Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Alanur ÖZALP

Alanur ÖZALP

PSİKOLOG GÖZÜYLE

Üzüntü şişmanlatıyor

Bazı kişiler üzüldüklerinde veya kızdıklarında daha fazla yemek yer. Sadece üzüntü değil, çaresizlik, mutsuzluk, çelişki, sıkışmışlık hissi, işe yaramamazlık duygusu, endişe, kaygı, başarısızlık gibi tüm duygular kişiyi şişmanlatıyor. Bu duygular başarısızlığı getiriyor. Suçluluk duygularını çağrıştırıyor. Elinde imkanlar varken bu imkanları değerlendirememe duygusu kişiyi mutsuz ediyor. Kişide yemek yeme hissini, dürtüsünü uyarıyor. Bu uyaran dürtü ile kişi yemek yeme miktarını, sıklığını artırıyor. Yani kendisini iyi hissetmek istiyor. Bu his onu kısa süre oyalıyor. O da bu hissi devamlı hale getirmek için yeniden ve sık sık yeme yolunu seçiyor. Ne yediği ve ne kadar yediği ile ilgilenmiyor. Bu durumda bakıyor ki şişmanlamış. Çirkinleşmiş. Kendisini bu defa bu durumdan kurtarmak için bir çaba içine girmek istiyor. Bu çaba onu daha fazla yoruyor ve çaresiz bırakıyor. Bu çaresizlikle daha fazla yemek istiyor. Bu öfke ve kendini aynada istemediği şekilde görmek onu mutsuz ediyor. Bu kısır döngü ve mutluluk çarkının tersine dönmesi yaşam boyu devam ediyor. Kendisinin davranış biçimi haline geliyor. Artık bu yoldan başka yolu olmadığını hissetmeye başlıyor. Bu bir kişilik yapısında görülen bir durum. Farklı bir kişilik yapısında ise kişi üzüldüğünde mutsuz olduğunda yemeden içmeden kesiliyor. Bu iki birbirinin zıttı olan kişilik yapıları yaşamda ayrı ayrı görülüyor. Bir başka farklılık ise aceleci olan tez canlı diye adlandırabileceğimiz kişilik özellikleri sahip olan kişiler kızdıklarında, üzüldüklerinde, çaresiz kaldıklarında kendilerini yemeğin başında bulurlar. Bu tür kişilerin sabırsız, hızlı hareket eden, A tipi kişiler olduklarını söyleyebiliriz.

A tipi kişiler en sık kalp krizi geçirendir. Bu tür kişilerin mükemmelliyetçi olduklarını ve yaptıkları şeylerin en mükemmel olmasını isteyen kişiler olduklarını söyleyebiliriz. Özellikle hiperaktif kişilik özelliklerine sahip olan kişilerde sık sık yanlış anlaşıldıklarında, farklı anlaşıldıklarında ya da anlaşılamadıklarında sorun yaşarlar. Mutsuz olurlar, kendilerini çaresiz hissederler. Anlaşılamadıklarını sonra fark ederler. Ya da hiç fark edemeyebilirler. Onlar da karşılarındaki kişileri yanlış veya farklı anlayabilir ya da anlamayabilirler. Bu karşılıklı olan bir durumdur. Bu tür durumlarda da kişiler anlayamıyoruz veya anlatamıyoruz biçiminde sıkıntı, çaresizlik, mutsuzluk yaşarlar. Bu durumda bu kişileri yeme alışkanlığına götürür. Bu duruma yeme bağımlılığı diyebiliriz. Bu bağımlılıkta sigara, içki, uyuşturucu veya internette oyun bağımlılığı gibi bir bağımlılıktır. Bu duruma kötü alışkanlık diyebiliriz. Kişiler bu tür durumlarda diyet yaparlar. Diyetlerini bozarlar, yeniden başlarlar. Bu tür durumlarda zayıflama hapları kullanırlar. Bu haplar onların aktivitelerini azaltır. Bu azaltmayı istemezler. Bu azalma onları daha çok mutsuz eder. Onlar hem zayıf hem aktif olmak isterler. Bu tip kişileri onları daha çok mutsuz edecek olan diyetlerdir. Özellikle çabuk zayıflamak isterler. Bu nedenle verilen diyetleri katı şekilde uygulamak isterler. Bu defa da ya sıkılır havlu atarlar. Ya da bu tür diyetler onları daha fazla mutsuz edeceği için bunları yaparken daha fazla mutsuz olup yine yemek yoluna giderler. Onlar için uygun olan yol onlara mutlu olacakları işler bulmaktır. Böyle bir işle hem mutlu olurlar hem çalışırlar hem de kendilerini işe öyle kaptırırlar ki hiç aynaya bakacak vakitleri olmaz ya da aynaya bakmak akıllarına gelmez. Yaptıkları işten mutlu olurlar. Bir işe yaradıklarını düşünürler. Birileri için bir şeyler yaptıklarını düşünür mutlu olurlar. İşte o zaman aynaya bakmak gerekmez. Ya da zaten aynaya baktıkları zaman kendilerini şişman görmek onları rahatsız etmez. Çünkü bu tip kişilik özellikleri olan kişiler çeşitli şekillerde zayıflar fakat kısa bir süre sonra yine kilo alırlar. Hatta bu defa verdikleri kiloları bir fazlasıyla yerine koyarlar. Sonuç olarak eğer sizi mutlu edecek bir yaşam biçimini yakalamak gerekir. Böyle bir durum için belki de hangi yaşta olurlarsa olsunlar bir yaşam koçluğu desteği almaları gerekebilir. Ya da psikolojik destek. Bu tür destekler onlar hasta oldukları için değil. Hayatlarını daha fazla yaşanılır kılmak içindir. Performanslarını arttırmak ilişkilerini ve iletişimleri sorunsuz kılmak içindir. Bazen de diğer kişilere hayır diyebilmek içindir. Hayır derken karşıdaki kişileri kırmadan, incitmeden bunu yapabilmek önemlidir. Karşıdaki kişileri kaybedecekleri korkusuna kapılmadan bu süreci doğru, yerinde, zamanında yapabilmeleri çok önemlidir. Sonuç olarak hem onlar mutlu hem de hayır dedikleri kişiler mutlu olacaktır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları