Ülkemizi, kendi ülkelerinden otobüslerle gelerek gezen turist grupları sayılarında özellikle son yıllarda ciddi artışlar gözlemleniyor. Bunun iyi yönde bir gelişme olduğunu takdir etmekle birlikte, otobüsle ülkemizde gezen yabancı grupların denetimi ve kontrolleri konusunda ciddi bir açığın da olduğunun gözlemliyoruz. Özellikle Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Gürcistan gibi ülkelerin başını çektiği bu tür otobüs grupları neredeyse tüm organizasyonları kendileri düzenlemekte ve büyük bir çoğunluğu da, gezi programlarını kendi kafalarına göre yapmaktalar.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın konuya acilen el atıp, özellikle gümrük kapılarımızdan otobüslerle ülkemize giriş yapan yabancı tur gruplarının, "Türkiye'deki muhatap TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentası Birliği) üyesi seyahat acentasının kim olduğu ile ilgili evrakları sorması gerekmektedir". Bu tür tur faaliyetlerinin yabancı tur gruplarının başında "rehber" olarak gelen şahıslara bırakılması, ülkemize büyük zararlar vermektedir. Tek dertleri getirdikleri insanları alış veriş merkezlerine götürmek ve oralarda yapılan satışlardan komisyon almak olan bu tür tur organizasyonların, devletimiz denetiminde yapılması büyük bir zarurettir.
Nasıl ki, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde faaliyet gösteren TÜRSAB üyesi seyahat acentaları, yaptıkları tur faaliyetleri ile ilgili tüm detayları evrak dosyalarında bulundurmak zorunda iseler, bunun yabancı tur otobüs gruplarında da olma zorunluluğundan daha doğal bir uygulama olamaz. Devletimizin ülkemiz hakkında "doğru bilgilerin verilmesi ve tanıtımının düzgün yapılması" ile ilgili ne kadar titiz davrandığını ve bunu yasal zorunluluk haline getirdiğini, "TÜRSAB ve Profesyonel Turist Rehberliği Yasalarından" biliyoruz. Ama ülkemize kendi başlarına tur organizasyonu yapan yüzlerce yabancı tur otobüslerindeki bu "denetimsizliği" anlamakta zorluk çekiyoruz.
Nasıl ki, ülkemizden otobüslerle Avrupa ülkelerine organize edilen turlarda Türk acentaların gittikleri ülkelerdeki yerel acentalarla iş birliği yapıp, yerel rehberlerle tur yapmaları zorunluluğu var ise, bizim de aynı uygulamayı kendi ülkemize gelen yabancı tur grup otobüslerine ve o otobüsleri gönderen yabancı seyahat acentalarından talep etmekten daha doğal bir şey olamaz.
Yabancı tur otobüsleri ile ülkemize gelen grupların programlarının, Türk seyahat acentaları aracılığı ile oluşturulması durumunda, bu grupların gezileri sırasında ören yerlerine girmeleri sağlanmış ve dolayısı ile devletin doğrudan kazanç elde etmesi sağlanmış olacaktır. Ören yerlerine girmeyen yabancı grupların sadece otobüs yolculuğu yapıp otellerde konaklamaları, devlet olarak bizim kabul edebileceğimiz bir "tur programı" olmamalı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB'ın görevlendirdiği denetmenlerin yoğun şekilde ülkemize tur otobüsleri ile yabancı grupların giriş yaptığı, "Sarp, Kapıkule ve İpsala sınır kapılarında" sürekli denetim uygulamasına başlamaları ile birlikte, ülkemize gelen ziyaretçilerin daha doğru bilgilenmeleri sağlanacak, acentaların yapacağı tur programları sayesinde ülkemizin de, daha fazla kazanması sağlanmış olacaktır.
Özellikle İstanbul'a hafta sonları gelen yabancı tur otobüs gruplarında ciddi sorunlar olup, hiçbir yetkisi olmayan şahıslar tarafından gruplar yönlendirilmekteler. Söylediklerimin ne kadar doğru olduğunu görmek isteyen yetkililerimizin, İstanbul Eminönü ve Beyazıt Meydanı civarında park halindeki yabancı tur otobüslerini denetlemelerini öneriyorum.
