Avrupa Birliği araçlara alkol kilidi takılması yönünde bir karar almış.
Buna göre sürücüler araçlarına bindiklerinde direksiyonun üstüne monte edilmiş alkolmetreyi üfleyeceklermiş.
Bu üfleme sonunda alkollü oldukları anlaşılırsa motor komutlara yanıt vermeyecek yani aracı çalıştırmaları mümkün olmayacakmış.
...
Söz konusu kilidi takma zorunluluğu bizde de başlarsa adım gibi eminim ki yeni bir meslek doğacak:
"Üfleyicilik"...
Geceleri gazino ve restoranların önüne tezgâh kuran bazı kişiler içeriden yalpalayarak çıkıp zar zor araçlarının direksiyonunun başına geçenlerin yanına yaklaşarak şöyle seslenecekler:
"Üfleyelim mi abi... Şerefsizim bir gram alkol yok bende."
***
Bu da yurttaşın vizyon belgesi
İktidarın açıkladığı "Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi"nden esinlenen bir yurttaşımız kendi vizyon belgesini hazırlasa şunları mı yazardı acaba:
"Benim vizyonum ne 100 yıllık ne de 10 yıllık...
Sadece 30 günlük.
Aldığım asgari ücretle kiramı ödeyebilecek miyim, taksitlerimi verebilecek miyim, çoluk çocuğumu ay sonuna kadar geçindirebilecek miyim?
Daha ötesi yok."
***
TOGG''un açılışı
TOGG''un üretime başlamasından gurur duyarken şunu da unutmamak gerekiyor galiba:
Milyonların arzusu TOGG almak değil TOK olmaktır.
Bir de şu var:
Anladığıma göre TOGG dünyadaki diğer araba modelleriyle aşık atmayı, birçok ülkede satılmayı hedefliyor.
Buna itirazım yok.
Sadece otomobilde değil her türlü sanayi ürününde dünyayla yarışacak düzeye gelmeliyiz.
Ama keşke TOGG''un orta gelirli insanların ulaşabileceği Anadol, Murat 124, Renault 12 gibi mütevazı modelleri de olsaydı.
Otomobil içinde evdeki fırını çalıştıracak bir teknik donanım bulunması çok mu gerekli, ya da kazaların yüzde 90''dan fazlasının aşırı hızdan yaşandığı bir ülkede 4 saniyede 100 kilometre hıza ulaşılmasa olmaz mı?
Marka adı da TOGG değil Türkçeye daha uygun olabilirdi.
"Yerli otomobilin adı ne olsun" diye bir yarışma düzenlenseydi ortaya çok güzel, dikkat çekici, yaratıcı adlar çıkabilirdi.
Zor koşullarda büyük umutlarla yapılan ama doğar doğmaz nedense yok edilen ilk yerli otomobilimiz Devrim yeni üretilen yerli otomobilimizin adı da olabilirdi örneğin.
***
Kasadaki para
CHP Sözcüsü Faik Öztrak ekonomik tabloyla ilgili çarpıcı bir bilgi verdi, "Şu anda Merkez Bankası''nın rezervi eksi 58.5 milyar dolara düştü. ''Kasada tek sent yok'' diyebilmek için bile 58.5 milyar dolara ihtiyaç var" dedi
İlginç değil mi?
Demek Süleyman Demirel''in "70 cente muhtacız" dediği günlerde ekonomimiz bu günlere göre bir hayli iyiymiş.
***
Eski dost
Son haftalarda piyasada her şeyin fiyatı artarken kuru fasulye fiyatında bir yükselme olmamış.
Eee, atalarımız boşa dememişler:
Eski dost düşman olmaz.
***
Bir küçük rica
Hazine ve Maliye Bakanı ne derse tersi oluyormuş.
Hımm...
Sayın Bakan''dan rica etsek şey der mi acaba:
"Kimse umutlanmasın, enflasyon düşmeyecek, dolar daha da yükselecek."
