Korona aşısı üreten firmalar işi tümüyle esnaflığa dökerken, Güney Afrikalı doktor Angeligue Coetzee tıp sektöründe çalışan herkese örnek olacak bir yaklaşım sergiledi, "Birçok ülkenin kapılarını yüzümüze kapatmasına neden olur, belki ekonomik krize bile yol açarım. Başım fena halde derde girer" filan demeden tespit ettiği ilk Omikron vakasını dünyaya ilan etti, devletlerin etkili önlemler almasının yolunu açtı.

Dr. Coetzee bu kadarla kalmadı. Aşı üreten firmalara, "Şimdiye kadar büyük kârlar elde ettiniz. Yeter artık. Elinizdeki verileri dünyayla paylaşın. Milyarlarca insanın aşıya ulaşmasının yolunu açın" çağrısı yaptı.

Bana kalırsa bu yürekli kadın doktor dünyadaki en saygın tıp ödüllerini şimdiden hak etti.

+

ÖRNEK BİR SAVAŞ

Sağlık Bakanlığı sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle ülkemizde her yıl en az 40 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ama bu korkunç tabloyu değiştirmek için pek bir şey yapmıyor.

Geçenlerde BBC şu haberi yayınladı:

"Yeni Zelanda'da, kabul edilen sağlık yasasıyla 2008'den sonra doğanlara sigara satılması yasaklandı. Böylece çocukların ve gençlerin sigaraya başlamasının önüne geçilmek isteniyor.

Sağlık Bakanlığı, sigara satışına getirilecek kısıtlamaların yanı sıra, tütüne erişimi ve sigaralardaki nikotin oranını azaltacak başka önlemler de alacak.

Yeni Zelanda, ülkedeki sigara kullanımını 2025'e kadar yüzde 95 oranında azaltmak, zamanla da tamamen ortadan kaldırmak konusunda kararlı."

*

Gelelim bize...

Buna benzer etkili önlemler alamaz mıyız?

Ankara'da oturduğum evin yakınlarında bir Anadolu lisesi ile bir klasik lise var.

Bazen dağılış saatlerinde bu okulların öğrencilerine rastlıyorum.

Okuldan çıkan kızlı erkekli neredeyse tüm öğrenciler sigaralarını yakıyor, tüttüre tüttüre gidiyorlar.

Buyurun size geleceğin kanser hastaları.

*

Hadi yıllarca sigara içip tiryaki olanları bundan vazgeçirmek zor diyelim, ama hiç olmazsa yeni tiryakilerin ortaya çıkmasının önüne geçilemez mi?

Sağlık Bakanlığımız Yeni Zelanda örneğini gözden geçirse hiç fena olmaz doğrusu.

+

ALKIŞLANACAK KARAR

Uluslararası Olimpiyat Komitesi, 2028'den itibaren olimpiyatlarda boks ve halter yarışmalarının olmayacağını açıkladı.

Alkışlanacak bir karar bu.

Öteden beri boks ve halterin spor olmadığını, gencecik insanları ring denilen alanda kıyasıya dövüştürmenin de, onları yüzlerce kiloluk ağırlıklar altında ezmenin de insani olmadığını ve spor sayılamayacağını savunuyorum.

Muhammed Ali dünyanın en iyi boksörü olmasına karşın başına aldığı darbeler yüzünden parkinsona yakalandı, yıllarca acı içinde yaşadı ve bu yüzden öldü.

Halterde Olimpiyat şampiyonumuz Naim Süleymanoğlu'nun 50 yaşında hayatını kaybetmesinde de yaptığı sporun bedeninde yarattığı ağır hasarların etkisi vardı.

+

HAYVANLAR İÇİN HUZUREVİ

Bugünkü köşemizi,  DW'nin verdiği ilginç bir haberle noktalayalım.

Almanya'da Karin Mück ve Jan Gerdes, artık süt veremediği için mezbahaya gönderilecek ineklere sahip çıkıyor, onları bir nevi huzurevi işlevi gören çiftliklerine alarak ömürlerinin son yıllarını rahat geçirmelerini sağlıyorlar.

Karin Mück, "Bir inek, süt tesislerinde yıllarca küçücük bir alanda adeta bir süt makinesi gibi tutuluyor. Ve mezbahaya gönderilinceye kadar geçen yıllarında en az 100 bin litre süt veriyor. Biz mezbahaya gidecek yaşa gelen hayvanları alıyor ve çiftliğimizde hiç olmazsa birkaç yıl mutlu yaşamaları için çalışıyoruz. Yaşlı sirk hayvanlarına da çiftliğimizde yer ayırdık" diyor.  

Bu haber dileyelim ki bizdeki hayvan severlere ilham olur.