Ya rüya sahi olsaydı

Dün gece bir rüya gördüm.

Her kökenden, her düşünceden, her ırktan insanın yaşadığı bir coğrafyanın tam ortasındayım.

Gördüğüm kadarıyla her mevsimin yaşandığı muazzam bir iklimi var.

Börtü, böcek, yeşillik ne ararsan var.

Kediler cirit atıyorlar sokaklarda.

İnsanların üzerine atlıyorlar sevilmek için ya da bir parça ekmek için. 

Ne zaman doğdum, ne zaman buraya geldim, hiç bilmiyorum.

Sonra yaşıyorum burada.

Güzel sayılabilecek de bir işim var.

Yani olmamasından iyidir değil mi?

Bir kralı var bu coğrafyanın.

İnsanları kandırıyor.

Onların duygularını istismar ediyor.

Kardeşi, kardeşe kırdırıyor.

Renkliyi renksize, yaşlıyı gence, genci yaşlıya...

İnsanlar mutsuzluktan ölüyor demeyeyim de karamsarlığı içlerine sindirmiş vaziyetteler.

Gençler ülkeden bir an önce ayrılmak istiyor.

Evet, bunların hepsini rüyamda gördüm.

Size yalan borcum yok ya.

Hızlandırılmış rüya bu.

Öyle kimse göremez. 

Geçim derdinden ülkedeki herkesin saçları bembeyaz olmuş. 

Ülkeye şöyle bir kuş bakışı baktığınız andan itibaren hareket eden binlerce beyaz topu görebiliyorsunuz.

Bu bembeyaz toplar dertlerini anlatmak istedikleri vakit, ya da bir isyan çakmağını çakmaya tenezzül etmeye kalktıkları vakit kral tarafından hain ilan ediliyor.

Ülkenin düşmanı olarak lanse ediliyor.

Tabii bir de işin dezenformasyon kısmı var.

Bunun için en önemli silah elbette ki medya.

Doğal olarak medya da kralımızın elinde.

Televizyonlarda ve gazetelerde kendilerini gazeteci olarak tanımlayan ancak gazetecilikle uzaktan yakından alakaları olmayan varlıklar 7 gün 24 saat kralı öven, onun ne kadar da ülkesini, milletini seven bir bir şahsiyet olduğuna dair yayınlar yapıyor.

Biraz sesini çıkarmak isteyen muhalif kesim de var tabii.

"Hayır, yahu bu yanlış, böyle konuşma olmaz. Ülkenin kralı herkesi kucaklamalı. Toplumu kutuplaştırmamalı" diyen.

Kral, onları da otomatik olarak susturuyor.

Hatta bu yolda "korkudan" işlerini bırakan gazeteciler de oluyor.

Haklarında öyle ifadeler kullanıyor ki, tanımasanız gerçekten hain sanırsınız.

Ama ben rüyamda gördüm diyorum ya.

Çevreme, komşularıma baktığımda şunu görüyorum.

En dara düştüğüm anda, en mutlu olduğum anda benim ne siyasi görüşüme bakar bu insanlar, ne kimliğime, ne rengime.

Bilirim ki onlar benim hep yanımdadır.

Ve düşünürüm.

"Bizim birbirimizden başka kimseye ihtiyacımız yok ki, hele hele bizi ayırmaya, sen o'cusun, sen bu'cusun şeklinde ayırmak isteyenlere hiç ihtiyacımız yok." 

Rüyamın son anlarına geldiğimi hissetmediğim anlarda televizyon izlediğimi ve her kanalı zapladığımda yine kralımızı gördüğümü hatırlıyorum.

Hararetli bir şekilde bağırarak konuşmasını sürdürüyor.

Gözlerinden ateş fışkırırcasına muhaliflerine gözdağı veriyor.

Ey diyor, siz var ya siz diyor, hainsiniz diyor.

O esnada bir sıcak basıyor, ter boşanıyor vücudumdan.

Sıcaklığın verdiği etkiyle uyanıyorum.

Ohh be diyorum, bu bir rüyaymış.

Ya sahi olsaydı.

Ne yapardık, nasıl yaşardık.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları