İnternette gördüğüm bir mesajda "Almanya''daki asgari ücretli biri, 1 saat çalıştığında 6 litre benzin alabiliyor. Bizdeyse 1 saat çalışmanız karşılığında 1 litre benzin bile alamıyorsunuz" diye sözde bir analiz vardı.

Hemen Alamanya''nın telefon kodunu buldum ve bilmediğim bir numarayı çevirdim.

Telefonu açan adama "Doğru mu bu haberler sevgili Hans?" diye sordum.

Adam belli ki cahil. Türkçe bilmiyordu. Almanca bana bir şeyler salladı.

O salladı ama ben anında çevirdim.

Bence şunu demek istedi bana.

"Gardaş, sorma ya. Bizim burada 1 saatlik asgari ücretle 6 litre benzin alınıyor diye çalışan her Alman evine ekmek, sosis yerine litrelerce benzin götürüyor.

Karısı -Erkek adamsın, eve ekmek getireceğine benzin getiriyorsun. Çoluk çocuk benzin içmekten keş olduk. Münih Belediyesi çocuklarımızı -Bunlar yakıt bağımlısı- diye okula almıyor, Hamburg Belediyesi -Benzinle beslenen çocuklara hamburger mamburger yasak!- diye tavır koydu.

Okuldaki öğretmenler bana veli toplantısında -Bayan Hansiye lütfen çocuklarınızı okula göndermeyin. Onlar okula girer girmez tüm bina benzin kokuyor. Diğer veliler de -Binanın yakıt tankında kaçak var- diye zırt pırt itfaiyeyi arıyor- diyerek çocuklarımızın kaydını sildiler.

Bu çocukların hedefi ileride Almanya Cumhurbaşkanı olmaktı. Diplomasız nasıl olacaklar?"

Bunu duyduktan sonra (gerçi bana bunu söylememiş olabilir ama olsun) tekrar gururlandım ülkemdeki asgari ücretle.

Rabbi''m ırak eylesin, kuma gömmek varken biz de Alamanlar gibi başımızı benzine mi gömelim yani?

Not: Daha geçenlerde bir vatandaş İstanbul''da kendini yaktı, üzerine benzin dökerek. Benzin pahalı iken tek kişi yaktı kendini, bir de ucuz olursa, maazallah dünyayı yakarız biz!