1 yıl daha arkasında miraslar bırakarak son buluyor. Bu mirasların olumlu olmasını tüm insanlık isterdi. Ne yazık ki, bunlar insanlığın henüz sonuca ulaştıramadığı, insanlığa çok acı veren, insanlığı yıpratan sorunlar.

3-4 yıl sonra düşündüğümüz zaman 2021 yılı tarih olarak değil de bu yıl içinde geçen olaylarla hatırlanacak. 2021 yılı sağlık konusunda karanlık bir tünelden geçmeye devam ediyor. 2 yıldan fazla bir süredir dünyayı kasıp kavuran canavar virüs (covid-19) 30 milyondan fazla insanın hayatına mal oldu ve olmaya devam ediyor. Sağlık bilim otoriteleri bu canavarın ne zamana kadar süreceğini tahmin edemiyorlar. Yine de sağlık bilim otoriteleri dünya nüfusunun yüzde 70 oranında aşılandığı zaman bu virüsün hafifleyeceğini dile getiriyorlar.

Bu virüs en çok çocukları vurdu. 100 milyon çocuk yoksullaştı. Dünya pandemi ile boğuşurken bilhassa demokrasi ve laiklikten yoksun olan Ortadoğu ülkeleri Suriye, Irak, İran, Afganistan, Libya gibi ülkelerde savaşlar devam ediyor. Bu ülkelerde sık sık patlamalar meydana geliyor ve binlerce insan hayatını kaybediyor ve kaybetmeye devam ediyor. Ortadoğu ülkelerinde dünyanın en zengin petrol yatakları olmasına rağmen bu gerginlik neden? Bu ülkeler şeyhler, veliahtlar ve prensler tarafından yönetiliyor. Bunlar kendi menfaatleri için çalışıyorlar. Bu ülkeler zengini zengin, fakiri fakir yapıyorlar.

ÜLKEMİZE GELİNCE

2021 yılında ülkemiz için Cumhuriyet Türkiye'sinde insanlığı yıpratan sorunlarla karşı karşıya kaldık. Bir yandan dünyayı kasıp kavuran ve kavurmaya devam eden koronavirüsten halen günde ortalama 200 vatandaşımız hayatını kaybediyor. Öte yandan binlerce hektarlık orman yangınları, deprem ve sel felaketleri ile ülkemiz derin yaralar aldı. Bu felaketlerde binlerce canlı varlık hayatını kaybetti. Felaketler sonrası ülkemizde ekonomi, işsizlik, yoksulluk, paramızın diğer ülke paralarına karşı değer kaybına neden oldu. Diğer büyük bir sorun da kadına şiddet olayları bir türlü önlenemedi. Kasım ayında 25 şiddet olayında 21 kadın hayatını kaybetti. 1 yıl içinde 290 kadın şiddet olayında hayatını kaybetti. Ülkemiz eski yıllara göre dış ülkelerle sıkıntılar yaşıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözünden uzaklaşmamalıyız.

2021 yılı insanlık için mutlu olmamış mıdır? Evet mutluluk da getirmiştir. Dünyayı saran milyonlarca insanın hayatına mal olan koronavirüse karşı 'aşı' üretimi için dünya tek vücut oldu. Her ülke kendi aşısını üretti ve insanlığın hizmetine sundu. Bunlardan birisi de Almanya'da aşıyı bulan Türk menşeli Prof. Dr. Uğur Şahin ile Dr. Özlem Türeci idi. Ülkemizde de Turkovak aşısı üretildi. Fakat sağlık örgütlerinde henüz onay almadığı için kullanılmıyor.

Bu aşılara karşı dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de aşı karşıtları oldu. Bu aşının gavur işi olduğunu belirtirken bazı insanlar batıl inançlarla 'ben dua ediyorum, bana virüs gelmez' diyorlar. Hatta eski Başbakanlardan rahmetli Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan aşı olmadığı iddia ederek 'aşı insanın hücre çekirdeğine girmek demektir. O insanları yarı insan yarı maymun çocuklar doğurmasına sebep olabilirsiniz. Bu aşılar 3 kulaklı, 5 gözlü yaratıklar doğmasına yol açar.'

Ey Fatih Erbakan! Rahmetli babandan hiç mi bilim dersi almadın? Baban ileri görüşlü bir insandı. Rahmetli Bülent Ecevit ile beraber 1974'te Kıbrıs Harekatına onay verdi. Fatih Erbakan'ın bu sözlerine gülmeli mi ağlamalı mı? Siyasal ve ekonomik örgütler zengin ülkelerle, fakir ülkeler arasındaki derin ve geniş uçurumu daraltmanın insanoğlunun en hayati sorunu olduğu gerçeğini sık sık dünyaya duyurmuşlardır. Fakat zengin ülkelerin yaptıkları yardımlar,  gerçekçi bir anlayış içinde siyasal çıkarlardan uzak bir şekilde yapılmadıkça bu sorunun çözümünde ne derece yardımcı olabilecekleri de şüphelidir.

Ne olursa olsun, yeni olan her şey, yeni umutlar ve sevinçler getirir. Biz de 2021 yılının kötü mirasına rağmen yeni yıla umutla girelim. Gerçek barışın kurulmasını umutla bekleyelim. 2022 yılında barış içinde mutlu bir dünya yaşamamız dileğiyle.