Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Baybars Ergün

Baybars Ergün

MÜNZEVİ

Korkut Ata

Korkut Ata, Oğuz Türklerinin efsanevi destanlarında özel bir saygı ve kutsallıkla anılan, bozkır yaşamının derin geleneklerini ve adetlerini mükemmel bir şekilde bilen, kabile düzenini muhafaza eden yarı-efsanevi bir bilgedir. Dede Korkut, Türklerin en eski destanı olan Dede Korkut Kitabı'nda hikâyelerin özgün anlatıcısı olarak öne çıkan bir ozandır.

Korkut Ata’nın adı, tarihî kaynaklarda ve farklı Oğuz rivayetlerinde bazen sadece "Korkut", bazen de "Korkut Ata" olarak geçer; Batı Türkçesinde ise genellikle "Dede Korkut" olarak anılmaktadır. Sirderya havzasında ortaya çıkan halk anlatıları, onu bir Kam/Baksı (Şaman) olarak tanıtırken, yazılı kaynaklar ise hükümdarlara vezirlik, müşavirlik yapmış bir Müslüman Türk velisi olarak tasvir eder. Oğuzların İslâm’ı kabul etmeden önceki dönemlerin kâhini (kam/baksı) olduğuna inanılır ve İslâmlaşma sürecinde kültürel değişimle birlikte evliya kimliğine büründüğü düşünülmektedir. 2018 yılında Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan'ın UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listeleri'ne dahil edilmiştir. Kazak ve Kırgız baksılarının önderi olarak da bilinir ve bir söylenceye göre Kırgız şamanlarına kopuz çalmayı ve türkü söylemeyi öğretmiştir.

Azerbaycan'da ve Anadolu'da, Dede Korkut'a ait olduğu iddia edilen bazı mezarlar bulunmaktadır. 1638 yılında Alman imparatorunun Moskova ve İran elçisi Adam Olearius, Dede Korkut'un Demirkapı-Derbend şehri yakınlarında "İmam Korkut" adlı bir İslam velisinin mezarını gördüğünü aktarmıştır. Bu mezar, İran ve Dağıstan Tatarları arasındaki sınırı belirleyen küçük bir ırmağın kenarında kaya içine oyulmuş büyük bir mağara şeklinde; tabutu ise dört tahtadandır.

Evliya Çelebi, Seyahatname’de, 1647’de Demir Kapu’da gördüğü ziyaretgâhın Dede Korkut’a ait olduğunu belirtir. Ayrıca, 1655’te Ahlat'ı ziyaret ettiğinde, "Ahlat’ta yatanlardan birisinin de Korkut Han olduğu" şeklinde bilgi verir. Sirderya havzasında yaşayan Kırgız, Kazak, Karakalpak ve Türkmenler tarafından ziyaret edilen ve Korkut Ata'nın kabri olarak bilinen bir başka mezar da vardır. Bu mezar, Kalinski ile Kızılorda arasında Sirderya nehrinin Aral Gölü’ne yakın bir yerde, sahil kenarında bulunmaktadır. Ayrıca, Bayburt’un güney doğusundaki Masat köyünün hemen çıkışında yer alan ve halk arasında "Ali Baba Türbesi" olarak bilinen Türkmen türbesinin de Dede Korkut'a ait olduğu iddia edilmektedir. Bu tez, şair Orhan Şaik Gökyay tarafından ortaya atılmıştır.

Dede Korkut'un kişiliği hakkındaki bilgiler, halk efsanelerinden, Dede Korkut Kitabı'ndan ve Oğuzların tarihini anlatan yazılı kaynaklardan gelir. Dede Korkut Kitabı'na göre, destanın anlatıcısı olan ozan, Oğuzların Bayat boyundan gelmektedir. Korkut Ata, kalp gözü açık, derin hikmetli sözlere sahip bir bilge ozandır. Oğuz beylerinin ve halkın adetlerini, geçmişini bilen; halkın her zorluğunu çözen geleneksel bir eğitici, rehber ve akıl hocasıdır. Kökenleri ozan/baksı geleneğine dayanır ve sıradan bir insan olmadığı, Tanrı tarafından seçildiği düşünülür. Söyledikleri, kendi duygu ve düşüncelerinden ziyade Hak Tealâ'nın ilhamıyla ortaya çıktığı anlaşılır.

Tarihî kaynaklarda sunulan bilgiler, Dede Korkut'un şahsiyetiyle ilgili olarak büyük ölçüde Kitâb-ı Dede Korkut'ta yer alan anlatımlarla paralellik gösterir. Korkut Ata, geçmişte ve gelecekte gerçekleşecek olayları önceden bilen bir kişi olarak nitelendirilir ve Türk topluluğu içinde büyük bir üne sahip olduğu vurgulanır; aynı zamanda velilik özellikleri ön plana çıkarılır.

Halk efsanelerinde, Korkut Ata, eşsiz bir halk şairi olarak ve kopuz ile dombranın yaratıcısı olarak öne çıkar. Kopuz çalma ve kamlık/baksılık yapma yeteneğinin, Ata ruhları tarafından ona özel bir görev verilmesiyle bağlantılı olduğuna inanılır. Karakalpakistan'da dolaşan bir efsane, Korkut Ata'nın kopuzun yapımını olağanüstü varlıklardan öğrendiğini anlatır. Korkut Ata, sonsuz hayatı kopuzun melodilerinde aramış ve nesiller boyunca aktarılan değerli sözler ve melodiler üretmiştir. Şiir ve melodi dünyasının atası olarak kabul edilir. Söylencelerde, Korkut Ata'nın tüm hayvanların, özellikle de kuşların dilini bildiğine inanılır. Azerbaycan Türkleri arasında yaygın olan inanca göre, dünyadaki her şeyin adını Korkut Ata'nın koyduğu kabul edilir ve yiğitlere de isimler vermiştir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları