The Economist "Avrupa''nın en az yaşanılabilir şehri İstanbul" diye bir analizde bulunmuş.

Yuh sana!

Sende hiç mi vicdan yok, hiç mi ana-baba terbiyesi almadın eyyy Dı Ekonomist!

Bu kadar da yanlış yorum yapılmaz ki!!!

Bak, ben ki seneler önce İstanbul''dan kaçmış biriyim, şimdi sana gerçekleri anlatayım da gör.

- Hayat zor mu İstanbul''da?

Zor demek vicdansızlık olur. Ama "katlanılmaz", "adeta işkence" demek mantıklı.

- Fiyatlar uçuk mu?

Elbette. Sadece dudağımızda değil fiyatlarda da uçuk çıktı. Bunun neresi kötü?

- İstanbul''da Türk vatandaşı kadar yabancı var mı?

Var. "Allah bir yastıkta kocatsın" diyeceğim ama geçen evimize giren mülteci bir hırsız, yastığımızı bile çaldı hamdolsun. Biz uyuyoruz, biraz da onlar uyusun!

- Taksiler yabancı müşteriyi alıyor, yerli müşteri el kaldırdığında "Araç değişim saati" yalanına sığınıyor mu?

Sığınıyor. Sığına sığına sığınmacıların ne hissettiğini anlıyoruz.

- Ev kiraları yüksek mi?

Yüksek ama dert etmiyoruz. 2029 sonuna kadar deprem olursa kiralar düşer diye bekliyoruz.

- Suriyeli, Afgan, Pakistanlı yetmiyormuş gibi şimdi de minnak minnak Çinli kardeşler geliyor mu?

Geliyorlar ama elleri boş geliyor. İnsan bir market poşeti dolusu pirinç getirir teee Pekin''den!

- İstanbul''da yurdum insanı kendini yabancı hissetmeye başladı mı?

Hee, başladı. Çünkü çok hisli milletiz.

Özetle Dı Ekonomist, bu sana son uyarımdır.

Yazıyı hemen düzelt yoksa adını Dı Ekonomistanbul diye değiştiririm.

Nasıl düzelteceğini bilmiyorsan hemen yol göstereyim.

* "Avrupa''nın en çok ölünebilir şehri İstanbul" başlıklı yazımız bilgisayar başındaki kardeşimizin geçirdiği havale sonucu yanlışlıkla "Avrupa''nın en az yaşanabilir şehri İstanbul" olarak girilmiştir. Yanlıştan ötürü özür dileriz.

Allah belanı versin havale!