Değerli okuyucularım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın tartışmalı 'Türkiye ve Kıbrıs sözleri' tepkilere neden olmuştu. Özellikle de Akıncı'nın Kıbrıs Federasyonu olsun sözleri çokça tartışılmıştı.
Akıncı'ya Türkiye'deki AKP iktidarı ve muhalefet partileri sert tepki gösterdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın öyle bir yetkisi var ki herkesi korkutmalı.
Bunu da KKTC Cumhurbaşkanlığı sitesi olan www.kktcb.org adresinden olduğu gibi size aktarıyorum:
Meclis seçimlerinin yenilenmesi- Madde 88
(1) Cumhuriyet Meclisi, kendi seçiminin yenilenmesine, üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar verebilir. Çekimser ve geçersiz oylar sadece toplantı yetersayısına dahil olur; karar yetersayısı bakımından dikkate alınmaz.
(2) Cumhurbaşkanı, bu Anayasanın 106. maddesinin (2). fıkrası kurallarına uygun olarak, altmış günlük süre içinde Cumhuriyet Meclisi çoğunluğuna dayalı bir Bakanlar Kurulu'nun atanmasına olanak bulunmaması halinde, Cumhuriyet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir.
(3) Bu Anayasanın 109. maddesi uyarınca, Bakanlar Kurulu'nun bir yıllık süre içinde, güven oyu alamama veya güvensizlik oylaması sonucu üç kez düşmüş veya düşürülmüş olması halinde, Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir.
(4) Cumhurbaşkanı, yukarıdaki (2). ve (3). fıkra kuralları uyarınca Cumhuriyet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermeden önce, gerekli gördüğü takdirde, halkoylamasına başvurabilir.
(5) Cumhurbaşkanı, seçimlerin yenilenmesini veya halkoylamasına başvurulmasını kararlaştırırken, Cumhuriyet Meclisi Başkanı, Bakanlar Kurulu ve Cumhuriyet Meclisi'nde grubu bulunan siyasal parti başkanlarının görüşlerini alır.
Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin KKTC'de geniş olduğu görünüyor.
Bu yetkiler bana 7 Haziran sonrası koalisyon hükümetini kurdurmayan ülkeyi tekrar erken seçime götüren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hatırlattı.
Anlaşılan odur ki, KKTC bizim eski parlamenter sistemdeki hatalara benzer bir rejimle yönetiliyor.
Meral Hanım'ın dediği iyileştirilmiş parlamenter rejim işte bu noktada devreye giriyor. Önceki parlamenter rejimi kopyala yapıştır yaparsak, koalisyon kurdurmayan Erdoğan ve KKTC'deki Mustafa Akıncı örneğini görürüz.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yüzde 67 oyla kazanan Mustafa Akıncı'nın yetkileri ile Erdoğan'ın koalisyon kurdurmadığı dönemdeki yetkileri neredeyse aynı.
Yani velev ki, olası Meclis seçimlerinde KKTC'de Akıncı'nın bu tepki çeken söylemlerine karşıt bir hükümet geldi. Koalisyon kurdurmayan Erdoğan gibi Akıncı da koalisyonu kurdurmaz. Kendisine yakın partileri seçtiresiye kadar Akıncı, Erdoğan'ın tavırlarını izleyebilir. Geçmişte KKTC'de böyle olmadı diyecekler vardır.
7 Haziran-1 Kasım arası koalisyon kurdurmayan Erdoğan gibi bir örneği Türkiye gördü mü? Elbette görmedi. İşte KKTC'yi bekleyen tehlike budur.
Onun için İYİ Parti lideri Meral Akşener'in iyileştirilmiş parlamenter rejim Türkiye'ye geldikten sonra yavru vatan KKTC'ye de bu rejimin ihraç edilmesi lazımdır.
Mustafa Akıncı gibi kötü niyetli ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi KKTC politikalarına ters düşülmeyecek bir Cumhurbaşkanı'nın gelmesi önemli olmadır. Meclis seçerse Cumhurbaşkanı'nı KKTC'de Başbakana güven oyu veren vekiller, Akıncı gibi tipleri seçmez. Halk yanlış yapıyor demiyorum. Halk sembolik Cumhurbaşkanı olarak görünen Akıncı'ya oy atabilir. Halk önemsemeyebilir. Ama Kıbrıs Türkleri'nin gözden kaçırdığı konu KKTC'de Anayasası'nın gizli maddelerinde neredeyse Cumhurbaşkanı'na gizli Başkan yetkileri veriliyor. Yukarıda paylaştım.
Halk elbette bu yetkileri bilmeyebilir. Ama iyileştirilmiş parlamenter rejimi kuracak hukukçu ve siyasetçi ekip bilebilir.
