Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Ankara'da bir düşünce hareketi

Son yazılarımdan sonra birkaç dostum ve okuyucum benimle iletişime geçerek ''''İçimizi kararttın ya hu, bu memlekette hiç güzel şey olmuyor mu?'''' diye yakındılar. Tabii bir açıdan haklılar çünkü siyasi iklim üzerine yazılan yazılar çoğunlukla eleştirel bir kimlikte oluyor. Bu sebeple de insanlarda ümitsizliğe sebebiyet verebiliyor. Hâlbuki tüm yazılarımda yegâne amacım, hakikati gösterme ya da düşündürme gayretimdir. Yaşadığım döneme zihnim ve kalemimle şahitliklerimdir.

İşte bugün de hakikati benim yazılarımdan çok daha iyi gösteren üstelik benim gibi yalnızca okuyucularını değil neredeyse tüm Türkiye''yi aydınlatan bir düşünce hareketinden Ankara Us Atölyesi''nden bahsedeceğim.

Ankara''yı bilirsiniz… Ankara''da yaşamayanlar için kimine göre ''''memur şehri'''' kimine göre ''''gri şehir'''' kimine göre de ''''siyaset şehri'''' gibi tanımlamaları mevcut. Yani uzaktan bakanlar için çatık kaşlı ve ciddi bir görünüme sahip. Peki ya içinde yaşayanlar için nasıl?

Ankara''nın tanımı, içinde yaşayanların Ankara''da ne aradığına göre değişir. Eğlence arayan için Kızılay ya da Tunalı''daki mekânlardır, siyaset arayanlar için Balgat ya da Söğütözü''ndeki siyasi partilerdir, eski Ankara kültürünü sevenler için Hamamönü, Ankara Kalesi ya da Beypazarı''dır.

Entelektüel duyuş ve düşünüş ihtiyacı olanlar için nedir? Üreten insanların, düşünenlerin ve tartışanların uğrak yeri neresidir? İşte bunun cevabı kuşkusuz Ankara Us Atölyesi''dir.

Ankara Us Atölyesi, Ankara''ya gri şehir diyenlere cevaben adeta kaldırımda açan bir çiçektir. O çiçekten; düşünen, üreten ve okumaya merakı olan herkes faydalanır. Kokusunu ciğerlerine kadar çeker ve adeta oksijenle hayat bulur. İşte o hayatsa hakikatin ta kendisidir.

Üstelik Ankara Us Atölyesi''ni farklı kılan en önemli tarafların başında siyasetin hırs, kin ve nefretinden tamamen arındırılmış siyasetler üstü bir yer olmasıdır. Tam da bu sebeple oraya her kesimden insan gönül rahatlığıyla gider ve konferanslardan ücretsiz bir şekilde faydalanır.

Dinleyiciler arasında hemen solunuzda alanında uzman bir profesör de oturabilir hemen sağınızda bir lise talebesi de oturabilir. Arkanızda bir ev hanımı da olabilir fakat o ev hanımının programın sonunda sorduğu soruyu hayretle dinleyip ''''Acaba nerede hocalık yapıyor?'''' diye de düşünebilirsiniz. Yani Ankara Us Atölyesi bir sürpriz yumurtadır. Bu yumurtanın en güzel tarafı içinden hep merakı olan, düşünen ve düşündüren insanların çıkmasıdır.

Hiçbir kasta hiçbir hiyerarşiye kurban gitmeyen bu kuruluşu yazarken çekindim açıkçası… Çünkü bütün güzel şeyler popülerleştikçe bozulabiliyor. Yine de yazdım, çünkü bu atölyeye yıllarını veren kurucusu İbrahim Ağkavak''ın duruşunu değiştirmeyeceğini biliyorum.

Bu arada Ankara Us Atölyesi dediğime bakmayınız, yalnızca Ankara''dan değil Türkiye''nin her yerinden hatta yurt dışından dahi dinleyicileri ve konuşmacıları geliyor. Çünkü gelen herkes oradaki samimiyeti net bir şekilde görebiliyor.

Evet sevgili okuyucularım, ''''Bu memlekette hiç güzel bir şey olmuyor mu?'''' diye soruyordunuz. İşte Ankara Us Atölyesi bu memleketin geleceğinden ümitlenmenizin yegâne kaynağıdır. Ne şu siyasetçi ne bu siyasetçi… Bu memleketi ancak düşünen ve tabiri caizse kafa patlatan insanlar kurtaracaktır. Eğer geleceğe dair ümitvar olmak istiyorsanız değerli beyinlerinize ve meraklı olan herkese sahip çıkınız. Özellikle de meraklı insanlara sahip çıkan kurumlara sahip çıkınız. Aksi takdirde düşünen insanların olmadığı bir memlekette bütün çarenizi siyasette ve siyasetçilerde aramak zorunda kalırsınız. Bu da pek akıllı bir davranış olmayabilir. İşte Ankara Us Atölyesi''ndeki ''''us'''' kavramı belki de milletimizin en çok ihtiyacı olan düşünme refleksini, yani aklı merkeze alarak hareket ediyor.

Tarih boyunca en kötü zamanlarda dahi hep güzel şeyler gerçekleşmiştir. En büyük savaşlar ya da en büyük krizler dahi bizlere birçok güzelliğin kalmasına sebep olmuştur. Picasso bize bir savaşın armağanıdır yahut Sefiller ya da Dostoyevski ile Tolstoy gibi nice büyük isimler hep kriz ve savaş dönemlerinin insanlığa hediyeleridir. İşte gündemi günden güne değişen Türkiye''nin de bu zorlu şartlarındaki bize en büyük hediyelerinden biri düşünen insanların birbirini bulup sarılabileceği Ankara Us Atölyesi''dir.

Nasıl Tolstoy, Dostoyevski ve Picasso gibi isimler yüzyıllardır konuşuluyor ve pek çok kişiye halen ilham oluyorsa Ankara Us Atölyesi''nin de binlerce kişiye ilham olarak yüzyıllarca konuşulması dileğiyle…

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları