Dün sabah HaberTürk'te kanalın Ankara temsilcisi Bülent Aydemir, Ümit Özdağ'ın parti kurma hazırlığında olduğunu iddia etti.
Bugüne kadar, konu hakkında yazmamak için kendimi frenledim.
Böyle bir iddia gündeme düşünce, "kendi bakış açımla bazı şeyleri kaleme alma zamanı geldi" diye düşündüm.
MHP içinde yaşanan kongre mücadelesi ile başlayan, İYİ Parti kuruluş sürecinde Özdağ'ın stratejik tavırlarını düşünelim.
Eğer MHP kongresi engellenmeyip gerçekleşmiş olsaydı, o kongrede Meral Akşener ve Ümit Özdağ rakip olarak yarışacaktı.
Aynı yarış içinde, Sinan Oğan ve Koray Aydın da bulunacaktı.
Olmadı.
Sinan Oğan kendisine göre bir yol seçti.
MHP'den ihraç edilmiş olsa da parti içinde sabırla mücadele etmeyi tercih etti.
Koray Aydın ise İYİ Parti kuruluşu sürecinde ve kuruluşundan sonra, Meral Akşener'in liderliğinde siyaset yapmayı seçti.
Koray Aydın parti içinde, ilk günden bugüne kadar Akşener ile hiç ters düşmedi.
Ümit Özdağ, Meral Akşener'i hiçbir gün "lider olarak" içine sindiremedi.
Her zaman kendisine rakip olarak gördü.
İYİ Parti kuruluşu aşamasında, MHP'den uzaklaşan milletvekilleri, partinin önemli isimleri ilk günden itibaren Akşener'in etrafında kenetlenirken, Özdağ en son katılan isim oldu.
25 Ekim 2017'de İYİ Parti kuruldu.
Kuruluş aşamasında, kurucular kurulu belirlenirken Ümit Özdağ en fazla sorun çıkaran, kurucular kurulunda bulunacak isimlere en fazla itiraz eden isim oldu.
GİK ve Başkanlık Divanı toplantılarında, aykırı ses olarak dikkat çekti.
24 Haziran genel ve 31 Mart yerel seçimlerine gidilirken, ittifak oluşmasını tek reddeden kişi Ümit Özdağ olarak görüldü.
İl Başkanı, İlçe Başkanı, GİK üyesi, Genel Başkan yardımcılıklarını bir türlü beğenmedi, bulduğu her fırsatta karşı çıktı.
İYİ Parti kuruluşu sonrası, görevlendirmeler belirlenirken, kendisine Medya İletişim ve propagandadan sorumluluğun verilmesini istedi.
Gündemde kalması için en etkili alanın bu olduğunu düşünüyor ve biliyordu.
İlk yaptığı işlerden biri, SİM (Stratejik İletişim Merkezi) adını verdiği bir oluşum kurmak oldu.
İlginç olan SİM merkezi olarak, Genel Merkez binası dışında, karargâh gibi kullanılan bir mekân hazırlattı.
SİM sayesinde, sosyal medya üzerinden gruplaşmalar sağlandı.
Hemen her ilde sayıları bir elin parmağını geçmese de ekipler oluşturuldu.
WhatsApp grupları yaygınlaştırıldı.
Bu gruplarla toplantılar, görüşmeler yapıldı.
Ana kadroda bulunan bir kaç kişi dışında çok sayıda insan, farkında olmadan kendilerini bu grupların içinde buldular.
Gruplar içinde sinsice Ümit Özdağ propagandası yapılır hale geldi.
İYİ Parti'de iletişim, tanıtım için ayrılan bütçeyi kendisinin yönetmesini istedi.
Kabul görmeyince kızdı, Genel Başkan yardımcılığı görevinden istifa etti.
Afyon toplantısı sonrası, parti içinde çalkantı yaşanınca, kurulan ekip Ümit Özdağ'ın teşkilâtları alacağı söylentilerini yaymaya başladı.
O da gerçekleşmedi.
Her ne kadar uzak olsam da karşıdan bu hal ve tavırları sezebiliyordum.
Bazı sosyal medya gruplarını sessizce takip ediyordum.
Ümit Özdağ'a yakın olan, o grupların içinde bulunan kişileri, daha 2018 ortalarından itibaren "bakın Ümit Özdağ İYİ Parti'nin geleceğinde olmayacak, göreceksiniz" diyerek, uyarmış biriyim.
Sonrasında İstanbul İl kongresinde, Buğra Kavuncu'yu engellemek için ciddi bir çalışma yaptığı biliniyor.
Başaramayınca ortaya attığı iddialarla kanal kanal gezerek, İYİ Parti'yi ve Meral Akşener'i zor durumda bırakmak için elinden geleni ardına koymadığını hep birlikte izledik.
Yazılabilecek konuları kaleme almaya çalıştım.
Yazılmayacaklar bende saklı.
Kısaca, Meral Akşener'i lider olarak hiçbir zaman kabullenmeyen Ümit Özdağ'ın parti kurma girişimi iddiasına hiç şaşırmadım.
Türk siyaseti egolarına, hırslarına yenik düşen çok sayıda siyasetçi gördü, görecek.
Şimdilerde de Muharrem İnce, Ümit Özdağ, Mustafa Sarıgül gibi isimlerin o sayılara ilave olarak, siyaset tarihinde yerlerini alışlarını izliyoruz.
