Türk milletinin kurtuluşu 102 yaşında

19 Mayıs 1919, Mustafa Kemal'in millî kurtuluş ve millî devrim hareketini başlatmak için Samsun'a ayak bastığı gündür.

Türk milletinin, tarihte en zalim, en haksız saldırılara uğradığı bir zamanda topyekûn silkinip şahlanışının başlangıç günü olan bugünün önemini iyi anlamak için 102 yıl öncesine dönmek, o zamanlar vatanın ve milletin içinde bulunduğu karanlık durumu tekrar hatırlamak gerekir.

O devrin Osmanlı idarecileri yürekleri sızlamadan imzaladıkları Sevr Antlaşması'nın sonucu yurdun dört bir yanı savaşın galip devletleri tarafından işgal edilmiş, uzun yıllar devam eden Birinci Cihan Harbi yüzünden milletçe aç ve yorgun bir durumda kurtuluş ümidini tüketmiş, vatanın kurtuluşuna çare arayan İstanbul'daki bir avuç aydının düşünceleri ise en ileri kurtuluş ihtimalinin ancak bir manda olabileceği fikrine varabilmişti.

Bu karanlık görüşü bir tek adamın iradesi yıktı.

19 Mayıs 1919 sabahı Samsun'a ayak basan Mustafa Kemal Paşa için parola 'Ya istiklal, ya ölüm' idi.

Zafere ulaşmak için önünde çok çetin bir yol vardı. Fakat onun zorluklarını önlemiş iradesi için yolun çetin oluşu bir teşvik unsuruydu.

Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışıyla başladığı harekat sadece bir kurtuluş harekatı değil aynı zamanda köhnemiş, eskimiş, temelleri çürümüş Osmanlı Devleti sistemini yıkarak yerine yeni bir nizam kurmak amacına yönelmiş bir ihtilal harekatıydı.

Samsun'a çıktığı gün o, her türlü maddi varlığı elinden alındıktan sonra dahi bir milleti şahlandırmanın ışıktan inancı halindeydi. Önündeki kurtuluş yolu çetin, karanlık bir vadiden geçecekti. Bir tarafta Türkiye'yi 3-5 ilden kurulu yarı müstemleke halinde kullanmak isteyen ayrıca Batı medeniyetini temsil iddiasında bulunan dünya savaşının işgalci galip devletleri, bir taraftan ise padişah taraftarlarının ve azınlıkların ayaklanmalarıyla uğraşmak gerekecekti.

Fakat 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan dev insan ne yapacağını, bu güçlükleri nasıl yeneceğini önceden bilen insandı. O, Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün uyanış ve kurtuluş çırpınmalarının çıkmazlarını iyi anlamıştı. Bu çırpınışlar halka dayanmadığı için başarısız kalmıştı. Bunun için o, doğrudan halka gidecek, halkın önderi olacaktı.

Nitekim, Mustafa Kemal'in iradesi bütün bu güçlükleri safha safha yendi. Bunun bu başarısının en büyük sebebi, halka inmesi, doğrudan doğruya halkın lideri olmasıydı. Evet, Türk milleti o gün için hiçbir şeyi kalmamış bir milletti ama bu millet aynı zamanda başına bir lider geçtiğinde İstiklal uğrunda yapamayacağı fedakarlık, gösteremeyeceği feragat olmayan bir milletti. 

19 Mayıs 1919 günü artık kurtuluş ve devrim hareketi başlamıştı. Mustafa Kemal bir süre sonra İstanbul hükümetine karşı davranışını Amasya'da ilan edecekti. Milletin bağımsızlığı için, milletin kararına ve milletin kendisine dayandığını Erzurum Kongresi'nde bildirecekti. Bu kararı duyurmak için Sivas Kongresi'ni toplayacaktır ve nihayet İstanbul hükümetine karşı bir millî devletin temellerini Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde atacaktır.

Bütün bu kararların temelinde O'nun halk önderliğindeki ustalığını şekillendiren ulusal gerçekler yatıyordu. Millî hakimiyeti köprü başı yaparak safha safha ilerleyen saltanatçı, hilafetçi, teokratik şekilleri yıkmış, reddetmiş, laik, demokratik Cumhuriyeti kurmuştur. Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basması yalnız Türk milletinin kurtuluş ve devrim hareketinin başlangıcı değildir. 19 Mayıs, Asya'da ve Afrika'da milletlerin her türlü illetten kurtulabilecekleri inancını veren bir harekettir.

Türk kurtuluş hareketi ve onun büyük lideri milliyet savaşı yapan milletlerin ve onların liderinin örneği ve bayrağı olmuştur.

Atatürk, 19 Mayıs 1919 Gençlik ve Spor Bayramı'nı ileride bu devletin başına gelecek Türk gençliğine armağan etmiştir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları