Atsız’ın Kudüs’ü

Filistin, İsrail, Gazze tartışmaları ekseninde bölgede yaşanan insani dram gerçekten herkesi derinden üzüyor. Bu noktada savaşın ve akan kanın bir an önce durdurulması tüm insanlığın en büyük temennisi.

Ancak biz Türkler için Gazze’deki insanlık bağı kadar Kudüs’teki tarihî bağ ortaya çıkıyor.

Türkler ve Kudüs arasında İslami eksende gelişen manevi bağların yanı sıra derin bir tarihî bağ ve kader birlikteliği mevcut.

Türk birliklerinin Filistin coğrafyasıyla tanışması, en az Anadolu coğrafyasıyla tanışmaları kadar eskiye dayanıyor.

Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın 1071’de Malazgirt’te Anadolu’yu bizlerin kalıcı yurdu haline getirirken Alp Arslan’ın ünlü komutanı Atsız’ın aynı yıllarda Kudüs’ü Türk hâkimiyetine aldığı çok azımızın hafızasındadır.

Selçuklu Devleti ve Türk halkı, 1040 yılında Horasan’da bir devlet kurunca, Orta Doğu bölgesine coğrafi bakımdan yakınlaşmaya başlamış oldular. Bu coğrafi yakınlık ve İslam Medeniyeti’ne mensubiyet, Selçuklu Devleti politikasını da yönlendirdi.

Önce Bağdat ve çevresinde hâkim olan Abbasi Devleti ile yakın ilişkiler kuruldu. Daha sonra Mısır ve Suriye’ye yönelik politikalar geliştirildi.

Sultan Alp Arslan’ın komutanlarından olan Atsız, bugünkü Kuzey Suriye ve Filistin’in büyük bir bölümünü ele geçirerek bu toprakları Selçuklu hâkimiyetine dâhil etti, Filistin’de ilk Türk beyliğini kurdu.

Kurulan beyliğin merkezi Remle idi. Atsız, daha sonra Fatımiler’in elinde olan Kudüs’ü kuşattı. Bu kutsal şehirde kan dökülmesini istemiyordu.

Bu sebeple Kudüs’ün Türk asıllı valisine bir mektup göndererek “Bu kutsal şehre karşı savaşmamı Allah doğru bulmaz, şehrin kan dökülmeden teslimini istiyorum” dedi.

Bunun üzerine Vali, Atsız’a “Ben de sizler gibi bir Türk’üm, size karşı şehri hiçbir zaman savunmayacağım. Fakat bana hayatım ve servetim hakkında güvence verilirse şehri derhal teslim eder, hizmetinize girerim” cevabını verdi. Atsız bu sözler karşısında Vali’ye istediklerini verdi ve Kudüs’ü kan dökülmeden teslim aldı.

Şehirde, Fatımi Halifeliği adına değil Abbasi Halifeliği adına hutbe okunmaya başlandı.

Atsız, Kudüs’ü ele geçirdiğinde şehrin zenginliklerine dokunmadığı gibi, onların yağmadan korunmasını sağlamak için muhafızlar görevlendirdi.

Kudüs’ün zaptından sonra Atsız, yönetim merkezini buraya taşıdı ve hazinesi, ailesi ve yakınlarıyla birlikte meşhur Davud Burcu’na yerleşti.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları