Bu köşede 20 Ağustos 2019'da "ABD, Türkiye'nin değil PKK'nın dostu!" başlıklı bir yazı kaleme almıştık.
Neler söylemiştik?
"Güvenilir olmayan bir müttefik ile ne kadar bir güvenli bölge kurulur doğrusu hep beraber göreceğiz. Türkiye; Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve son olarak Pençe Harekâtı ile terör örgütü PKK ve YPG'ye art arda verdiği darbelerden sonra, ABD 'müttefiklerinin' daha fazla zarar görmesini engellemek için 'Güvenli Bölge' formülünü devreye soktu."
Güvenli Bölge konusunda çok değerli müttefiğimiz Amerika bizi yanıltmadı.
Suriye'deki maşası YPG'li teröristlere sahip çıkmaktan vazgeçmedi. Elbette 30 bin TIR silah yardımı yaptığı piyonlarını yalnız bırakmayacaklardı.
Biz 70 yıllık müttefiklik, NATO vs. deyip duralım...
Alacağımızı aldık mı?
Harekât 9. günü geride bırakmıştı.
Mehmetçik 700 küsur YPG'li teröristi etkisiz hale getirmişti.
İktidarı, muhalefeti harekâta tam destek veriyordu.
Ankara'daki kritik görüşme öncesi Trump'ın Erdoğan'a yazdığı skandal mektup ortaya çıktı.
Ardından Amerikalı heyet geldi ve Erdoğan görüşmeyeceğim demesine rağmen görüştü.
Bunca diplomatik rezaletin ardından kameralara 'alacağımızı aldık' denilerek harekât sonlandırıldı.
Gerçekten alacağımızı aldık mı?
Bekamızı tehdit eden terör örgütü 30 km. geriye çekilince tehdit ortadan kalkmış mı oldu?
Ya da silahlarını teslim edip, Suriye'nin kuzeyinde bir devletçik kurma hayallerinden vaz mı geçecekler?
Kimse kimseyi kandırmasın...
Bebek katili YPG'nin daha fazla hasar almaması için ABD'nin girişimleri sonuç verdi.
Piyonlarının daha fazla ağlamalarına kayıtsız kalamadılar.
Başka bir sebep olabilir mi?
Elbette Mehmetçiğimizin tırnağına zarar gelmesini istemeyiz.
Bir annemizin gözyaşının akmasına, ocağına ateş düşmesine yüreğimiz dayanmaz.
Zaten diplomasi ile çözemediğimiz için mesele buraya kadar geldi.
Ve biz de harekâtı son çare olarak gördük, destekledik.
Trump'ın ekonominizi mahvederim tehdidi sık sık duyduğumuz bir şey...
Acaba Halkbank davası, harekâtı sonlandırmamızda etkili olmuş mudur?
ABD'li senatörlerin yaptırım paketlerinde Erdoğan'ın ve ailesinin mal varlığı da gündeme geldi.
Yani ABD, Türkiye'nin harekâtı sonlandırması için 'gizli bir ajanda' ile şantaj yapmış mıdır?
