Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu hakkında dikkat çeken detay: 12 Eylül'den sonra ikinci

Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu hakkında dikkat çeken detay: 12 Eylül'den sonra ikinci
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, bugünkü yazısında günlerdir gündemden düşmeyen ve Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu hakkında bir yazı kaleme aldı. Yazıdaki "12 Eylül" detayı dikkat çekti.

Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, bugünkü "12 Eylül’den sonra ikinci" başlıklı yazısında Boğaziçili öğrencilerin protestolarına neden olan, akademisyenler tarafından da tepkilerle karşılaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanan yeni rektör Prof. Dr. Melih Bulu hakkında dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Saymaz'ın yazısında öne çıkanlar şu şekilde:

Bulu, biliyordu ki AK Parti üyelik kartı olan hiç kimse yüz geri edilmezdi. Nihayet o da E-5 üniversitelerinden birine atandı. E-5 derken…

Türkiye'yi, Edirne'den Ağrı'ya, yani batı sınırını doğuya D-100 otoyolu bağlıyor. Otoyolun İstanbul'dan geçen bölümü E-5 diye anılıyor.

E-5'ten yalnızca araçlar değil…

Üstünden vızır vızır metrobüsler, altından metro hattı, kenarından minibüsler geçiyor.

Güzergahta sağlı sollu vakıf üniversiteleri var. Gücü yeten bir rezidansta, yetmeyenlerse apartmanda faaliyet gösteriyor. E-5 üniversitesi tanımı, aynı vasıftaki tüm vakıf kuruluşları için kullanılıyor.

Bulu'ya dönersek…

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Şehir Üniversitesi'nde İşletme Bölüm Başkanı oldu. Davutoğlu'nu deviren Pelikan Bildirisi'nden sonra tarlasının yağmursuz kalacağını fark ederek, istifa etti.

İstinye Üniversitesi'nin kurucu rektörlüğüne getirildi. Geçen yıl Haliç Üniversitesi'ne atandı.
Şimdi de Boğaziçi'nde…

GELENEKLER YERLE BİR

AK Parti iktidarında, tüm kurumsal gelenekler gibi üniversite özerkliği de ayaklar altına alındı. 15 Temmuz'dan sonra rektörlerin seçimle belirlenmesine son verildi.

O günden bu yana rektörler YÖK'e başvuranlar arasından atanıyor. Bu yolla, o üniversitede öğrenci bile olmamış isimler rektör diye görevlendiriliyor.

Bulu, Boğaziçi'nde yüksek lisans ve doktora öğrencisi olduğunu ve dersler verdiğini söylüyor.

Oysa Boğaziçi geleneklerinde, bu okuldan sayılmak için fakülte bitirmiş olmak gerekiyor.

Mezunu olmak Boğaziçi'nde öğretim üyeliği yapmaya yetmiyor. Mutlaka ABD veya İngiltere'deki sayılı üniversitelerde yüksek lisans bitirmek gerekiyor.

En azından Bulu'ya kadar bu böyleydi.

Bulu, geçmişte İTÜ'lü bir akademisyenin de Boğaziçi'nde rektörlük yaptığını savunuyor.

Kastettiği kişi, Prof. Dr. Ergün Toğrol Toğrol, 1982'de atandı.

Yani, 12 Eylül'den hemen sonra ve YÖK'ün kurulduğu yıl.

BOĞAZİÇİ'NE KELEPÇE

Benzerliğe bakın ki…

Liyakatsizliğin Boğaziçi'nde ikinci kez iktidara gelişini protesto edenler birkaç marjinalin attığı, kabul edilemez bulduğum sloganlardan ötürü terörist diye suçlanıyor.

Üniversiteli gençlerin kuşluk vaktinde evleri basılıyor. Beşiktaş ve Sarıyer'de eylemler yasaklandı.

Boğaziçi'nin kapısında bir polis kelepçesi asılı…

Böylesi 12 Eylül'de bile olmamıştı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar