Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

TV'lerin iki yüzü

Televizyon kanalları depremle ilgili gelişmeleri izleyiciye ulaştırmada çok başarılıydı.

Gün boyu canlı yayınlar yapıldı.

Ekran başında enkazdan sağ çıkarılanlar için sevindik, yaşamını yitirenler ile aileleri için kahrolduk.

Dahası var:

Depremin öldürücü etkisinin nasıl bir vurdumduymazlık sonucu ortaya çıktığını çeşitli örneklerle gördük, uzmanların açıklamalarını dinledik.

Bu televizyonların bir yüzü...

...

Diğer yüzünde ne yazık ki başarısızlık yazıyor.

Koronadan bugüne kadar 10 binden fazla insanımızı kaybettik. Bu sayı giderek artıyor. Yani hastanelerin salgın servislerinde her gün birkaç Rıza Bey Apartmanı çöküyor.

Buna rağmen televizyonlar salgının dehşetini gösterme açısından yeterli olamıyor; kalabalık bir-iki yerde maskelerin takılı olup olmadığına bakmaktan, birkaç profesörden görüş almaktan ileri gidemiyor.

Oysa salgın; yoğun bakımda tedavi görenlerle, onları umutla bekleyen aileleriyle, ölümlerde yaşanan acılarla karşımıza getirilseydi emin olun Koronaya karşı halkın duyarlılığı bugünkünden kat ve kat fazla olurdu.

Ne demeli bilmem ki...

"Hiç olmazsa bundan sonra salgın konusunda daha duyarlı olmalılar" desek çok fazla bir şey mi istemiş oluruz!

Enkaz sözcüğüne öyle aşinayız ki...

Usulüne uygun yapılmamış koskoca binalar orta şiddette bir depremde çöker.

Geriye kalan enkazdır.

Gerekli güvenlik önlemleri alınmadan işçilerin çalışmaya zorlandığı madende grizu patlar.

Geriye kalan enkazdır.

Uykusuz şoförün direksiyonda oturduğu otobüs uçurumdan yuvarlanır.

Geriye kalan enkazdır.

Açılış, kutlama ve törenler için üretilen havai fişekler fabrikanın derme çatma deposunda infilak eder.

Geriye kalan enkazdır.

"Hadi biraz dolaş gel" diye öğrenciye teslim edilen eğitim uçağı inişe geçerken düşer.

Geriye kalan enkazdır.

Sel suları akacağı nehir, dere, kanal bulamayınca ev ve iş yerlerini basar.

Geriye kalan enkazdır.

Türk Lirası, Dolar ve Euro karşısında sürekli erir.

Geriye kalan enkazdır.

...

Siyasi hayatta da enkaz sözcüğüne çok aşinayız.

Demirel, hükümeti kurduğunda ne demişti?

"Enkaz devraldık..."

Ecevit'in yeni hükümeti açıkladığında ilk sözü neydi?

"Enkaz devraldık."

Erbakan, hükümetini hangi sözlerle ilan etmişti?

"Enkaz devraldık."

İlk seçimde iktidar değişirse yeni hükümeti kuracak liderin ilk sözü ne olur?

"Enkaz devraldık." 

...

Bir ülkenin gelişmiş olup olmadığının çeşitli ölçütleri vardır.

Demokrasinin tüm kurumlarıyla var olup olmadığı, temel insan haklarına saygı gösterilip gösterilmediği, hukukun üstünlüğünün kabul edilip edilmediği bunlar arasındadır.

Bana öyle geliyor ki, bir ülkenin gelişmişliğini gösteren ölçütlerden biri de enkaz sözcüğünün fazla kullanılıp kullanılmaması olmalıdır.

Bir ülke, bu sözcük çok kullanılıyorsa kesinlikle geri kalmıştır.

Bir ülke, enkaz sözcüğünün kullanılmasını gerektirecek pek bir şey yaşamıyorsa kesinlikle gelişmiştir.

      

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları