Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hakan Paksoy

Hakan Paksoy

MİLLİ DÜŞÜNCE

Tarihle kavgada kaybeden tarih olmaz

İzmir Belediye Başkanı''nın 9 Eylül İzmir''in kurtuluş kutlamalarındaki konuşması ve sonrasındaki tartışmalar Türk Milleti arasındaki tarihe ve millî kimliğe bakış farklılıklarını bir kere daha ortaya koydu.

Soyer''in konuşmasındaki yüz yıl önce Türkiye''yi yönetenlerin ihanetini belirten ifadeleri haklıdır. Vahdettin düşmanına hayatım tehdit altında diyerek koruma ve sığınma talep eden bir Türk hakanıdır. Türk tarihinde buna benzer örnek hemen hemen hiç yoktur. Ama Osmanlı''da tektir. Devletin başkenti ve yurdun birçok yeri işgalden kurtulduğu günlerde bu başvuru yapılmıştır. Hem de iltica talebi işgal kuvvetleri komutanının isteği üzerine bir kere de yazılı olarak tekrar edilir.

Bu hayat endişesi nedendir? Madem bir kesimin ispat etmeye çalıştığı gibi, Gazi Paşa''yı kendi gönderdiyse niçin korkmuş ve kendi mülkü (!) olan devleti bırakıp gitmeyi istemiştir? Bütün dünyaya "Seni vatanı kurtarmak için ben göndermedim mi?" deseymiş ya. Bunu yaptığı takdirde tarih ve millet önünde dönemin en güçlü insanı hâline gelmez miydi?

Hayır, bunu yapmamış ve hayatının tehlikede olduğunu söyleyerek düşmanına sığınmayı tercih etmiştir. "Allah''tan sonra İngilizlere güveniyorum" sözü de Vahdettin''e aittir.

Türk vatanı işgal altındadır. Bırakın vilayet merkezlerini, kazalarda da işgale direnişler başladığı dönemdir. Birçok yerde oluşturulan yapılar devlet gibi davranarak düşmana karşı koyarken, İstanbul''daki yöneticiler işi gücü bırakmış, sadece Mustafa Kemal Paşa''nın bir araya getirdiği milliyetçi harekete karşı açıklamalar yapıyorlardı. Çok da etkililerdi. İlk meyvelerinden birisini Marmara havalisinde vermişti. Daha 28 Ekim 1919''da Adapazarı, Bolu, Düzce ve Gerede''de isyanlar çıktı. Buna benzer örnekler hep devam etti.

İzmir''i kurtaranların adı neydi?

Evet, Soyer''in yöneticilerle ilgili söyledikleri doğru. Ancak konuşmasına dikkat edilince yüz yıl önceki destanın sahibinin adının anılmadığı görülüyor. Konuşmada "Anadolu geleceğin Türkiye''sini inşa etme çağrısını çoktan duymuştu. Babalar işini bıraktı, analar ocağıyla, köylü toprağıyla vedalaştı. Fırıncılar fırınını, terziler makasını, bakkallar dükkanını hiç gözünü kırpmadan bıraktı ve yola çıktı. Anadolu direnmek için hem yardan hem serden vazgeçti." cümleleri var.

Özellikle ve özenle Anadolu dendiği anlaşılıyor. Bu konuşma, Anadolu yerine Türk Milleti konarak yapıldığında hem daha doğru olacaktı hem de daha akıcı bir Türkçe açısından tekrar eden kelime olmayacaktı.

Daha da ilginci, İzmir''in kurtuluşunun 100''üncü yılında İzmir Belediye Başkanı, İzmir''i kurtaran ordunun kimliğinden de hiç bahsetmemişti.

(Allah''tan Avrupa yakasında yaşayan Türkler bu Anadolu insanı/halkı ifadelerine alınganlık göstermiyorlar. Hâlbuki Çanakkale mahşeri, Türk vatanının Avrupa yakasında yaşandı. Kaybettiğimiz eski vatanımız da Avrupa kıtasında. Orada da nice kahramanlık destanı yazıldı. Büyük Kurtarıcımız Atatürk ve birçok arkadaşının memleketi de o kaybettiğimiz vatandaydı.)

Hep yeniden yaşatılan geçmiş

Tunç Soyer''in konuşmasına karşı çıkanlar sadece ecdada bu yapılır mı diyorlardı. Konuşma Osmanlı''nın bütün dönemini karalıyormuş gibi değerlendirmeler vardı. Tartışma da bu köklerinden kopuk tarih anlayışı üzerinde devam etti.

Tarih anlayışının köklerden kopukluğu üzerine iki yazım var. Birisini Türkiye''nin Rotası kitabıma da aldım*. Özellikle TÖRE Dergisi''nin Kasım 1979''daki 102''nci sayısındaki Atatürk''e Dair başlıklı ankete dikkat çekmiştim. Cevaplar 19-24 yaş aralığındaki, farklı fikir gruplarından üniversite öğrencilerine ait. Hepsinin de verdikleri cevaplar Atatürk iyi ama, fakat, lakinşunları da yaptı şeklinde. Bu tarihle ilişkisi arızalı bir neslin göstergesi. Ve en önemlisi de bu kuşak şu an Türk siyasetini yönetiyor. Hem iktidardalar hem de muhalefette.

Türkiye, 21''inci yüzyıla bu kuşakla girdi. O günün Millî Selamet partilisinin (AKP''yi kuranların ayrıldığı siyasi hareket) ankete verdiği cevap "Atatürk Müslüman halkın karşısına, İslamiyet''in karşısına bir put gibi dikilmiş, onun peygamberleri ve müritleri türemiştir. Kadının bu kadar açılıp saçılması İslamiyet''e karşı her türlü hareket onun bir eseridir. İktidar olacağız ve elbette onun bu kusurlarını ve hakiki çehresini Müslüman halkımıza açıklayacağız. Bu kusurları tamir etmek biz MSP''lilerin en tabii ve ilk vazifesidir." şeklindeydi.

Ağaç yaşken eğilir

Eğilir eğilmesine de bir daha da düzelmez. İyiliğine de eğrilir kötülüğüne de. Ömrün sonuna kadar bu eğrilik devam eder.

Yeni Eğitim Öğretim Yılı açılışı 12 Eylül günü Cumhurbaşkanı tarafından yapıldı. İstanbul''da Arif Nihat Asya Anadolu Lisesi''nde yapılan törende liseli gençlere hitap etti. TV''lerden canlı yayınlanan konuşmada "Her şeyden önce güçlü bir gelecek için geçmişinizi iyi öğrenmeli, iyi tanımalısınız. Hamdolsun Türkiye artık gençlerini tehdit olarak gören eski Türkiye değil, tam tersine bugün gençlerine değer veren bir Cumhurbaşkanı''na, bir hükümete, bir yönetime, bir devlete sahipsiniz. Size binlerce yıllık tarihinizi unutturmaya hatta size kendi ecdadınıza sövdürmeye çalışan köksüzlere lütfen kulak asmayın." dedi.

Bu ifadeler de Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın 14 Eylül''deki öğrenci yurtları açılışındaki konuşmasından: "Gençlerimiz, belki bizzat duymamıştır ama orta yaş ve üzeri kuşak çok iyi hatırlar. … Velhasıl yıllarca bu ülkenin insan kaynağını saçma sapan bahanelerle heba ettiler. Ruhlarını sattıkları efendilerine peşkeş çektiler … Bunlar öyle alçak, öyle ahlaksız bir tezgâh kurdular ki kendi çocuklarıyla milletin çocukları arasında devasa bir uçurum oluşturdular."

Bütün bu sözler Türk Milletini ve Türkiye Cumhuriyeti''ni tek başına temsil eden kişinin Cumhuriyet dönemine bakışını ortaya koyuyor. Belediye başkanının konuşmasında şehrini kurtaran askerin, Cumhurbaşkanı''nın konuşmalarında da yönettiği milletin adı yok.

Bu kadar kindar bir nesil, ne kadar dindar veya hümanist olursa olsun geleceği kuramaz. Hazır bulacağı geleceği bile böyle bir anlayışla yönetemez. Tıpkı TÖRE Dergisi''ndeki ankete cevap veren gençlerin bugünü yönetemedikleri gibi…

Önümüzdeki seçimler bu açıdan da hayatî önem taşımaktadır.

--------------

* Türkiye''nin Rotası, S 221, Pankuş Yayınları 2021 (Türk''süz 19 Mayıs ruhu ve tarih şuuru)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları