Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kamuran ÖZGEN

Kamuran ÖZGEN

TURİZM EKONOMİSİ VE POLİTİKASI

Yeni TÜRSAB Yasası'nın çıkmasını kimler neden engelliyor?

1972 yılında çıkmış olan 1618 sayılı TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) kanunu, o günün şartlarına göre hazırlanmış ve süreç içerisinde bazı eklemeler ve değişikliklerle 2018 yılı sonuna kadar bir şekilde geldi. 2018 yılı Şubat ayı sonunda yapılan TÜRSAB Genel Kurul'unda ezici bir çoğunlukla seçimi kazanan Sayın B. Firuz Bağlıkaya, uzun yıllardır sektörün içinde olduğu ve sektörün sorunlarını çok iyi bildiği için, üyelerinin de katılımını sağlayarak "Yeni TÜRSAB Yasasını" eski yasanın açıklarını da ortadan kaldırarak, turizm hizmeti alan vatandaşlarımızın mağdur olmasını önleyecek şekilde yeniden oluşturdular ve Ocak 2019 içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na sevk ettiler.

Buraya kadar her şey güzel hoş gidiyor, sektörümüz donanımlı insanların liderliğinde daha iyi noktalara gelecek diye bekler iken, bilmediğimiz nedenlerden dolayı "TÜRSAB Yasası" bir türlü TBMM genel kuruluna getirilmiyor. Ülkemizde sorumluluk makamında olan insanlarımızın daha ince düşünüp taşınması, hem Devlet hem de vatandaşların menfaatlerini düşünmesi gerektiğine inanıyorum.

2016 yılında büyük bir kriz yaşayan turizm sektörünün kendisini toparlaması uzunca bir süre aldı ve hâlâ da etkileri devam ediyor. Kriz nedeni ile binlerce işletme iflas etti, binlerce işletme el değiştirdi. Daha önceki 1618 sayılı TÜRSAB kanunundaki eksiklikler nedeni ile "tüketiciyi korumak mümkün olamıyordu", paravan şirketler yazılı ve görsel basın araçlarını kullanarak tatil paketlerini pazarlıyor, ödemeleri alıyor daha sonra da milyonlarca TL ile ortadan kayboluyorlardı. Bu türden "mağduriyetlerin önüne geçmek için" yeni TÜRSAB Yasasının içerisine ciddi yaptırım maddeleri konuldu. Ama yukarıda da belirttiğim gibi, yeni yasa onaylanmadığı için daha önceki yıllarda vatandaşların mağdur olmasına neden olan yasal boşluklar hâlâ mevcut ve yeni yasanın onaylanmasındaki bu gecikme devam ettiği sürece, yeni mağduriyetlerin meydana gelmesi büyük bir olasılık dahilinde bulunuyor.

Yeni TÜRSAB Yasasının çıkmadığı her gün, sektörümüzün daha da başıboş, denetimsiz, herkesin her istediğini yapabildiği bir sektör olma yolunda hızla ilerlemekte. Ülke ekonomimizdeki cari açığın yaklaşık yarısının turizm sektöründe üretilen ürün ve hizmetlerden karşılandığı göz önünde tutulduğunda, Sayın Kültür ve Turizm Bakanı'nın bir an önce yasasının çıkmasına engel olmaktan vazgeçip, sektördeki kafa karışıklığına bir son vermesi kendisinden beklenen bir davranıştır.

Yasasının yaklaşık yedi aydır çıkmamasından dolayı, yeni bir seyahat acentesi rant sektörü oluşmuş durumda. Yeni yasada, seyahat acentası üyelik ve teminat oranlarındaki fiyatların çok yükseleceğine dair çıkan haberler, ülke genelinde binlerce yeni seyahat acentası açma başvurusu yapılmasına sebep olmuştur. Oysa ki yeni yasa ile amaç, halihazırda zaten çok fazla olan seyahat acenta sayısına bir sınırlama getirmek, acenta işletme belge devrinin önündeki engelleri kaldırıp, yeni acenta başvuruları yapılmadan, belgelerin devredilebilirliğinin önünü açarak seyahat acentası sayısını belli bir sayıda sabitlemekti. Ama maalesef, yeni yasanın çıkmasına engel olanlar, bu güzel düşünceyi de daha doğmadan öldürmeyi başardılar. Seyahat acentası sayısındaki enflasyonun birinci derece sorumluları yine bu yasanın çıkmasına engel olanlardır.

Turizm gelirlerinin her geçen yıl artırılabilmesi için, öncelikli olarak sektörün iki ana vazgeçilmezi olan seyahat acentalarının ve konaklama işletmelerinin bir disiplin altına alınması gerekmektedir. Bu disiplin de, ancak iki ana unsurdaki aktörlerin işinin uzmanı insanlardan oluşması ile mümkün olabilecektir. Turizmi sadece bir "rant aracı" olarak görenlerin sektöre hâkim olması, dünya listesinde belli bir yerlere gelen Türk turizm sektörünün hızla aşağı seviyelere inmesine neden olacaktır. Devlet edenlerin bir an önce "devlet turizm politikası" oluşturmaları ve standartlarını belirlemeleri gerekmektedir. Yoksa her bakana göre değişen sektörel turizm politikası, ülkenin değil ama yetkiyi elinde bulunduranların sürekli kazandığı bir yapının oluşmasına neden olur.

Siyaseten "seçilmişlerin değil de atanmışların bakan olabildiği" bu yapıda, yetki verilenler kendilerini millete karşı değil de, yetkiyi veren kişiye karşı sorumlu hissetmekteler ve başarısızlık da bu noktada başlamaktadır. Turizm sektöründe yaşadığımız en büyük sorun da şu an  işte bu çelişkiden kaynaklanmakta. Umarız Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan sesimizi duyar da, turizm sektöründeki belirsizlik ortadan kalkar.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları