumundan haberi var mı? Ya da bu durum vekillerin ne kadar umurunda?
Öte yandan vekillerin bu ekonomik durumdan ne kadar haberdar olduğu ise, yedikleri yemeğin adisyonundan açıkça belli oluyor.
