Atatürk’ün Fatih’i

Son dönemde Türkiye’de bazı gruplar arasında kıyasıya bir yarış söz konusu. Osmanlı’nın çağ açıp çağ kapatan padişahlarına amansızca sallayanlar da var, yaptığı sünnet düğünüyle İmparatorluğun geleceğini yok eden padişaha karşı amansız savunanlar da…

Bana göre en sorunlusu ise Cumhuriyet öncesi ve sonrasıcıların anlamsız karşılaştırma yapma istekleri. Osmanlıyı yüceltmek isteyen bu zihniyet acımasızca Atatürk eleştirisi yapıyor. Atatürk övgüsü yapmak isteyenler ise Fatih’e sallıyor. Atatürk bizim de Fatih değil mi? Ya da Fatih dehaydı da Atatürk değil mi? Bana göre sorunlu kıyaslamalarda bulunuyoruz.

Gelin Fatih’e bir de Atatürk’ten bakalım…

Atatürk'ün hem Osmanlı padişahları hem de bütün Türk tarihi içerisinde en çok hayranlık duyduğu şahsiyet Sultan Fatih'tir.

Atatürk, "İstanbul'un fethi olayını değerlendirirken diyenler vardır ki: 'Bizanslılar Türklerden daha medeni idiler, fakat Türklerin harsı kuvvetli olduğu için galip ve başarılı oldular!

Bu anlayış anlatım doğru değildir. Gerçekte Türkler Bizanslılardan hem daha medeni idiler, hem de ırki karakterleri onlardan yüksekti.

Medeniyet dediğimiz harsın üç önemli özelliğini göz önünde tutarak olayı değerlendirirsek fikrimiz kolaylıkla anlaşılmış olur:

İstanbul'u alan Türkler, devlet hayatında elbette Bizans İmparatorluğu'ndan çok yüksekti. Türklerin İstanbul'un fethinde inşa ve icat ettikleri gemileri toplar ve her çeşit araçlar, gösterdikleri yüksek fen yeteneği, bilhassa koca bir donanmayı Dolmabahçe'den Haliç'e kadar karadan nakletmek dehası, daha önce Boğaziçi'nde inşa ettikleri kuleler, aldıkları tedbirler, Bizans'ı alan Türklerin fikir ve fen aleminde ne kadar ileri olduklarının yüksek şahitleridir.

Bizans prenslerinin Türk ordugahlarında staj yaptıklarını, her konuda ders aldıklarını da hatırlatmak isterim. Daha Atilla zamanında Doğu Roma İmparatorluğu'nun Türklerin haraçgüzarı olacak kadar siyasette ve askerlikte bilgi ve beceriden yoksun düzeyde olduğu bilinmektedir. Bizans'ı alan Türklerin, ekonomik hayatta, Bizanslıların çok ilerisinde olduğunu anlatmaya dahi gerek yoktur."

Bir sohbette ise kendisiyle kıyaslama yapılan Fatih hakkında şunları söylemiştir; "Ben Fatih'ten büyük olabilir miyim! Çok kereler Fatih'in karşılaştığı meseleleri düşündüğüm zaman ben de aynı çözüm yollarını bulmuşumdur. Yalnız, Fatih, benim karşısında kaldığım sorunları nasıl hallederdi? Bunu çok merak ederim.. İkinci Mehmet büyük adamdır büyük…"

Atatürk'ün Sultan Fatih ve Türk tarihine yönelik bu yönde başka sözleri de var.

Ancak, bu iki örnek bile yeter, İstanbul'un fethinin arkasındaki yüksek aklı, tekniği, fenni anlamaya ve Atatürk'ün bunlara yaptığı vurguya…

Zaten fethin, askeri ve siyasi ayağına bakarsanız Atatürk'ün yaptığı vurgu net görülür...

Mesela; Fatih, Bizans surlarını aşmadan şehri alamazdı, bunu bildiğinden topu icat etti.

Hristiyan alemindeki Katolik-Ortodoks çekişmesini, aradaki fay hatlarını çok iyi kullandı...

Tarih bilgisi de fetih sırasında devreye girdi; Gemileri karadan yürütüp Haliç'e indirme hadisesi var ya, aynı yöntemin Osmanlı'nın Balkanlardaki küçük bir kasabayı fethi sırasında kullandığını biliyordu...

Bırakın Gazi Paşa’ya sallamayı, Fatih’e saldırmayı da övgü duyun… Çağ açıp çağ kapatan, 40 millete karşı boyun eğmeyen bu isimlerle gurur duyun!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları