Salı günkü yazımda üniversite adaylarının okul tercihlerini yaparken popüler olanlardan ziyade gelecekte iş bulmakta zorluk çekmeyecekleri bölümleri yazmalarını istemiş, “Örneğin Türkiye’de şu anda onlarca yıl ihtiyacı karşılayacak kadar hukuk fakültesi mezunu var. Onlara her yıl yeni mezunlar ekleniyor. Buna rağmen 84 hukuk fakültesi yine binlerce öğrenci alacak” demiştim. İleride mezunlarının iş sıkıntısı yaşayacağını tahmin ettiğim diğer bazı fakülte ve bölümler de yazıda yer alıyordu.

Bir okuyucum gönderdiği mesajda şu soruyu yöneltmiş:

“Siz olsanız hangi bölümleri tercih edersiniz?”

Araştırmak gerekir.

Ama gene de üniversitelerdeki 541 bölüm arasında ileride mezunlarının açıkta kalmayacağına inandığım bazılarını saymak istiyorum:

Yapay zeka mühendisliği, acil yardım ve afet yönetimi, bilgi güvenliği teknolojileri, biyomedikal mühendisliği, doğalgaz ve boru hatları teknolojisi, gemi ve yat turizmi, hibrid ve elektrikli taşıtlar teknolojisi, internet ve ağ teknolojileri, raylı sistemler makinistliği, sağlık kurumları işletmeciliği, uçak teknolojileri, uzay mühendisliği, yaşlı sağlığı ve bakımı, engelli bakımı ve rehabilitasyonu, bağcılık, bahçe tarımı, fındık eksperliği, seracılık, tarım teknolojisi, zeytin yetiştiriciliği, kanatlı hayvan yetiştiriciliği, fidan yetiştiriciliği.

“İKİNCİ HAYAT” DA BİTTİ

Yılmaz Gruda on parmağında on marifet olan insanlardandı.

Yaşamı boyunca yaptığı işler arasında memurluk, muhasebecilik, tiyatro-sinema-dizi oyunculuğu, tiyatro yönetmenliği, çevirmenlik, roman ve tiyatro yazarlığı ile şairlik de vardı.

93 yaşında aramızdan ayrıldı.

Henüz 36 yaşındayken ölümden kıl payı kurtulmuştu.

O gün yaşadıklarını TRT 2’de Hülya Koçyiğit’in sunduğu “Film Gibi Hayatlar” programında şöyle anlatmıştı:

"Karakolda Ayna Var filminin setindeydik.

Rol gereği tavana asılmıştım. Ellerim arkadan bağlıydı ve boynuma ip geçirilmişti.

Sahnenin çekimi için yönetmenin gelmesi bekleniyordu.

Çok geçmeden vücudumu askıda tutan sistem biraz esnedi ve bunun sonucu boynumdaki ip boğazımı sıkmaya başladı. Nefes almakta zorlanıyordum. Boğulmak üzereydim.

Bağırıp yardım bile isteyemiyordum çünkü sesim çıkmıyordu.

Setteki görevliler tehlikeyi fark edememişlerdi.

İşte tam bu sırada filmin kadın oyuncusu Fatma Girik yerinden fırladı, bana doğru çektiği masanın üzerine çıktı ve var gücüyle bacaklarımdan tutup ağırlığımı hafifletti. Mutlak bir ölümden kurtardı beni.

Ölmeyip bu yaşa gelmemi Fatma Hanım'a borçluyum. İkinci hayatımı yaşıyorum."

Ne yazık ki o “ikinci hayat” da iki gün önce noktalandı.

Boşa yaşamadı, her zaman saygı ile anılacak izler bıraktı dünyada.

YANGINLARA KARŞI

BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Dünyadaki orman yangınlarına ilişkin verileri derleyen Global Forest Watch adlı kuruluşa göre 10 yılda dünyada 82 milyon hektar orman alanı yanmış.

İklim değişikliğine bağlı olarak bu yangınlar önümüzdeki yıllarda artarak sürecekmiş.

Kaygı verici bilgiler bunlar.

Şu anda sadece bizde değil Yunanistan, İtalya ve İspanya’da da ormanlar alev alev yanıyor. Dünyanın başka yerlerinde de orman yangınları var.

Peki, ne yapılabilir, devleşen soruna nasıl bir çözüm bulunabilir?

Bana kalırsa NATO bünyesinde orman yangınlarıyla mücadele için özel bir birim oluşturulmalıdır.

Özel uçaklar ve teçhizatlarla donatılan bu birim NATO ülkelerindeki orman yangınlarının yanı sıra davet aldığı NATO’ya üye olmayan ülkelerdeki yangınlara da müdahale etmelidir.

Ülkelerin artık düşman ordularından çok doğal afetlerin tehdidi altında olduğu unutulmamalıdır.