Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Saltuk Buğra AKSAKALLI

Saltuk Buğra AKSAKALLI

yazar

Tarih ve coğrafya intikam mı alıyor

İstanbul'da Küçükçekmece Gölü'nde toplu balık ölümleri başlamış. Balık ölümleri özellikle Mimar Sinan'ın 1560 yılında inşa ettiği Taş Köprü çevresinde görülmüş.

Bilindiği gibi Taş Köprü, İstanbul'u Avrupa'ya bağlayan ana yolun kenarındaki Küçükçekmece Gölü'nün Marmara Denizi'yle birleştiği yerde inşa edilmişti. Roma döneminde Taş Köprü'nün olduğu yerde ahşap bir köprü bulunuyordu. Bizans devrinde başşehri batıya bağlayan ünlü Via Egnetia yolu, bu köprünün üzerinden geçiyordu. Aynı yerde göl manzarasına hâkim bir tepenin üzerinde, imparatorluğun büyük bir yazlık sarayı ve buna bağlı yapıların yer aldığı Regium (Region) adındaki yerleşim yeri de bulunuyordu. VI. yüzyılın ortalarında meydana gelen iki ayrı depremden zarar gören, yarısı kâgir, yarısı ahşap köprünün İmparator Iustinianos (527-565) tarafından inşa ettirildiğini tarihçi Procopuis aktarır.

813 yılında Bulgar Kralı Krum'un ordusu tarafından tahrip edilen köprüyü İmparator I. Basileios (867-886) tamir ettirmiştir. Haçlı seferleri sırasında da zarar gören köprünün fetih yıllarına sağlam durumda ulaşamadığı anlaşılmaktadır. 1433 yılı içinde burayı gören Bertrandon de la Broquière köprüden ve bunun iki başında yıkılmış iki kuleden bahseder.

Fâtih Sultan Mehmet, stratejik önemi büyük olan köprüyü Büyükçekmece Köprüsü gibi 1455 yılının kış mevsiminde onartmıştır. Arşiv belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla köprü 904 (1498-99), 1148 (1735-36) ve 1278 (1861-62) yıllarında da tamir görmüştür. Evliya Çelebi köprünün yapımına Kanûnî Sultan Süleyman tarafından başlandığını, ancak II. Selim zamanında bitirildiğini belirtir (Seyahatnâme, III, 289).

Batı kaynaklarında Büyükçekmece Köprüsü ile kıyas yapıldığından Ponte Piccolo (Küçükköprü) adıyla anılan bu köprü, Osmanlı döneminde Rumeli'ye gidiş ve dönüşlerin denetlendiği bir bostancı karakolu hüviyeti kazanmıştır.

J. Covel'ın 1675 yılındaki gözlemleri de şöyledir: 312 adım (yaklaşık 230 metre) uzunluğundaki bu taştan yapılma yapının yanlarında ince ahşap korkuluklar vardır. Köprünün en eski görsel tasviri 1840 yılında yayımlanan Jouannin ve J. van Gaver'in kitabının içinde yer alır (La Turquie, lv. 71).

Uzunluğu 210 metre, genişliği ise 7,60 metre olan Küçükçekmece Köprüsü'nün en geniş merkezi kemer açıklığı da 10 metredir. I. Dünya Savaşı sırasında eninde genişleme yapıldığı ve eğiminin düzlendiği bilinmektedir. Bugün orijinal mimari özelliklerini büyük ölçüde kaybetmiş durumdadır.

İşte bu şartlarda yapılmış Taş Köprü yakınlarında kıyıya vuran balıkların büyük bir kısmı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından toplanmış. Tarihi köprünün çevresinde görülen toplu balık ölümleri mahalle sakinlerini de tedirgin etmiş. Balık ölümlerinin artması üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Hizmetleri Müdürlüğü Kıyı Temizleme Ekipleri göle sevk edilmiş. Sabah erken saatlerinde göl kenarında ve tarihi köprü çevresinde ölü balıkları ellerindeki uzun saplı filelerle toplayan ekipler, öğle saatlerinde temizleme işlemini büyük ölçüde tamamlamış.

Göldeki toplu balık ölümleri üzerine inceleme yapan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay, göldeki sudan numuneler alarak birtakım analizler yapmış. Yapılan analizlerde gölde bulunan ve su içindeki organizmalar için de önemli unsurlardan biri olan oksijen seviyesi en az 7 olması gerekirken 4 çıkmış. Ayrıca ölen balıkların gümüş, kefal, kaya balığı ve deniz iğnesi gibi türlerden oldukları bildiriliyor.

Göldeki kirlilik ile artan balık ölümlerinin ilişkili olduğunu belirten Albay, "Küçükçekmece Gölü, Küçükçekmece ve Avcılar ilçeleri arasında yer alıyor ama aslında birçok ilçe atıklarını yıllarca buraya vermiş. Çok ihmal edilen bir göl aslında. Gözümüz gibi bakmamız gereken bir yeri biz atık deposu olarak görmüşüz. Her yıl aşağı yukarı bu ölümler görülüyor. Oksijensizlik ve ne yazık ki atık deposu haline getirdiğimiz göl, bizden öcünü alıyor. Balık ölümleri de gördüğümüz kadarıyla en fazla gümüş balığı. Aslında bu balık, kirliliğe göreceli olarak dayanıklı bir balık. Gümüş balığı öldüğü zaman düşünmeliyiz. Bu ne demek. Demek ki halk sağlığı açısından gölde cidden bir sıkıntı var. Etraftan balıkları toplayan çocuklar var. Bunları eğer satıyorlarsa büyük önlem almak lazım. Halk sağlığı bakımından da tehdit oluşturabilir. Bu toplanan balıkların halka gitmesi de olası" diye konuştu.

Evet bir yerde tarihi Taş Köprü, diğer yerde coğrafi öneme sahip Küçükçekmece Gölü, bizler yıllarca bunları ihmal etmişiz. Şimdilerde ise sanki tarih ve coğrafya bizden intikam alıyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları