Adnan Yamaç Zeki Müren’in bilinmeyenlerini kaleme aldı: Sanat Güneşi

Adnan Yamaç Zeki Müren’in bilinmeyenlerini kaleme aldı: Sanat Güneşi
Yeniçağ, Günboyu ve Kamu Son Haber için büyük yazar yarışması sonuçları belli oldu. Yarışmayı 1. olarak kazanan Adnan Yamaç'ın Sanat Güneşi yazısı...

Adnan Yamaç’ın seçici kurulumuz tarafından seçilerek dereceye giren yazısı şu şekilde:

Yer : Bursa'nın Hisar semti.
Mekân : Ortapazar Caddesi'ndeki
30 numaralı ahşap ev.
Yıl : 1931.
Soğuk bir kış günü.
Aylardan Aralık.
Ayın 6'sı.
Günlerden pazar.
Nur topu gibi bir erkek çocuğu dünyaya gelir.
Babası Kaya Bey ve annesi Hayriye Hanım sevinçten havalara uçar.
Adını "Zeki" koyarlar.
Ailenin tek çocuğudur Zeki.
Ailesi Makedonya göçmenidir.
Üsküp'ten Bursa'ya göç etmiştir.
Zeki, adı gibi zeki bir çocuktur.
Bir o kadar da yetenekli.
Peki...
Kim midir o yetenekli çocuk?
Söyleyelim o zaman:
O yetenekli çocuk...
Sanat Güneşi'miz Zeki Müren'dir.

Müziğe karşı yeteneğini, ilk önce ilkokul öğretmenleri fark eder.
Henüz...
Bursa'da Osmangazi İlkokulu'nda okumaktadır.
Müzikli okul müsamerelerinde, başrol verilir kendisine.
Ortaokulu da Bursa'da tamamlar.
Derken...
Lise yılları başlar.
İstanbul'a gelir.
Taşı toprağı altın İstanbul'a.
Boğaziçi Lisesi'ne kaydolur.
Bir yandan lisede öğrenim görürken, bir yandan da Agopos Efendi ve Udî Krikor'dan musiki dersleri alır.
Liseden başarıyla mezun olur.
Ardından...
Üniversite yılları başlar.
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne (Şimdiki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi'ne) kaydolur.
Yıl : 1950.
Henüz akademide öğrencidir.
TRT İstanbul Radyosu'nun açtığı sınava katılır.
Onunla birlikte 185 aday daha katılır sınava.
Sınavı birincilikle kazanır.
Tarih : 1 Ocak 1951.
O gün çok, ama çok heyecanlıdır.
TRT İstanbul Radyosu'nda...
Hem de canlı yayında...
İlk konserini verecektir.
Çok beğenilir ve büyük ses getirir o konser.
O konserde, kendisine eşlik eden saz ekibinde
kimler yoktur ki :
Şerif İçli...
Şükrü Tunar...
Refik Fersan...
Necdet Gezen...
Velhasıl muhteşem bir kadro...

Kısa bir süre sonra, sahne konserlerine başlar.
İlk sahne konserini 26 Mayıs 1955 tarihinde verir.
Akademi eğitimi de aldığı için, aynı zamanda çok iyi bir tasarımcıdır da.
Sahnede giydiği kıyafetlerin bir çoğunu kendisi tasarlar.
"Sanat Güneşi", sahnelere iyice ısınmıştır.
Derken...
Maksim Gazinosu yılları başlar...
Tam 11 yıl, aralıksız Maksim Gazinosu'nda sahne alır.
Hemen belirtelim.
Meşhur "T" şeklindeki podyumun tasarımcısı da kendisidir.

Bestekârdır.
Sesiyle...
Nefesiyle olduğu kadar....
Besteleriyle de şarkılara hayat verir.
Henüz 17 yaşındadır.
"Zehretme hayatı bana cânânım" mısrasıyla başlayan acemkürdi makamında ilk bestesini yapar.
Besteleri saymakla bitmez...
Dilerseniz...
Birkaçını sayalım hemen.
Sûzinâk makamdaki bestesi :
"Şimdi uzaklardasın".
Kürdilihicazkâr makamındaki bestesi: "Manolyam"
Nihâvend makamındaki bestesi :
"Bir demet yasemen".
Yine, nihâvend makamındaki bestesi :
"Gözlerinin içine başka hayal girmesin "
Ve...
Daha niceleri...
Dile kolay.
Hepsi birbirinden kıymetli...
Hepsi birbirinden güzel...
300'e yakın beste...
Büyük bir arşiv bırakır bizlere.
Yaşamı boyunca 600'e yakın plak ve kaset doldurur.

Yıl : 1954.
Bir sinema filmi.
Adı : " Beklenen Şarkı"
İlk filmidir Zeki Müren'in.
Filmin başrollerini Cahide Sonku ile birlikte paylaşır.
Film, gişe rekorları kırar.
Devamı da gelir...
Tam 18 filmde daha oynar.
Ardından...
Askerlik yılları başlar.
1957 -1958 yıllarında, yedek subay olarak Ankara Piyade Okulun'da vatani görevini tamamlar.

Şairdir.
100'e yakın şiir yazar.
1965 yılında, " Bıldırcın Yağmuru " adlı şiir kitabını çıkarır.
Yine aynı yıl...
Arena Tiyatrosu tarafından sahneye konulan "Çay ve Sempati" adlı tiyatro oyununda başrolü oynar.
1980 yılına kadar, İstanbul'daki seçkin gazinolarda ve fuar sezonunda da İzmir Fuarı'ndaki gazinolarda sahne alır.

"İlk"lerin sanatçısıdır.
1955 yılında "Manolyam" adlı şarkısıyla Türkiye'de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü'nü kazanır.
Aynı zamanda, Londra'da bulunan Royal Albert Hall'da konser veren ilk Türk sanatçısıdır.
Ayrıca, sanata olan katkılarından dolayı
"Devlet Sanatçısı" ünvanıyla ödüllendirilir.

Yaşı ilerledikçe hastalıkları artar, sağlığı bozulur.
İleri derecede şeker hastasıdır...
Ayrıca...
Kalp rahatsızlığı da vardır...
Aldığı kortizonlu ilaçlar yüzünden, aşırı derecede kilo almıştır.
Bu yüzden...
1980 yılından itibaren sahne hayatından uzaklaşır.
Bodrum'a yerleşir.
Sakin bir hayat yaşamaya başlar.

Tarih : 24 Eylül 1996.
Günlerden Çarşamba.
O gün, bir davet gelir kendisine.
Kurumsal bir davettir bu.
Davetin sahibi, TRT İzmir Televizyonu'dur.
Her zamanki nazik üslubuyla daveti kabul eder.
Hemen yola koyulur...
Çok heyecanlıdır.
Ve...
Program başlar.
İlk başlarda her şey yolundadır.
Ne olduysa, işte o an olur.
Bir mikrofon takdim edilecektir kendisine.
TRT İstanbul Radyosu'nda, ilk canlı konserini verdiği, ilk şarkılarını okuduğu mikrofon.
İşte, o mikrofon kendisine takdim edilirken çok heyecanlanır.
TRT İstanbul Radyosu'ndaki ilk günkü heyecanını yaşar o an.
Ancak...
Kalbi o heyecana dayanamaz.
Rahatsızlanır.
Hemen yayına ara verilir.
İlk müdahaleler yapılır...
Vakit kaybetmeden, ambulansla İzmir Eşrefpaşa Hastanesi'ne götürülür.
Ne yazık ki...
Doktorların yoğun çabaları ve müdahaleleri sonuç vermez.
Kendisinin de çok arzu ettiği gibi, sahneden uğurlanır son yolculuğuna.
Bursa'da, Emir Sultan Mezarlığında toprağa verilir.
Ardında...
Milyonlarca hayran...
Yüzlerce beste...
Hafızalarımıza kazınan, hiç unutulmayacak yüzlerce şarkı bırakarak ayrılır aramızdan....
Bir vasiyeti vardır Sanat Güneşi'mizin :
Öldükten sonra; tüm mal varlığının,Türk Eğitim Vakfı ile Mehmetçik Vakfı'na bağışlanması.
Tereddütsüz, son isteği de yerine getirilir.

Yazımızı noktalarken...
Son sözleri Sanat Güneşi'mize bırakalım dilerseniz :

" Kimsesizlerin kimsesiziyim, kimsesizim...
Yalnızların yalnızıyım, yalnızım...
Dertlilerin dertlisiyim, dertliyim...
Aşıkların aşkıyım, aşığım.
İsmim Mesut, göbek adım Bahtiyar...
Yıllarca hep böyle bildiniz siz...
Mesut Bahtiyar'dan şarkılar dinlediniz..."

Sanat Güneşi'mizi ölümünün 27. yılında
sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz.
Ruhu şâd, mekânı cennet olsun inşallah.

Yüzünüzdeki gülümseme, yüreğinizdeki sevgi ve içinizdeki umut her daim var olsun efendim.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İlgili Haberler
Öne Çıkanlar