Bursa'da doğduğum, çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği, ilkokulu okuduğum mahalle, Uludağ'ın eteklerinde konumlanan Mollaarap Mahallesi idi.

Evimizin 100 metre solunda ve 200 metre sağında, sokak çeşmeleri bulunuyordu.

Yaz aylarında, elimize sürahiyi alıp çeşmeden eve su getirirdik. Sokak çeşmesinden akan su evdekinden daha soğuk olurdu. Bursa'nın sokaklarında, her 200-300 Metre mesafede bir çeşme vardı.

Bugün de var ama sayıları parmakla gösterilecek kadar azaldı.

Belediye suyu bir gelir kapısına çevirdiği için, çeşmeler birer birer yok oldu.

Geçtiğimiz gün sosyal medya hesabımdan, Bursa ve İstanbul'a ait iki ayrı su faturası paylaşmıştım. Her ikisinde de 4 metreküp su sarfiyatı olduğu halde, İstanbul'un fatura bedeli 18 TL, Bursa'nın 50.50TL görülüyordu.

Paylaşım büyük ilgi görürken, Bursa Belediyesi'ne de yoğun tepkiler geldi.

İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı da BUSKİ önünde su faturalarındaki fahiş fiyatlandırmayı protesto edince, Bursa Büyükşehir Belediyesi açıklama yayınladı:

 "Söz konusu faturada en yüksek kalemi 21 TL ile katık atık toplama bedeli oluştururken, 2872 Sayılı Çevre Kanunu gereği su faturaları ile toplanan bu bedel BUSKİ ya da Büyükşehir Belediyesi’nin kasasına değil doğrudan ilçe belediyelerine aktarılmaktadır. Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğü’nün bir gelir kalemi olmamasına rağmen katı atık toplama bedelleri nedeniyle yüksek gelen faturaları üzerinden sürekli spekülasyon yapılırken, Bursa’da su fiyatlarının yüksek olduğu izlenimi verilmeye çalışılmaktadır."

Bu açıklamayı görünce, biraz araştırdım. Uygulama Türkiye'deki tüm illerde farklılık gösteriyor. Bir kısım ilde katı atık bedeli, su faturalarından tahsil edilmiyor, emlak veya çevre temizlik vergisi kaleminden tahsil ediliyor.

Ayrıca, ilçeler için tahsil edilen katı atık bedelleri de aynı değil. Bazı ilçelerde 8-10 TL olan bedel, bazılarında 50-60 TL'yi buluyor. Katı atık bedelini su faturalarından tahsil eden belediyeler, işi garantiye almışlar.

Emlâk ve çevre temizlik vergisi ödenmez ise tapu devri işlemi olana kadar bir yaptırım söz konusu değil. Ancak su faturanızı ödemezseniz, bir sonraki ay "temel ihtiyaç maddeniz" olan, suyunuzun kesilmesi ile karşılaşabiliyorsunuz.

Dolayısıyla kimi illerde katı atık bedeli anında ödenmeyebilirken su faturasından mahsup edilen belediyelerde vatandaş paşa paşa ödemek zorunda kalıyor.

Aynı ülke vatandaşından farklı illerde farklı şekilde tahsilât yapılması konunun bir tarafı.

Diğer taraftan, konu gündeme düşünce farklı bilgiler gelmeye başladı.

Pandemi nedeniyle Mart ayından bugüne, 6 aydır kapalı olan özel okulların su faturalarında yaşadığı mağduriyetler de ortaya çıktı.(Devlet okullarında durum nedir bilmiyorum)

Okulların kapalı olduğu sürede, katı atık bedelleri, faturalarda işlemeye devam ediyor. İlginç olan, katı atık bedelinin miktarı öğrenci, öğretmen İlginç olan, katı atık bedelinin miktarı öğrenci, öğretmen ve personel sayısına göre belirlenirken, bu sayının içinde yer alan vatandaşların evinden de aynı kalem tahsil ediliyor.

Vatandaşlar hem iş yerinde, hem evinde katı atık bedeli ödüyorlar.

Evinde tek başına yaşayan bir kişi de, 8-10 kişi yaşayan hane de aynı miktarda ödeme yapıyor.

Pandemi nedeniyle yasadığı ekonomik sıkıntı nedeniyle, su faturasını ödeyemeyen bir özel okul, Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan BUSKİ'den borcununun taksitlendirilmesini istemiş.

Borç miktarı Şubat ayında 2.000 TL civarı iken, okul kapalı olduğu halde, son 3 ayın ortalamaları alındığı için, Eylül ayında 6.000 TL'ye ulaşmış. 1.000 TL civarında peşin ödenmesi istenmiş.

Geri kalan 5.000 TL için 10 taksit yapılarak 476 TL faiz uygulanmış. Görülen o ki, Bursa Belediyesi pandemi nedeniyle ekonomik olarak zor durumda kalan, faturalarını ödeyemeyen vatandaşa faiz uygulayarak destek olmuş.

Ne diyelim?

Bizim anlam veremediğimiz, AKP'nin yerel seçimlerde kullandığı "Gönül Belediyecilği" böyle bir şeymiş!