Yeni gündem Kıbrıs
NATO zirvesinden sonra, iktidar tarafından ilginç ve şaşırtıcı hamleler gelmeye başladı.
Biden görüşmesinin bu hamleler üzerinde etkisi var mı?
Şimdilik bu sorunun cevabını Erdoğan ile Biden görüşmesinde tercümanlık yapan hanımefendi dışında kimsenin bilmesi mümkün değil.
Sıralayacak olursak;
Libya'dan geri dönüş
Suudi Arabistan ile temas
Mısırla barış turları
Doğu Akdeniz'de varlığımız
S 400 sessizliği
F 35 belirsizliği
Diyarbakır gezisi ve çözüm süreci sinyali
IMF'den destek
Afganistan'a asker gönderme
Aniden başlayan Afgan göçü
Boğaziçi Üniversitesi rektörü Melih Bulu'nun görevden alınması...
Bir yıla bile sığdırılamayacak tüm bu değişiklikler bir aya sığdırıldı.
Şimdi görülüyor ki sırada Kıbrıs hamlesi var.
Erdoğan son Cuma namazı çıkışında yaptığı açıklamada "Kıbrıs ile ilgili bir müjde vereceğini" ifade etti.
Kıbrıs'ta ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Erdoğan'ın KKTC meclisinde yapacağı konuşmaya katılmayacaklarını açıkladılar.
Bu karar açıkça "Kıbrıs muhalefetinin Erdoğan'ı protesto etmesi" anlamına geliyor.
"Protesto Erdoğan'a mı, vereceği müjdeye mi" sorusu cevap arıyor?
Yunan medyası ise bu aşamada tahriklerin dozunu arttırmış durumda.
Hadsizce "Türkiye Kıbrıs'tan çekilsin" gürültüsü çıkarıyor.
Ankara'nın yarın Kıbrıs'a On'dan fazla uçak, Bin'den fazla kişilik kafile ile büyük bir heyetle adeta Kıbrıs'a çıkarma yapacağı söyleniyor.
Son dakikada bir değişiklik olmazsa MHP lideri Devlet Bahçeli de heyette yer alacak.
20 Temmuz Kıbrıs Barış harekatı yıldönümüne iktidar heyetinden bağımsız olarak İYİ Parti'yi, Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu ve Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı temsil edecek.
Kıbrıs'tan gelen kulislere göre Erdoğan'ın müjdesi;
"Kıbrıs'ın Türkiye'ye ilhak sürecinin başlatılacağı" olabileceği belirtiliyor.
Bu yönde referandum startının verilebileceği, bunun hazırlığının epeydir yapıldığı, hatta yeni hükümetin çok sayıda Türk'e vatandaşlık verdiği ve vermeye devam ettiği iddiaları konuşuluyor.
NATO zirvesi sonrasındaki keskin dönüşleri düşündüğümüzde, konuşulan iddiaların sürpriz sayılmayacağı görülmekte.
Sonuçta Türkiye'de olduğu gibi iktidar-muhalefet kutuplaşması yükselişe geçebilir.
Yansıması dış politikada büyük ses getirirken, iç politikada da "milliyetçi damar" harekete geçirilerek, adım adım erken seçim yoluna girilebilir.
Temmuz 2020 Ayasofya açılışı ile birlikte, iktidar her hamlesini seçim yatırımını düşünerek yapıyor.
Fakat ekonomi öyle darboğazda ki hiç birinin etkisi lehlerine dönemiyor.
Ne Ayasofya
Ne Doğu Akdeniz
Ne Karadeniz'de gaz müjdesi
Ne yerli otomobil
Ne yargı ve ekonomi paketleri
Ne yeni Anayasa tasarısı
Ne İYİ Parti'ye zeytin dalı
Ne Merkez Bankası Başkanı değişiklikleri...
Tamamı oy kayıplarını durdurmaya merhem olamadı.
Kıbrıs konusunu da seçim yatırımı olarak düşünüp gündemi meşgul ederlerse, sonu diğerleri gibi olması kaçınılmaz.
Ama ne yapsınlar?
Her şeyi denemek zorundalar.
Ya tutarsa?
Tutar mı?
Bence imkansız..!