Var mı bir cevabı olan?

Havada zam kokusu var, virüs kokusu var, ormanlardan dolayı yanık kokusu var, birde seçim kokusu var tabi…

Seçim deyince gözlerimizin önüne oy geliyor, sandık geliyor, baraj geliyor, aday geliyor, aday adayları geliyor. Geliyor da, geliyor!

Bir tarihte adayların ağzında meşhur bir-iki cümle vardı.

"Ülkem için çalışacağım!", "Biz ülkemizi de, insanımızı da seviyoruz!"

O dönemin yaşı seksenlere varmış Ağabeylerinden biri;

Anlaşıldı demişti, ülke için çalışmak yeni akıllarına geldi. Seçim olmasa ülkeyi de bizleri de sevecekleri falan yoktu! Arkasından da eklemişti; Oy verinceye kadar sevecekler, sonra her zaman olduğu gibi unutup gidecekler!

Yine o yıllarda, hamaset olmazsa olmazdı…Tarih bilenler, tarihle ilgili olanlar, Selçuklunun civarından, Osmanlının kenarından, yaşadıkları dönemin son yıllarından dem vurup az geçip gitmediler!

Ne demişti rahmetli Orhan Veli, "Vatan için" şiirinde;

"Neler yapmadık şu vatan için!

Kimimiz öldük;

Kimimiz nutuk söyledik!"

Dünden bugüne ne değişti desek, var mı bir cevabı olan?

*****

Aday olması gereken insanı bir çoğumuz bakar bakmaz tanırdık!

Adamın kumaşı siyaset kumaşından dokunmuşsa…

Yürüyüşünden, oturuşundan, konuşmasından…

Gülümseyen gözlerinden…Elimizi sıkışından…

Yaptığı kısacık sohbetten bilirdik…

Ve ardından, öyle bir insan gelişinden belli olur, hissedersiniz, etkilenirsiniz.  Aranıza değişik ama özü, sözü bir ve sizden biri gelmiştir. O sohbet hiç bitmesin, devam etsin istersiniz, derdik!

Sonra bir de bakardık ki, listelerde adı yok!

Dünden bugüne ne değişti desek, var mı bir cevabı olan?

*****

Eskiden sorular sorardık dizi-dizi…

Eski defterler açılırdı…

Kiminin karnının şişi inerdi…

Kimimiz bir soru sordum, eveledi-geveledi bilemedi derdi!

Kimi helal olsun adama, yeminle anam-avradım olsun oyum onun partisine der gezerdi!

Kimi de kararsızlık şemsiyesinin altına sözüm ona sığınır, gelen-gidene karar veremedim, sandığın başında karar vereceğim, beni kararsız yaz diye, iplere un sererdi.

Ne sevdiğimiz, ne sevmediğimiz belliydi… Her gelene oyum senin diye mavi boncuk dağıtır dururduk!

Dünden bugüne ne değişti desek, var mı bir cevabı olan?

*****

Oldukça zor yıllar, zor aylar geçiriyoruz. Madden ve manen çok yorgunuz, sevdiklerimize ve güvendiklerimize hem kırgın hem dargınız. Kimimiz için bıçak kemiğe dayandı, kemiği kesti, bakan yok, gören yok duyan, aldıran yok! Kimimiz için her gün vur patlasın, çal oynasın! Kimimiz için abartacak hiçbir şey yok. Suyum akıyor, elektriğim yanıyor!  

Halimiz ve ahvalimiz, "Arife tarif gerekmez" diyeyim anlarsın diyenlere, o arif hangi arif diye soran sorana! Ardından da, komşunun oğlu Arif mi? Çocuk askerde, iki ayı kaldı gelecek! diye güzel mi güzel haberler de veriyorlar!

Ne dersiniz, o arife tarif edecek daha ne kaldı?

Dünden bugüne ne değişti desek, var mı bir cevabı olan?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları