Özellikle son 1 yıl içerisinde artan fiyatlar, bozulan ekonomi hatta bozulan toplum psikolojisi neticesinde Türk toplumu iki ayrı gruba ayrıldı; ekonomik bozulmalara alışanlar ve her yeni karar ve zamda tekrar tekrar şaşıranlar.
İki grup da birbirine son derece düşman; çünkü alışanlar, şaşıranlarla dalga geçerken şaşıranlar ise alışanlara, ''''Hiçbir şeye tepki vermeyip hemen alıştığınız için böyle oluyor'''' diyor.
Biz de bu yazımızda ''''Alışan mı bilinçli vatandaştır, yoksa şaşıran mı?'''' meselesine değineceğiz.
Tabii buradaki alışmak ifadesi bir tepkisizlik ya da umursamamak anlamında değil hatta tam tersi tepkiden doğan bir alışma duygusudur. Şaşırmak ise alışmaya nazaran daha saf ve temiz bir duygu durumudur. Yani alışanın da şaşıranın da tepkili olduğu muhakkak ama mevcut durumumuzu bu şekilde ifade etmek ne kadar doğrudur?
O halde kendi toplumumuzdaki alışanlar ve şaşıranlar üzerinden inceleyelim.
Türk toplumunun alışanları hakikatte çok sıkıntılı ve faydasız bir durumdadır. Evet, tepkilidirler ama umursadıkları şeyi görmezden gelen bir alışma söz konusudur. Bu sebeple tepki koymadıkları her alışma durumu memleketin başına daha büyük sıkıntılar açmaktadır. Çünkü iktidar adını verdiğimiz yöneticiler, yaptıkları her zammın etkisini sosyal medyadan incelemektedir.
Dolmuşçuların kontak kapatmasını ve sosyal medyadaki tepkilerinin ne kadar etkili olduğunu hep birlikte görmedik mi? Gerçi doktorlarımızın tepkisinin faydasızlığını da hep birlikte gördük ama olsun... Zaten bu ülke doktorların, mühendislerin, avukatların ülkesi değil. Dolmuşçuların ülkesidir(!)
Peki, ülkemizin şaşıranları ne durumda?
Ciddiyetle ifade ediyorum onların durumu da pek iç açıcı değil ama yine de alışanlardan daha iyi durumda oldukları muhakkak. En azından mevcut durumdan hoşnut olmadıklarına dair bir ibare gösteriyorlar.
Şunu asla unutmayınız ki en korkunç insan, şaşırma duygusunu kaybeden insandır. Çünkü şaşırmak; ümitlenmenin, inanmanın ve halen insan olduğumuzun hatta yaşadığımızın en büyük göstergesidir. Her zam ve her olumsuz gelişmeye karşı koyacağınız en küçük şaşkınlık ya da tepki belki de içinizde var olan bir şeylerin düzeleceğine dair inancı temsil etmektedir.
Açıkça belirtmeliyim ki benim yerim şaşıranların yanıdır. Ben, bir memlekette şaşıranların alışanlardan fazla olmasını o memleketteki insanların mutluluğuna bağlıyorum. Eğer şaşırabilen bir halka sahipseniz, demek ki iyi yönetebilen ve sistemli bir hükümetiniz vardır.
Bir memleketin başına gelebilecek en kötü şeyse alışmış toplumun oluşmasıdır. Bugün televizyonlarda, sokak röportajlarında insanların yorumlarını dikkatle izleyiniz ve okuyunuz. Net bir şekilde göreceksiniz ki bıkkınlık ve alışmışlık denizlerimizdeki salyalar gibidir. Acil toplanması ve memlekete tekrar ümit aşılanması gerekmektedir.
Bugünkü yazımız bizim alışanlarımıza gelsin.
Memleketin şaşıranlarına, ümitlenenlerine ve ne olursa olsun duygularını kaybetmeyenlerine bu duygularını herkese aşılamalarını tavsiye ediyorum. Seçimlerden sonra alışanlar da şaşıranlar da inşallah mutluluğa ulaşacaktır.
