"Titrerim mücrim gibi…"

Müzik günümüzde ruha gıda olma görevini ifa etmek için imkan ve fırsat bekliyor. Ancak Pandemi dönemiyle birlikte gelen yasakların neredeyse tamamının kalktığı şu günlerde, müziğe yeşil ışık yanmaması, kanadı ve kalbi kırık bir sektör olarak bekleyen müziği ve onun sanatçıları olan müzisyenleri ziyadesiyle üzmeye devam ediyor.

Halleri nasıl mı?

Nihavend makamındaki, "Kimseye etmem şikayet" şarkısının dizeleri gibi;

"Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime / Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime / Perde i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime/ Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime"

Müzisyenler duygusal insanlar!

Alıngan insanlar!

Kırılgan insanlar!

Alın şu insanların gönlünü…

Müzik dünyasının ve müzisyenlerin gönlünü almak bu kadar da zor olmamalı…

*****

Evliya Çelebi, 1652 yılında ziyaret ettiği Edirne Şifahanesindeki izlenimlerini şöyle anlatmış.

"Merhum ve Mağfur Bayezid Veli Hazretleri Vakfiyesinde, hastalara deva, dertlere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve defi seva olmak üzere 10 adet hanende ve sazende gulan tayin etmiş ki, üçü hanende, biri neyzen, biri kemancı, biri musikarcı, biri santurcu, biri çengi, biri çenk santurcu, biri udcu olup, haftada üç kez gelerek hastalara ve delilere musiki faslı ederler. Allah'ın emriyle, nivesi saz sesinden hoşlanır ve rahat ederler. Doğrusu musiki ilminde neva, rast, dügah, segah, çargah, suzinak makamları onlara mahsustur. Ama zengule makamı ile buselik makamında rast karar kılsa insana hayat verir. Bütün saz ve makamlarda ruha gıda vardır…"

Evliya Çelebi tespitlerinde yüzyıllar ötesinden bütün saz ve makamlarda ruha gıda vardır tespitinde bulunmuş.

Müziğin ruhun gıdası olduğunu tespit edip vurgu yaparken, Farabi'yi de teyit etmiş.

Müzik, en yakın tarihler olarak Selçuklu ve Osmanlı döneminde teşvik ve destek görmüş. Müzik ruha gıda mı? Evet! İnsan ruhuna müzikten daha iyi gelecek gıda ve şifa var mı? Yok!

Madem yok! Üzmeyin artık müzisyenleri! Madem ki müzik susmasın, müzisyenlerde öyle. Bırakında icra etsinler sanatlarını!

*****

Her şeyi içine atan, hayata küsen insanların morale ihtiyacı var! Bu moralin adıdır müzik! İster müzik deyin, ister musiki…Melodiler, türküler, şarkılar bizi biz yapan değerlerimiz, kültürümüz.

Bizleri can evinden vuran, bam telimizden yakalayan o müzik parçalarına herkesin, her kesimin ihtiyacı var!

Müzik gürültü kirliliği değil!

Görüntü kirliliği değil!

İnsanları rahatsız da etmez!

Müziğin kime ne zararı var ki? Hele ki, bu efkârlı günlerimizde! Elimizde müzikten ve musikiden başka, teselli olacağımız, bizi teselli edecek ne kaldı?

*****

İnsanımızda moraller sıfır, moraller bozuk, moraller yerinde değil! İnsanların rahatlaması, sinirlerinin gevşemesi, kendine gelmesi gerekiyor.

Ne lazım? Müzik! Kim icra edecek müziği? Müzisyenler!

Bu dönemde en fazla küstürdüğümüz meslek dalından biride onlar! Hem bayağı bir küstürdük, ne kadar küstürdüğümüzü de anlamamakta ısrar ediyoruz. Müzisyen için sanatını icra edememenin ne anlama geldiğini, ancak müzisyenler anlayabilir.

Müzisyeni yaşatan sanatını icra etmek değil mi? Gelin o yolu kapatmaktan vazgeçelim. Hem öyle bir açalım ki, ardına kadar! Açalım ki, memleketin efkârı dağılsın!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları