Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Alanur ÖZALP

Alanur ÖZALP

PSİKOLOG GÖZÜYLE

Sürücü psikolojisi

Yaşam tatlı, keyifli ve kısa bu süreç içerisinde kişi yaşamını en güzel şekilde değerlendirebilmelidir. Freud'un dediği gibi "üzüntülerden uzak durmalı mutluluklara doğru gitmelidir". Hatta koşmalıdır. Pek çok otobüste "hayat bir yoldur, ömür biter yol bitmez" gibi hayatın bir yol olduğunu anlatan yazılar asılıdır. Hayatın bir yol olduğunu ve değer verilmesi gerektiğini anlatan bu sözlerde de vurgulandığı gibi ecele gitmene gerek yok, aracı hızlı kullanma çünkü hayat biter yol bitmez. Sen hayatın boyunca hayatta ki yolunu keyifli ve dolu dolu geçirmeye bak. Yürüyebileceğin yolundan giderken diğer sürücülere hoşgörü ve anlayışlı olmayı bilmelisin. Bu sözde bir hoş görü bir de hayatının tadını çıkart mesajını almamak mümkün değildir. Ömür geçiyor yol bitmiyor. Hayatımızı ulaşacağımız noktayı düşünerek sabırlı ve dikkatli tadına vararak yaşamalıyız. Sürücü psikolojisinde diğerlerinden etkilenme söz konusudur. Sürücü sakin ve keyifli bir şekilde yolda giderken arkasından gelen araç onu kızdırır, sinirlendirir ya da paniklemesine neden olursa bu içine girdiği durum sürücüyü etkiler. Sürücü diğer kişiden etkilenip farklılaşmaya başlar. Diğer kişi ile yarışa girebilir, iddialaşabilir. Ona kızdığı için onu geçmeye çalışır trafik kurallarına uymamaya başlar. Bu durumun sonucunda kaçınılmaz son gelir kaza olur. "Deniz de şaka olmaz" diye bir söz vardır bu sözü biz yolda şaka olmaza dönüştürüp şöyle diyebiliriz yanımızdaki kişinin hızlı gitmesi bizi etkilememeli onun yaptığı yanlışları bizim düzeltmemiz gerekli değildir. Pek çok kişi "öyle araba sollanmaz böyle sollanır" diye yanından geçen aracın yaptığı hatalı davranışı aracın sürücüsüne göstermeye çalışır. Bu olumlu ders verme yaklaşımı gerçek bir kazaya sebebiyet verebilir. Pek çoğumuz yolda giderken kırmızı ışıkta geçen bir başka aracı gösterip "nasılda kırmızı ışıkta geçiyor diye ayıplar" bazı durumlarda da bu ayıpladığımız davranışı kendimiz de yapabiliriz. Trafik kuralları hepimiz içindir ama daha çok çocuklarımız ve onların geleceği içindir. Eğer trafikte çok fazla sinirleniyor tepkimizi şiddetli bir şekilde ifade etme yoluna gidiyorsak kendimiz için öfke kontrolü konusunda destek almalıyız öfkemiz en çok trafikte ortaya çıkar bazen fiziksel bir kavgaya dönüşebilir bazen de arabamızda ortaya çıkabilecek bir hasara dönüşebilir. İşi araba kullanmak olan kişilerin özellikle uzun yolda araç ve büyük araç kullanan kişilerin belli aralıklarda kurumları tarafından öfke kontrolü konusunda destek aldırmaları hem kendi hayatları açısından hem firmaları açısından hem de yol ve can emniyeti açısından doğru bir yaklaşım olacaktır. Arabayı kullanırken hata yapan kurallara uymayan sürücü kendi hayatını tehlikeye atarken aynı zamanda başka kişilerin hayatını da tehlikeye atmaktadır. Tehlike bazen geri dönüşü olmayan bir sonuçla karşımıza çıkabilir. Bazen de bizim ve sevdiklerimizin yaşamın diğer kalan kısmında yalnız, mutsuz ve sıkıntılar içinde yaşamlarını sürdürmelerine sebep olabilir. Yol güvenliği devletimizin sorumluluğundadır ama bununla beraber bireyler olarak bize de kendi yaşamımızı korumak ve kollamak görevi verilmiştir.

*

Yurt dışında pek çok kişinin okul çevresinde yaşayan pek çok kişinin trafik gönüllüsü olduğunu biliriz ve bu kişiler ufak bir öğrenci gördüğünde onun karşıdan karşıya geçmesine yardım etmek için sevimli bir trafik polisine dönüşüverirler. Trafik kuralları yaşamdaki hoşgörü kurallarına benzer kurallardır aile içinde ve okulda çocuk yetiştirme kurallarıyla birlikte yaşanarak öğrenilirler. Çocuğun araba kullanırken babasını görmesi ona trafikte yapması gereken şeyleri öğretir. Sürücüler birbirlerinin yaptıkları hatalı hareketleri uyarmakta küfürlü konuşmayı ve şiddeti kullanmamalıdırlar. Küfürlü konuşmadan da karşı tarafın yaptığı hatalı hareketi anlatmanın daha saygılı bir yolu olabilir. Uyarmak doğru bir adımdır. Uyarmanın öfke ile yapılan hali ise "öfkeyle kalkan zararla oturur" deyişini getirir. Hiç kimse zararla oturmayı ve zarar görmeyi hak etmez. Zaten karşı taraftakinin zarar görmesi de uyaranın istediği şey değildir. Uyaran karşı taraftakinin kendisine ve kurallara saygılı olmasını istemektedir. Trafikte pek çok hata yapan sürücü yaptığı hatanın farkındadır. Bu hatayla ilgili uyarıldıklarında hatalarını doğrularlar ya da öfkelenirler. Öfkelenmeleri size değil daha çok kendilerinedir "ben bu hatayı nasıl oldu da yaptım" diye kızarlar kendilerine bu tip öfke gösterilerinde öfkelenen kişilerin üstüne gitmemelisiniz. Yaptıkları hatanın kendileri de bilincindeyken bir de sizde yüzlerine vurmamalısınız. Biriside trafikte sizin yaptığınız hatayı yüzünüze vurduğunda ne kadar öfkelenebildiğinizi görürsünüz. Bazen trafikte trafik polislerin doğru hareketler yapan sürücüleri acaba cezalarının yanında ödüllendirilmesi de gündeme gelse trafik daha da keyifli hale gelebilir mi diye düşünmeden geçemiyor insan. Trafikte öfke kontrolü eğitimini trafik polislerine de vermek gerekir. Bu eğitimi verirken adını Öfke Kontrolü değil Stres Kontrolü olarak koymak daha doğru olacaktır. Trafiği keyifli hale getirmek, kazaları azaltmak özellikle ölümcül kazaları kontrol altına almak için istatiksel verileri çok ciddi bir şekilde gözden geçirip yorumlamak gereklidir. Hangi kavşakta daha çok kaza oluyor? ,hangi yaştaki insanlar daha fazla kaza yapıyor? , hangi saatlerde daha fazla kaza oluyor? Hangi mevsimlerde daha fazla kaza oluyor? Gerçekte de söylendiği gibi kadınlar mı daha fazla kaza yapıyor? Tüm bunların araştırılması ve yorumlanarak trafikte kullanılması gereklidir. Trafik, araç kullanmak en zevkli işlerden biridir bunu daha keyifli hale getirmek için ne yapabilirsiniz veya ne yapmalısınız sizde bu konuyu bireysel olarak düşünebilirsiniz. Kendi geliştirdiğiniz kuralları hayatınızı kolaylaştırmak için kullanabilirsiniz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları