DESA, "Kalkınmanın Finansmanında Bir Yol Ayrımı" başlıklı 2024 Sürdürülebilir Kalkınmanın Finansmanı Raporu'nu yayınladı.
BM'nin işbirliğiyle hazırlanan rapora dair yapılan açıklamada, gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı krizlere yanıt verme yeteneğini engelleyen şaşırtıcı borç yükleri ve aşırı borçlanma maliyetlerinin, dünyanın sürdürülebilir kalkınma krizinin merkezinde yer aldığı vurgulandı.
Açıklamada, yalnızca büyük çapta bir finansman artışı ve uluslararası finansal yapıda reformun, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ni (SDG) kurtarabileceğine dikkat çekilerek, raporun yıllık 4,2 trilyon dolarlık kalkınma finansmanı açığını kapatmak için geniş çapta finansmanı harekete geçirmek için acil adımlar atılması gerektiğini öne sürdüğü belirtildi.
Artan jeopolitik gerilimler, iklim felaketleri ve küresel yaşam maliyeti krizinin milyarlarca insanı olumsuz etkileyerek sağlık, eğitim ve diğer kalkınma hedeflerinde ilerlemeyi sekteye uğrattığı vurgulandı.
Açıklamada, özellikle en yoksul ülkelerde elde edilen kalkınma kazanımlarının geriye gittiğine ve mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde 2030'dan sonra yaklaşık 600 milyon insanın aşırı yoksulluk içinde yaşamaya devam edeceği tahmin edildi.
Rapora göre, borç yükleri ve artan borçlanma maliyetlerinin krize büyük etkisi olduğuna dikkat çekilerek, en az gelişmiş ülkelerde borç servisinin yıllık 40 milyar dolara ulaşması bekleniyor ki bu, 2022'deki 26 milyar dolardan yüzde 50'den fazla bir artış anlamına geliyor.
Açıklamada, daha güçlü ve sık görülen iklim bağlantılı felaketlerin savunmasız ülkelerde borç artışının yarısından fazlasını oluşturduğuna vurgu yapılarak, en yoksul ülkelerin artık gelirlerinin yüzde 12'sini faiz ödemelerine ayırdığı ve bu oranın 10 yıl öncesine göre 4 kat arttığı belirtildi.
Son olarak, SDG sektörlerine yapılan yatırımların artık yavaşladığına ve ana kaynakların azaldığına dikkat çekildi.
