Ahmet Hakan'ın beklediği yanıt

Korona virüs salgını nedeniyle herkes evlerine çekilmek zorunda bırakılmışken AKP hükümetinden konser düzenleme hamlesi geldi. Bu konsere hükümete yakınlığıyla bilinen isimler davet edildi.

Konsere harcanan miktarın 30 milyon lira olduğu öne sürüldü.

Ve Youtube'dan canlı yayınlanan konserlerin izlenme-me sayıları da harcanan para kadar gündem oldu.

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ise 14 Haziran'da yazdığı yazısının bir kısmında bu konsere değinerek bazı isimlerin neden konserde olmadığını sordu.

Hakan'ın sorusu oldukça yerindeydi.

Peki ya Ahmet Hakan sorduğu soruda samimi miydi? "Yoksa bunu da yazmamış olmayayım" diye mi yazdı.

Yoksa Ahmet Hakan bu isimlerin neden konserde olmadığını bilemeyecek kadar cahil miydi?

Hiç zannetmiyorum.

O günkü yazısında "Devletin düzenlediği konserlerde niye yoklar" ara başlığıyla şunları yazdı Hakan:

"- Anadolu türkülerinin piri Musa Eroğlu...  Niye yok?

- Türkiye'nin en güçlü sesi ve yorumcusu Selda Bağcan... Niye yok?

- Kendine özgü söyleyişiyle gönlümüzde taht kuran Ahmet Aslan... Niye yok?

- Bir turna... Anadolu turnası... Bedia Akartürk... Niye yok?

- Türk sanat müziğine yeniden kan ve can veren Melihat Gülses... Niye yok?

- Yüzyıllar öncesinden gelmiş dervişler gibi türkü söyleyen Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu... Niye yok?

-Yerlilikse yerlilik... Anadolu'ysa Anadolu... Milli kültürse milli kültür... Bu toprakların sesiyse bu toprakların sesi... Zirveyse zirve...

Hepsi fazlasıyla var bu sanatçılarda.

-Gerçekten niye yoklar?"

Hakan'ın yazısını okur okumaz gazetecilik refleksiyle hemen Selda Bağcan'ı aramam gerektiğine karar verdim. Ancak saat erkendi ve günlerden Pazardı. Selda Hanım'ın uyuduğunu düşünerek biraz daha beklemeye karar verdim.

Ancak daha fazla dayanamadım ve saat 10:00 civarı Selda Hanım'ı aradım. Ahmet Hakan'ın bu sorusunu bizzat kendisine sormak istedim. "Siz bu konserde neden yoksunuz?"

Selda Hanım ile konuştuğumda daha Ahmet Hakan'ın yazısından haberi bile yoktu. Olayı kısaca özet geçtikten sonra şen kahkahasını atarak "Gazete almaya daha gitmedim. Okuduktan sonra size dönüş yapayım" dedi.

Ben de başladım beklemeye. Ve öğleden sonra telefonum çaldı. Arayan Türk Halk Müziği'nin divası Selda Bağcan'dı.

Heyecanla telefonu açtım ve o soruyu sordum. "Ahmet Hakan sizin neden konserde olmadığınızı soruyor. Neden yoksunuz efendim?"

Bağcan, "Memleketi karpuz gibi ikiye yardılar dolayısıyla bunu karpuz gibi yaranlara sormak lazım" diye yanıt verdi.

Bu sorunun yanıtını almıştım.

Artık kendi sorularıma geçmeliydim.

"Size konserle ilgili davet geldi mi" diye sordum.

Selda Bağcan, bu soruma da "Onlar kimi davet edeceklerini iyi bilirler" diye yanıt verdi. 

Soru stilimi biraz daha değiştirdim ve "Size davet gelse konsere iştirak eder miydiniz" diye sordum.

Evet ya da hayır diye net bir cevap vermedi belki ama "Memleketi karpuz gibi ikiye böldüler. Bu cevap yeterli" dedi.

Ve kendisine teşekkür ederek telefonu kapattım.

Hemen haberi yazmaya başladım.

Ahmet Hakan'ın sorduğu sorunun yanıtını almıştım.

14 Haziran'da Ahmet Hakan "Saray'ın konserinde neden yok" diye sormuştu... 'Selda Bağcan'dan yanıt geldi' başlığıyla Günboyu'nun internet sitesinden Selda Bağcan ile yaptığım röportaj yayımlandı.

Yani Ahmet Hakan'ın sorusuna karşılık hemen o gün verilmişti.

Bağcan'ın Hakan'a yanıtı ülke gündeminde bir numaraya oturdu. Bütün haber siteleri Bağcan'ın Hakan'a yanıtını manşetlerinden verdi.

Sözcü gazetesi ertesi günkü 1. sayfasında Selda Bağcan'ın Ahmet Hakan'a yanıtını "Memleketi karpuz gibi ikiye yardılar" başlığıyla verdi.

Bugün Ahmet Hakan'ın sorusunun ve aldığı yanıtın üzerinden tam 16 gün geçti.

Sayın Hakan, Twitter profilinize sabitleyecek kadar merak ettiğiniz sorunun yanıtını Selda Bağcan size çok güzel bir şekilde verdi.

Peki neden ölüm sessizliğine bürünmeyi tercih ettiniz?

Yoksa bu cevabın ağırlığı altında mı kaldınız?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları