Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Korona virüs aşısının zengin ve yoksul ülkeler arasında adil dağıtılmadığını belirterek, “Dünya ahlaki bir iflasın eşiğinde” demiş.

Yerden göğe kadar haklı.

Şu tabloya bakar mısınız?:

ABD’den İngiltere’ye, Almanya’dan Fransa’ya birçok zengin ülke şimdiye kadar yüzlerce milyon dozluk aşı bağlantısı yaptı. Bu ülkeler her gün milyonlarca vatandaşını aşılıyor.

Kanada daha da ileri gitti, ihtiyacının 5 katı kadar aşı siparişi verdi.

Buna karşın, Benin, Burkina Faso, Çad, Komor Adaları, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gambiya, Gine, Haiti, Liberya, Madagaskar, Malavi, Mali, Mozambik, Nepal, Nijer, Ruanda, Sierra Leone başta olmak üzere 92 ülke aşı alacak imkÂnlara sahip değil.

…

Şayet yoksul ülkelerin aşı sorunu çözülmezse, önümüzdeki yıllarda dünyanın bir bölümü normal hayata dönerken, bir bölümünde salgın tüm dehşetiyle yayılmaya ve öldürmeye devam edecek.

…

Korona virüsü kadın-erkek, zengin-yoksul, Müslüman-Hıristiyan, beyaz-siyahi ayrımı yapmadı, deyim yerindeyse tüm insanlara adaletli davrandı, gerekli önlemleri almayan herkese bulaştı.

Keşke virüsün adalet anlayışı zengin ülkeleri yönetenlerde de olsaydı.

***

Alkışlanacak transfer

Fanatik Beşiktaş taraftarı olmama karşın Mesut Özil’in Fenerbahçe’ye gelmesini sevinç ve coşkuyla karşıladım.

Çünkü o, üst düzey oyunculuğunun yanı sıra yoksullara, haksızlığa uğrayanlara kucak açmış, efendiliğin kitabını yazmış biri.

Çin'in, Doğu Türkistan'daki Uygurlara yönelik ağır baskılarını eleştirdi, zulmün son bulmasını istedi.

Dünya Kupası'nda elde ettiği primi İsrail’e karşı direnmeye çalışan Gazze halkına bağışladı.

İç savaşlar yüzünden acı çeken, yurtlarından olan insanlara milyonlarca dolar gönderdi.

Evlendiği gün, Türkiye'deki 16 mülteci kampında yaşayan 100 bin Suriyeliye ziyafet verdi.

Doğum yeri olan Anadolu'nun mütevazı ilçesi Devrek'i unutmadı, hastane ve spor kompleksi yaptırmaya başladı.

Mahalle takımlarına bile kol kanat gerdi, formalar, ayakkabılar gönderdi.

İyiliklerinden sadece birkaçı bunlar.

Her fırsatta, annesinin, “Unutma, dünyada misafiriz. Servetini muhtaçlarla paylaşmazsan oğlum değilsin” öğüdünün gereğini yerine getirdi.

…

Astronomik transfer ücretleriyle İstanbul takımlarına gelince birdenbire dağıtan, sözde şarkıcı ve mankenlerin oyuncağı olan, gece kulüplerinde olay çıkaran, lüks araçlarına harcadıkları paranın yüzde birini bile çaresiz insanlarla paylaşmayan bizim yerli futbolcuların ondan öğrenecekleri çok şey var.

…

Gerçek futbolcu, sadece rakip kaleye değil, zulme, yoksulluğa, haksızlığa, adaletsizliğe de gol atmasını bilendir.

Mesut Özil bunu çok iyi biliyor.

***

Başa konan elma

Programın sunucusu başına bir elma koydu.

Genç bir adam ondan 15-20 metre kadar uzaklaştı ve elindeki yay aracılığıyla oku fırlattı.

Hızla gidip elmayı tam ortadan ikiye böldü ok.

Çok tehlikeli bir gösteriydi.

Küçük bir sapma olsa sunucu hayatını kaybedebilirdi.

…

Geçtiğimiz Çarşamba günü saat 20.00’de TRT2’de yayınlanan Evliya Çelebi programında izledim yukarıdaki sahneyi.

Sunucu Faruk Aksoy neden böyle riskli bir işe girişti anlayamadım. William Tell efsanesinin etkisinde mi kaldı acaba?

…

Bu arada, oklu gösteriyi bir yana bırakırsak söz konusu programın başarılı olduğunu söyleyebilirim.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde yazdığı yerleri dolaşıp bugünkü durumlarını anlatıyor sunucu.