Ülkenin gerçek gündemi

Bildiğiniz üzere korona tedbirleri nedeniyle 65 yaş üstü vatandaşlara sokağa çıkma yasağı getirildi.

Ancak dışarıya çıkmak zorunda kalan, evine ekmek götürmek, karnını doyurmak için işe gitmek durumunda kalan binlerce 65 yaş üstü vatandaşımız var.

Ve o vatandaşlardan birinin haberi yansıdı haber sitelerine.

65 yaş üstündeki yaşlı bir teyze otobüs şoförü ve yolcular tarafından kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle aşağıya indirilmek isteniyordu. 

Teyzeden tüm Türkiye'nin içini burkan o isyan geldi.

"Maske takılı. Hasta da değilim. 3 tane merdiven sildim geldim, çalıştım ben, çalışmasam açım. Ben çalışmazsam açım. Allah Allah, versin parayı biri. Tamam, biz de gitmeyelim. Evde otururuz." 

Öyle bir durumda bırakıldı ki bu insanlar.

Çalışmak için dışarı çıkarsan ceza yiyorsun, evde oturup beklersen aç kalıyorsun.

İsyan eden teyzemiz bu muameleyi hak etmiyor.

Devlet, vatandaşına sahip çıkmalı.

Ne çocuk işçi çalışmalı ne de 65'inden sonra bir vatandaş ekmek parası için yollara düşmeli.

Ülkenin en önemli gündemi ne başörtüsü, ne Boğaziçi'ne atanan rektördür.

Ülkenin en önemli gündemi tarlasını ekemeyen çiftçidir.

Ülkenin en önemli gündemi işçilerin, memurların, emeklilerin içinde bulunduğu durumdur.

Ülkenin en önemli gündemi hayat pahalılığıdır.

Ülkenin en önemli gündemi kendi memleketinden umudunu kesmiş gencecik beyinlerdir.

Ülkenin en önemli gündemi yaşını başını aldıktan sonra torunlarıyla mutlu mesut vakit geçirmek isteyen vatandaşın ekmek parası için yollara düşmesidir.

Ama saydığım bu maddeler hiç ama hiç yaşanmıyor gibi davranılıyor.

Ve yok sayınca da kendiliğinden yok olacağı düşünülüyor.

Kulaklar tıkanıyor, gözler görmüyor, hatta ve hatta bazılarına bu durum abartı bile gelebiliyor.

İnsanı üzen, kıran en önemli etkenlerden biri de bu durum.

Yok sayılmak!

Çiftçinin, pazarcının, esnafın dert yandığı şu günlerde onlara kulakları tıkamak hoş değil.

Marketlerde üzerine alarm takılan peynir yüzde 35 zamlanarak 30 liraya dayandı.

 400 gram yeşil zeytin yüzde 67 zamlanarak 10 liraya çıktı.

1 kilogram tavuğun fiyatı 13 lira olurken 15'li yumurtanın fiyatı 23 liraya çıktı.

Bunlar sadece bir yılda halkın alım gücünün nasıl zorlaştığını gösteren rakamlar.

En çok tartışılan ürünlerden birisi elbette ki yağ oldu.

Dört ayda ayçiçek yağına tamı tamına yüzde 80 oranında zam getirildi.

5 litresi 29 lira olan ayçiçek yağının fiyatı 85 liraya kadar çıktı.

Sosyal medyada vatandaşlar durumu alaya alarak videolar çekti.

Bu videolar izlenme rekorları kırdı.

Yani başörtüsü tartışması gibi her defasında ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilen bu 'bitmeyen' konu milletin umurunda bile değil.

Her ne kadar iktidara yakın kuruluşlarda konu en derinine kadar işlense de vatandaşın ilgi alanında değil.

Vatandaşı ilgilendiren yegâne şey ne bir hafta sonu gezmesi, ne bir sinema, tiyatro gibi kültürel aktivite, ne de bir sosyalleşme.

İşin acı tarafı da bu ya.

Vatandaşın tek derdi var.

O da pazardaki, marketteki el yakan ürünler.

Başka bir şey değil.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları