Türkiye yanıyor

İki gündür ülke ağlıyor.

Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen'in, alevlerin yakınında çaresizce gözyaşı dökmesi, biraz vicdan kırıntısına sahip olan, biraz "insan" denilen canlı varlıktan pay alabilmiş olanları da ağlattı.

"Can kaybı olmadı" veya "az oldu" diyen vicdan yoksunları, yanarak can veeren inekleri, kuzuları, kuşları, kelebekleri ve diğer canlı türlerini, ağacı, yeşili canlıdan saymaması ise kalpsizliğin, duygusuzluğun, vicdansızlığın en büyük göstergesi oldu.

15-20 yıldır çalışan bir tesis için açılış töreni düzenleyenler, kurdela kesenler, canlı bağlantılarla şov yapıp nutuk atanlar sessiz.

15-20 yıl önce Avrupa'nın en büyük yangın söndürme uçağı filosuna sahipken, bugün en zayıf filosuna sahip olmamıza sebep olanlar sessiz.

Makam uçaklarının sayısı ile övünenlerin, yangınları kontrol altına "nasıl alınamadığını" açıklama gayreti göstermeye çalışmaları ibretlik.

Türk Hava Kurumu'nun uçaklarını devre dışı bırakmak için açılan ihalede, THK uçaklarının kapasitesinin 100 litre altında şartname hazırlayan bakan halen görevde.

Türkiye yanarken meclis tatilde.

Hükümet'in başı ortada yok.

YÖK Başkanı atama işi ile meşgul.

Gerçi meclis toplansa ne olacak?

"Yangınları araştırma önergesi" verilse, tüm önergelerde olduğu gibi AKP-MHP oyları ile reddedilecek.

Nasılsa bakanlar, yangın bölgelerine "Sayın Cumhurbaşkanı'nın talimatı ile" gidip yakından inceleme yapıyorlar, ne gerek var Türkiye'nin onlarca yerinde aynı anda yangınlar çıkmışken TBMM'yi toplamaya!

Ne gerek var yangınların nasıl çıktığını soruşturmak için araştırma önergelerine!

Bugün bir zamanların "Amiral Gemisi" olarak adlandırılan gaSetenin "asker" yazarlarından üçüne baktım.

Yangınlar hakkında yorumları nedir?

Merak ettim.

Heyhat!

Görmemişler, duymamışlar, yazmamışlar.

Ormanlar yanarken, canlılar yok olurken, memleket yanarken;

Gündemleri Millet İttifakı!

Başta belirttiğim kırıntılar bile kalmamış.

Vicdanları, kalpleri kurumuş.

Nasıl uyuyorsunuz siz?

Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz siz?