Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi bir kez daha Türkiye gündeminin baş sırasına oturmuştu. Sivil toplum kuruluşları, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden duydukları rahatsızlığı gündeme getirmek için 2018 Şubat ayından itibaren seslerini duyurabilmek için çeşitli eylemler gerçekleştirdi. Kamunun sahip olduğu 25 şeker fabrikasından 14’ünü özelleştirmek, satmak için ihale açıldı. Toplumun her kesiminden özelleştirmeye karşı tepki gelirken alanın ilgilileri de bu fabrikaların neden satılmaması gerektiğini doğru, gerçek, tarafsız bilgi ve belgelerle açıklamaya çalıştılar. Ancak ülkemizde seçim stardı verilince, bu konu gölgede kaldı.
Kamu varlıklarının satışında gaza basan hükümet, şimdi de kamuya ait sosyal tesisleri gündemine aldı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine yanıt veren Maliye Bakanı Naci Ağbal, kamuya ait tatil köyü, termal tesis, eğitim ve dinlenme kampları, eğitim, dinlenme ve spor tesisleri, misafirhane ve diğer sosyal tesislerin mevzuat kapsamında satışıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
CHP’li Gürer, önergesinde, “Türkiye genelinde hangi illerde, kaç adet kamu kuruluşlarının sosyal tesisi vardır? Bu tesislerden kimler faydalanmaktadır? Bu tesisler yılın hangi dönemlerinde hizmet vermektedir? Son beş yılda bu tesislerde yapılan harcamalar ve gelirler ne kadar olmuştur? Bu tesislere son beş yılda yıllar bazında ne kadar ödenek aktarılmıştır? Bu tesislerde ücretsiz konaklayan var mıdır? Kimlerdir? Son beş yılda kaç kişi ücretsiz konaklamıştır ve ne kadar harcama yapılmıştır? Bu tesislerden hangisi atıl hangisi aktiftir? Atıl olan tesislerin yeniden kazandırılması için bir çalışmanız var mıdır?” sorularını yöneltti.
Önergeyi yanıtlayan Bakan Ağbal, Mahalli idareler hariç olmak üzere genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, döner sermayelerin, fonların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç özel kanunla kurulmuş diğer kamu idarelerinin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müesseselerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar ve şirketlerin mülkiyetinde ve tasarrufunda bulunan tatil köyü, termal tesis, eğitim ve dinlenme kampları, eğitim, dinlenme ve spor tesisleri, misafirhane ve diğer sosyal tesislerin ekonomiye kazandırılması amacıyla, bu tesislerin maliklerinin kendilerince, Bakanlıkça, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca veya Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca; değerlendirme işlemini yapacak idarenin mevzuatına göre ve bu mevzuatta belirtilen usullere göre satılmak, kat/arsa karşılığı inşaat yaptırılmak, üzerlerinde sınırlı ayni hak tesis edilmek suretiyle veya diğer yöntemlerle değerlendirilmesine, değerlendirmenin hangi idare tarafından ve hangi yöntemle yapılacağına, Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca karar verilebilir. “ hükmüne yer verilmiş olup, sosyal tesislere ilişkin değerlendirme çalışmaları bu hüküm kapsamında devam etmektedir” açıklamasında bulundu.
Maliye Bakanı Ağbal’ın verdiği bilgilere karşın CHP’li Gürer ise, AKP hükümetinin, cumhuriyetimizin kazanımlarını, kamu varlıklarını bir bir sattığına dikkat çekerek, “Sata sata bitiremediler. En son şeker fabrikalarını sattılar, şimdi de kamuya ait sosyal tesislerin satışı için çalışıyorlar” ifadelerine yer verdi.
Gürer, yapılması gerekenin, kamuya ait tesislerin satışı değil, bu tesislerin iyi bir şekilde işletilerek, kamu görevlilerinin ve vatandaşların bunlardan en iyi şekilde yararlanmalarına olanak tanımak olduğunu vurguladı.
Bakan Ağbal sorulara tatmin edici yanıt vermese de satış sürecinde olduğunu tesislerin başlı başına düşündürücü olduğunu kaydeden Gürer, “Bu süreç 24 Haziranda sona erecek, CHP iktidarında sosyal tesisler amacına uygun değer bulacaktır” dedi.
Kamuya ait sosyal tesislerin özelleştirilmesi şimdilik gizemini korumakta, ancak satışın 24 Haziran’dan sonra netlik kazanacağı görüşü hakim...
