Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, her yıl 1500 genç doktorun çalışmak üzere başka ülkelere gittiğini açıkladı.

Doktorları göçe zorlayan nedenler arasında; zorunlu hizmet, düşük maaş, iş güvencesi olmayışı ve başta doktorlar olmak üzere sağlık personeline yönelik fiziki ve sözel saldırılar yer alıyormuş.

Prof. Bulut, giden doktorları haklı buluyor ama ben aynı görüşte değilim.

Ülkenin kıt olanaklarıyla ilkokuldan tıp fakültesini bitirinceye kadar okutulup meslek sahibi yapılmış olanların, çalışarak bunun karşılığını halka ödemeden şu ya da bu nedenle başka diyarlara göçüp oralarda yeni hayatlar kurmaları son derece büyük bir vefasızlık gibi geliyor bana.

*

ARTAN GERİLİM KİME YARAR?

Siyaset dünyası çok gerildi.

İktidar ve muhalefetin temsilcileri birbirlerine adeta ateş püskürüyor, hakarete varan sözcüklerle saldırıyorlar.

Peki, seçime kadar böyle bir ortamda gidilmesi kime yarar?

Bana kalırsa iki tarafa da yaramaz.

İktidara yaramaz, çünkü seçmenin zihninde ülkenin iyi yönetilemediği algısı daha güçlü biçimde belirir.

Muhalefete yaramaz, çünkü bizim seçmen kavga izlemeyi sever ama kavga edenlere pek sıcak bakmaz.

Sonuç olarak iki tarafın da yeni bir değerlendirme yapması ve rotalarını daha sakin bir yöne doğru çevirmesi kendi yararlarına olur.

*

YUNANİSTAN'IN SAVAŞ HAZIRLIĞI

ABD ve Fransa'dan ardı ardına en gelişmiş savaş uçaklarından satın aldı.

Yine bu ülkelerle savunma işbirliği anlaşmaları imzaladı.

Topraklarını ABD üsleri kurulması için sonuna kadar açtı.

Sık sık askeri tatbikatlar yaparak savaş potansiyelini geliştirmeye çalışıyor.

Uluslararası anlaşmaları hiçe sayarak adaları sürekli silahlandırıyor.

Ekonomik açıdan pek de iyi durumda olmayan Yunanistan'ın tüm bunları masum bir savunma refleksiyle yaptığını düşünmek fazla iyimserlik olur.

*

Peki, Yunanistan bu hazırlıkları kimin için yapıyor?

Sınır komşuları Bulgaristan ve Arnavutluk'la hiçbir sorunları yok.

İtalya ile aralarında sınır değil Adriyatik Denizi var. Kaldı ki onlarla da bir anlaşmazlık içinde olduğu söylenemez.

Bir hayli uzaktaki Rusya'nın da herhangi bir tehdit oluşturmadığı rahatça ifade edilebilir.

O halde tüm bu hazırlıkların Türkiye'ye karşı yapıldığı aşikâr.

*

Yunanistan, 1919'da bazı büyük devletlerin kışkırtmasıyla önce İzmir'i, sonra da Anadolu'nun önemli bir bölümünü işgal etmişti.

Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Kurtuluş Savaşı'yla ağır kayıplar vererek 1922'de topraklarımızı terk etmek zorunda kaldı.

Acaba, şimdi yine büyük devletlerin oyununa mı geliyor, yine topraklarımızı işgal etmeye mi hazırlanıyor?

Bu sorunun yanıtını çok yönlü olarak düşünüp gerekli önlemleri almalıyız.

"Efendim, Türkiye ve Yunanistan,  NATO örgütünün üyeleridir. Aralarında savaş filan çıkmaz" yaklaşımı bizi yanılgıya düşürür.

Günümüzde NATO ve Birleşmiş Milletler gibi örgütlerin büyük devletlerin çıkarlarını korumak dışında bir işe yaramadıklarını bilmeliyiz.