Tatsız finalde gülen taraf matadorlar: Zafer Arapkirli yazdı

Hani hep “Eski Türkiye - Yeni Türkiye” karşılaştırması yaparız ya... Arada bir “Eski Avrupa - Yeni Avrupa” karşılaştırması yapmak lazım.

Özellikle de futbolda.

“Bizim zamanımızda...” diye başlayan “yaşlı amca triplerine” girmekle suçlanma pahasına bu muhabbeti yapmak istiyorum.

Milli liglere paralel olarak Avrupa Kupaları’nda bir “Şampiyon Kulüpler Kupası” vardı. Bir de, “Kupa Galipleri Kupası”... Bir de “bonus” niteliğinde “Avrupa Fuar Şehirleri Kupası”

Şimdi ise Avrupa’nın, kulüpler seviyesinde icat ettiği organizasyonları bir çırpıda sayabilene aşkolsun. Maksat “maç olsun, kasalar dolsun” tabii. Özellikle de UEFA’nın kasası dolsun. Nereye istifleyeceklerini bilemiyorlar onca parayı. Kulüpler de biraz kazanıyor tabii.. Ama, sezonun zaten ağır yüküne ek yüklere ve enerjiye değiyor mu bunca maç yükü? Bilemiyorum.

Uluslararası seviyede de, işi buna çevirdiler son yıllarda.

Zaten ulusal liglerine, Avrupa kulüp turnuvaları’na ve Avrupa Futbol Şampiyonası ve Dünya Kupası elemelerine yetişmeye çalışan futbolculara, bir de “Avrupa Uluslar Ligi” angaryası çıktı. “Angaryası” diyorum. Çünkü bunu böyle kabul etmeyen kaç federasyon ya da kaç futbolcu var? Emin değilim.

Üstelik de bir de değil, birkaç “ağırlık kategorisinde” yapılıyor bu turnuva. Biz de bu “alt kategorilerden” (haydi açıkça söyleyelim – kalite seviyelerinden) birinden bile çıkamadık yukarılara. Attığımız taş, ürküttüğümüz kurbağalar... vesaire...

Bu kadar sızlanma yeter.

Maça odaklanalım biraz da..

Yine de Avrupa’nın iki önemli takımı, İspanya ve Hırvatistan, yine Avrupa’nın başka iki önemli takımını, Hollanda ve İtalya’yı yarı finalde yenerek çıktılar bu akşamki finale...

Maçın ilk anından itibaren, adeta “Bitse de gitsek” ya da “Ne olacaksa olsun da şu angaryayı bir atlatalım. Kupayı alırsak da yanımıza kardır” anlayışı seziliyordu her iki takımda. Baktığınız zaman Avrupa’nın çok önemli kulüplerinin çok önemli futbolcularından oluşan kadrolar bunlar. Ama, ilk devresi “Sade suya tirit” bir maçtı. Hani “kontrollü oyun” derler ya.. Onun bile deyim yerindeyse suyunu çıkardılar.

Arada bir heyecanlandık ekran başında. Barcelona’lı süper genç İspanyol yetenek Gavi’nin 11’nci dakikadaki şutu... 23’ncü dakikada Kramariç’in uzun pasta aniden pozisyona girip, İspanyol kalecisi ile karşı karşıya iyi vuramadığı top... Hırvat Pasaliç’in 24’te, yine bir uzun pasa etkisiz vuruşu... 43’te de Alba’nın ortasına Morata’nın, Hırvat kalesine attığı kafa şutu...

Tribünlerdeki İspanyol ve Hırvat taraftarların bile hani şöyle “Akıllarını başlarından alacak” seviyede değildi.

Hakem tam 45.00’da bitirdi maçı. Aksiyonsuz, tatsız, tuzsuz, golsüz ve boşuna geçmiş bir ilk devre izledik, sizin anlayacağınız.

“Niye buradayız abi?..” dercesine sahada pas yapan, olağanüstü bezgin ve “protokol icabı” dolaşan 22 oyuncu ve 4 hakem vardı.

Açık söyleyeyim... Vallahi, bazı sezon öncesi hazırlık maçları bile daha fazla heyecan verir, futbolu seven bizim gibi insanlara...

İkinci yarıda da pek birşey değişmedi. Ancak, son 10 dakikada “Bari biraz daha vites yükseltelim de alalım şu maçı” görüntüsü içinndeki İspanya, daha baskın göründü. Ve maçın ilk sarı kartının 82’de, herkesi ilk “Gool!..” diye ayağa kaldıran şutunun Fati’nin ayağından Hırvatistan kalesinin çizgisinden Perisiç tarafından çıkarıldığını çıkarıldığını söylersek, maçın genel görünümünü özetlemiş oluruz.

90 dakika yetmedi bir gol bulmaya... Ve uzatmaya kaldı iş.

Uzatmada biraz daha “maça benzeyen bir maç” izledik. Ama gol lazım maçı kazanmak için. Onu, 30 dakikalık uzatmada da beceremediler.

Penaltılar söyleyecekti son sözü..

12 penaltıdan sadece 3’ü kaçtı.

2 tane Hırvatlar, 1 tane de İspanya kaçırdı.

Son sözü Carvahal söyledi ve final penaltısında İspanya kupayı kazanıyordu.

Tarihin en tatsız ve sönük final maçında, İspanya UEFA Avrupa Uluslar Ligi şampiyonu oldu.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları