Önerilerime geçen hafta kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Sonuçta yaptığım öneriler birebir turizm sektörünün içinde 26 yıldır yaptığım gözlemler ve endindiğim tecrübelerim doğrultusunda yaptığım öneriler. Devlet yetkililerinin bu tecrübelerden yararlanması ve bizim gibi sektöre yıllarını vermiş insanları dinlemeleri halinde, ülke turizmimiz bir disliplin altına alınırken, vergi kayıpları da büyük oranda azaltılabilecektir. Ama bu önerilerin de tabii ki "liyakat sahibi" bürokratlar tarafından değerlendirilmesi asıl önemli olan nokta. Kişilere, şirketlere veya partilere göre verilecek kararlar, devletimizin kaybetmesine neden olur.
"Kullanılmayan İnsan Kaynağı"
Kültür ve Turizm Bakanlığı bürokratları yıllardan beri merkezden bakanlık yapmaya çalışmakta, İl Turizm Müdürlükleri ve İlçe Turizm Danışma Büroları ile turizm sektörünü yönettiğini sanmaya ve bu yapının da doğru yapılanma olduğunu düşünerek, yapısal hiçbir değişikliğe gitmemekte. Toplam personel sayısının yaklaşık 4 bin civarında olduğunu tahmin ettiğim ve büyük çoğunluğu da bakanlık merkez binada çalışan Kültür ve Turizm Bakanlığı bürokratları, yılda kırk milyondan fazla yabancı turistin geldiği ülkemiz turizm sektörünü nasıl denetim altında tutabilir ve aksaklıklardan anında haberdar olabilir ki? Tabii ki böyle bir denetim ve haberdar olma bu bakanlık teşkilat ve işleyiş yapısı ile mümkün değil. Bu nokta da Bakanlığa yeni personel alımı yapmasını önermiyorum, ama zaten kendi denetiminde olan 10 binden fazla kokartlı profesyonel tur rehberini ve 12 bin civarındaki Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) üyesi seyahat acentalarının personellerini, kendi belirleyeceği denetim ve standart politikalarının izlenmesi ve rapor edilmesi konusunda kullanmamasına bir anlam veremiyorum. Devlet etmenin değişik yolları vardır ve bazan yetki paylaşımı yöntemi ile onbinlerce yetişmiş elemana bir kuruş ödemeden onları kendi siyasetiniz için çalıştırabilirsiniz. Yeter ki amacınız turizm sektörünü disiplin ve mali anlamda da denetim altına almak olsun.
"Verilerin Tek Merkezden Gönderilmesi"
Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı'nın 2018 Ocak ayında yaptığı değişiklik ile 2019 Temmuz ayından itibaren uygulamaya konulan "D2 yetki belgeli araçlarla taşınan yerli ve yabancı turistlerin kimlik bilgilerinin yolcu listelerinde yazılması ve bunun da taşımayı yapan firma tarafından online olarak doldurulup gönderilmesi zorunluluğu getirilmesi", Turizm sektörüne yapılan en büyük sabotajdır. Bu konu da hiç alakası olmadığı halde Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı'nın kırk milyondan fazla turistin geldiği sektöre bodoslama müdahil olması ve buna da müsaade edilmesi anlaşılır gibi değildir.
Turizmciler güvenlik gerekçelerini ve önemini en iyi bilen sektör temsilcileri arasında ilk sırada gelirler, çünkü turizm ancak güvenlikli ve rahat edebileceğiniz bir ortamda yapılır ve insanlar kendilerini rahat ve güvende hissettikleri ülkelere giderler. Ama siz çıkıp bir hafta tatile gelmiş bir aileye gidecekleri her tur öncesi pasaport bilgilerini veya T.C. kimlik numarasını sorduğunuzda, ciddi bir tedirginliğin oluşmasına neden oluyorsunuz. Bu türden bilgilerin istenmesi, turistlerin kara turlarından ziyade tekne ile yapılan turlara yönelmelerine neden oluyor. Bu uygulamanın en saçma ve anlaşılmaz kısmı, tur için kiraladığımız araç firmasına kimlik bilgilerini verme zorunluluğumuzun olması.
Buradan devlet edenlere sesleniyorum, turizm sektörünü bilmediğiniz ve işleyişi hakkında hiçbir bilginizin olmadığı, getirdiğiniz bu uygulamadan o kadar açık anlaşılıyor ki; Turu organize eden, müşteriye turu satan, programı belirleyen, turun başına rehberi koyan seyahat acentası bu verileri birincil elden kendisi online gönderirse hiçbir sorun yok, ama siz bizden bilgileri "korunup korunmayacağından emin olamayacağımız ikinci şahıs konumundaki ve sadece bize tura çıkacak aracı kiraya veren, taşıma firmasına vermemizi şart koşuyorsunuz".
Devlet size yetki verirken hoyratça kararlar alın, ilginiz olmayan sektörleri sıkıntıya sokacak kararlar alın diye yetki vermedi, bu hoyratlığınız sonucunda ülke turizm gelirleri zarar görüyor, eğer istatistik çıkarmak istiyorsanız turları organize eden seyahat acentalarına açacağınız bir online modül sayesinde bunu kolaylıkla elde edebilirsiniz. Bizim tedarikçilerimizden birisi olan "taşıma firmasına" bizim sorumluluklarımızı yüklemeniz abesle iştigal bir durum oluşturuyor.
Bu türden uygulamalarda ısrar sonucunda düşen turizm gelirlerine bahane bulmaya çalışmayın, bunun en büyük nedeni sizin "ben yaptım oldu" mantığı ile konuya yaklaşmanızdan kaynaklanıyor.
