Uluslararası Af Örgütü kendi çalışanlarının hakkını görmezden geldi!

Uluslararası Af Örgütü kendi çalışanlarının hakkını görmezden geldi!
Dünyada insan hakları mücadelesi yürüten Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Şubesi, kendi çalışanlarının haklarını görmezden gelerek kayıtsız kaldı.

Örgüt, DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası’yla oturduğu toplu iş sözleşmesinden (TİS) masasından kalktı. Kalkarken de beş yıldır tanıdıkları sendikanın ‘yetkisiz’ olduğunu öne sürdü.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ile sendika arasında 15 yıla yakın zamandır kesintisiz olarak beş dönem TİS imzalanmıştı. Ancak bu defa aynı sendikan için ‘yetkisiz’ diyerek masadan kalktı.

Sosyal-İş, Af Örgütü’nün çalışanların sendikal haklarını tehlikeye attığını belirterek şu açıklamayı yaptı:

“İşverene masaya dönme yönünde yapılan çağrılarımız bugüne kadar sonuç vermemiştir. Masaya dönme çağrımıza verilen yanıtta ‘İşveren tarafından 2023 yılını kapsayan bir toplu iş sözleşmesinin herhangi biçimde imzalanmayacağı’ belirtilmiştir.

Bu süreçte, tüm aksaklıklara ve gecikmelere rağmen Sendika olarak Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlanması için elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bu kapsamda TİS üzerinde uzlaşmayı mümkün kılmak için işverenin reddettiği ve 11 maddede somutlaşan talep ve tekliflerimizi geri çektik. Ayrıca, maddi haklara ilişkin taleplerimizi 2 Mayıs tarihli görüşmemizde revize ederek sunduk.

Bu taleplerimizi dört maddede somutlaştırdık:

Bu bağlamda, Sendika olarak uzlaşmadan yana çabamızın karşılık görmesini ve işverenin Uluslararası Af Örgütündeki sendikalı örgütlülüğü destekler biçimde tutum ve karar almasını bekliyoruz. İnsan Haklarını korumak için küresel bir mücadele yürüten bir kurum olan Uluslararası Af Örgütünde çalışanların 15 yılda, kesintisiz beş dönemde imzalanan Toplu İş Sözleşmeleri ile kazandığı sendikal haklarını tehlike altına sokan bu tutuma karşı mücadelemizi her platformda sürdüreceğiz. “

Bianet’e konuşan Af Örgütü çalışanı ve sendika temsilcisi Mehmet Onur Yılmaz şunları dedi:

“Çalışma Bakanlığı’nın yıllar önce yaptığı bir düzenlemeden dolayı Sosyal İş gibi sendikalar yetki altı kaldı. Af Örgütü’nün şimdiye kadarki yönetimleri Sosyal-İş’i meşru kabul ederek ilerlediler. Hatta son TİS’imize Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yetki olmaksızın yapılan toplu sözleşmelerin geçerliliğine dair sözleşmemizi koyduk. Ancak gelinen noktada Af Örgütü, Sosyal İş’i tanımadığını ilan etti.

Bir insan hakları örgütüyseniz, zaten devletin şart koştuğu yetki problemine karşı mücadele etmeniz gerekir. Af Örgütü hem uzlaşı masasını dağıttı hem de çalışanlarını bir kriz ortamıyla baş başa bıraktı. İstanbul’da çok ciddi bir barınma krizi var. Yıllardır kiralar anılmaz bir şekilde artıyor. Son dönemde hemen hemen bütün çalışanlarımız ev sahibiyle kavgalı duruma geldi. Kimse barınma konusunda kendini güvende hissetmiyor. Ya tahliye davalarıyla ya da sözlü yazılı tacizlerle karşı karşıyayız. Dolayısıyla biz bunları dikkate alan bir teklif götürdük. Ancak Af Örgütü teklifimizin çok altında bir zam oranıyla bize geldi. Önerdikleri yüzde 39,5’lik teklif asgari ücrete yapılan zam oranının da altında. Şimdi asgari ücrete Temmuz’da bir zam daha yapılacak.

Biz Türkiye’deki geçim standartlarına, Türk-İş’in her ay yayımladığı açılık-yoksulluk verisine dayanarak bir oran belirlemeye çalışmıştık.

Af Örgütü’nün hafta sonu genel kurulu var. Af Örgütü sonuçta uluslararası bir sivil toplum örgütü ve Türkiye’de dernek statüsünde. Üyeleri de insan hakları mücadelesinin içinden gelen insanlar. Biz çalışanların problemlerinin de genel kurulda tartışılmasını istiyoruz.”

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü Ruhat Sena Akşener ise gelinen noktanın ‘masadan kalkma’ olmadığını söyledi : “Af Örgütü ve işveren tarafı olarak sendikayla aylara yayılan bir istişare süreci gerçekleştirdik ve müzakerelerin başlamasından itibaren 60 gün içerisinde sözleşme imzalanmaz ise durumun uzlaşmazlık olarak adlandırılacağını beraber saptadık. Dolayısıyla masadan kalkma değil, mutabık kalınan usulün sonucu olarak sürenin sonlanmış olması nedeniyle uzlaşmama söz konusudur”

Akşener zamla ilgili TÜİK verisinin baz almadıklarını belirtti: “Yükümlülüğümüz TÜİK verisi iken, biz çok daha yüksek ve gerçekçi bulunan İTO oranını baz aldık. TÜİK verilerin esas alınması bilgisi gerçek ve doğru değil.”

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar