Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Yeni bakanlarla ilgili birkaç söz

Bir kez daha Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin bir büyük kucaklaşmaya ihtiyacı olduğunu belirterek, "85 milyonun tamamını bağrımıza basacağız. Gelin seçim dönemindeki kırgınlıkları bir kenara bırakalım, kalpler kırılmışsa barışma yollarını arayalım" demesi son derece önemliydi.

Dileyelim ki bu mesaj sözde kalmaz, uygulamalara yansır.

Erdoğan'ın açıkladığı kabineye gelince:

Çoğu alanında uzman kişiler. Sanki muhalefetin liyakatle ilgili eleştirileri dikkate alınmış gibi...

Örneğin İçişleri Bakanlığı'na atanan Ali Yerlikaya yıllarca çeşitli illerde valilik yaptı, son olarak İstanbul Valiliği görevini yürütüyordu.

Millî Savunma Bakanı olan Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı iken bu göreve atandı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı görevine getirilen Abdülkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürüydü.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koltuğuna oturan Mehmet Özhaseki aynı bakanlığa ikinci kez atanıyor.

Millî Eğitim Bakanı Prof. Yusuf Tekin, Millî Eğitim Bakanlığı'nda müsteşarlık yaptı. Son görevi Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörlüğü idi.

Bakan yardımcısı olarak çalıştıkları bakanlıklara bakan olarak atanan isimler de var. Mehmet Fatih Kacır Sanayi ve Teknoloji Bakanı, İbrahim Yumaklı Tarım ve Orman Bakanı oldu.

Son olarak şunu belirteyim:

Belçika'da doğup büyümüş ve Belçika Parlamentosu'nda milletvekili olarak görev almış Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın nasıl bir performans göstereceğini çok merak ediyorum.

YEMİN METNİ

Milletvekili yemin töreni 10.5 saat sürdü.

Çünkü tek cümleden oluşan yemin metni çok uzundu.

8 milletvekili yanlış okudukları için metni yeniden okumak zorunda kaldı.

Belçika'da milletvekilleri göreve başlarken şu yemini ediyorlarmış:

"Belçika halkının anayasasına ve kanunlarına uyacağıma, ülkenin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü koruyacağıma yemin ederim."

İsviçre'de de yemin metni şöyleymiş:

"Anayasayı koruyacağıma ve görevimin gereklerini elimden gelen en iyi şekilde yerine getireceğime ciddiyetle söz veriyorum."

Elbette HÜDA PAR'ın istediği gibi değil ama Türklüğü, Atatürk ilkelerini, ülke bütünlüğünü mutlaka vurgulayan yeni ve okunması kolay kısa bir metin yazılabilir.

GENCO ERKAL BELGESELİ

"Türk tiyatrosunun Kaşıkçı Elması" diye tanımlanan Genco Erkal'la ilgili Vehbi Koç Vakfı'nın hazırlattığı belgeseli izledim.

64 yıldır tiyatromuza emek veren, politik tiyatroyu seyircimizle tanıştıran dev sanatçıyı yarım saat bile sürmeyen bir belgeselde tüm yönleriyle tanıtmak çok güç. Keşke daha kapsamlı bir çalışma yapılsaydı.

Belgeselde Üstün Ergüder, Dikmen Gürün, Zeynep Miraç, Zeynep Oral, Fazıl Say, Seçkin Selvi ve Ayşe Erkal Sümer sanatçıyı anlatıyorlar.

İşte onlardan bir demet:

-Genco Erkal, Robert Kolej'de okurken tiyatroyla ilgilenmeye başladı. Ancak ailesi buna karşıydı. Anneannesi, "Bu oğlan köçek olmak istiyor" diye kaygılanıyordu.

-Sigara içmediği gibi alkol alışkanlığı da olmadı. Çok disiplinli bir hayat yaşıyor. 85 yaşına gelmesine karşın haftada 4-5 gün mutlaka yüzmeye gidiyor.

-Büyük bir opera hayranlığı var. O kadar ki izlediği operaları daha iyi anlayabilmek için İtalyanca öğrenmişti.

-Sahnelediği tüm oyunlar kapalı gişe oynadı. Bunlar arasında Keşanlı Ali Destanı, Bir Delinin Hatıra Defteri, Sivas 93, Rosenbergler Ölmemeli, Kerem Gibi'yi özellikle saymak gerekiyor.

Son bir not:

Genco Erkal, Hakkari'de Bir Mevsim, Faize Hücum ve At gibi çok önemli filmlerde roller üstlendi. Ne yazık ki bu yanı da belgeselde hiç yer almamış.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları