Korona salgını hakkında konuşmak üzere televizyona çıkan kimi profesörler daha bilgili görünmek için olsa gerek; güzel dilimizin, Türkçemizin kullanımına pek özen göstermiyor, ağırlıklı olarak Latince ve diğer Batı dillerindeki sözcükleri kullanıyorlar.
Örneğin: 
Küresel salgın yerine pandemi…
Bölgesel salgın yerine endemi…
Zirve noktası yerine pik noktası…
Bağışıklık sistemi yerine immün sistem…
Solunum cihazı yerine ventilatör…
Solunum desteği verilen hasta yerine entübe hasta…
Hastalık belirtisi yerine semptom…
Hasta olup belirti göstermeyen kişi yerine asemptomatik vaka…
Hastalık bulaşan yerine enfekte olan…
Yalıtım yerine izolasyon…
Değişim yerine mutasyon…
Bir kişi ya da yeri gözetim altına almak yerine karantina…
Temizlik önlemi yerine hijyen…
Mikroptan temizleme, arındırma yerine dezenfekte…
Mikroptan temizleyen, arındıran madde yerine dezenfektan… 
Ölüm oranı yerine mortalite…
Sözcüklerini kullanıyorlar…

***

İzninizle biraz profesörcülük oynayayım: 
 "Endemi pandemiye dönüştü…
Birçok kişinin immün sistemi çöktü…
Enfekte edicilere dikkat…
Semptomatik vakalar aramızda dolaşıyor…
Mortalite şimdilik yükseliyor…
Bakalım ne zaman pik yapacak…
Entübelerin az oluşu umut verici…
Ventilatör sayımız yeterli…
Mutasyonun olup olmayacağını bilmiyoruz…"
***
Değerli profesörler…
Hepinizi seviyoruz, sayıyoruz…
Ama Türkçemizi Türkçe gibi konuşun lütfen…
Korona bir gün gider ama yabancı dil virüsü dilimize yerleşirse tedavisi yoktur bunun, kalıcı olur!

//////////

"Hayat eve sığar" ama
önlem telefona sığmaz!
++++++

Sağlık Bakanlığı, korona testi pozitif çıkıp evde kalmaları istenen hastaların takibi için Türk Telekom, Turkcell ve Vodofone'la anlaştı.
Buna göre, telefonlarına indirilecek bir program sayesinde hasta olanlar evlerinden çıkarlarsa hemen uyarılacak. 
İlk bakışta, "Teknoloji ne güzel kullanılıyor, bravo vallahi!" denilebilir.
Ama bu uygulamanın ciddi açıkları olduğunu da bilmeliyiz.
Örneğin, telefonuna söz konusu program indirilen hasta kişi telefonu evde bırakarak dışarı çıkarsa ne olacak? 
Merkez tarafından o hâlâ evde sanılmayacak mı?
***
Bana kalırsa, bu salgının yayılmasını önlemek hasta kişinin iradesine kesinlikle bırakılamaz.
Doğru olan şudur:
Testi pozitif çıkan ancak genel sağlık tablosu hastaneye yatırılacak kadar ciddi olmayan hastalar, tıpkı yurt dışından ya da Umre'den gelenlere yapıldığı gibi öğrenci yurtlarında, kamu misafirhanelerinde gözetim altına alınmalı, orada kontrolleri düzenli biçimde yapılmalı, durumları kötüleşenler hastaneye yatırılmalıdır.
***
Telefonlu takip ilk bakışta son derece modern bir uygulama gibi görünse de ciddi riskler taşıyor.
"Hayat eve sığar" ama salgına önlem telefona sığmaz.
Benden söylemesi!