Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Özeren

Levent Özeren

Yazar

Sorun bankalarda değil devletin saçmalıklarında!

Dün aylardır vergi yapılandırmasını bekleyen esnaf bir arkadaşımdan mesaj aldım.

Borçları olduğunu, pandemi nedeniyle 7-8 aydır bir lira kazanamadığını ve hiçbir destek alamadığını söylüyordu.

Vergi borçları nedeni ile bankaların kredi vermediğini, vergi borcu yapılandırması çıkınca bu sorundan kurtularak, biraz olsun nefes almayı umut ediyordu.

Ancak umduğunu bulamadığını gönderdiği şu mesajla anlamış oldum;

"Vergi yapılandırması yasasından sonra vergilerimizin yapılandırılması için başvurularımızı yaptık.

Vergi yapılandırmasını istememizin nedeni, vergi borçlarımız yüzünden kredi alamayışımızdı.

Fakat vergi borçlarını yapılandırmamız yetmiyor çünkü bu defa da bankalarda Findeks kredi puanına takılıyoruz. Bankalardan kredi alabilmemiz için vergi borcumuzun bulunmaması (yapılandırma yaptığımız halde sistemde gözükmüyor) ve ayrıca findeks kredi puanımızın 1.200 puan ve üstü olması gerekiyor.

Fakat gerek pandemi, gerekse ekonomik kriz nedeni ile, birçok işletme sahibi arkadaşımız ve esnaf arkadaşımızın findeks kredi puanları 1000 ve altına düştü.

Bu nedenle vergileri yapılandırmış olsak dahi kredi alamayacağız, kredi alamayınca da yapılandırdığımız vergileri zamanında ödememiz imkansız olacak.

Çünkü vergi yapılandırmasını istememizin nedeni, bu süreçte tüketmiş olduğumuz sermayemizi, vergi yapılandırmasından sonra kredi alarak, nakit kaynağı elde edip üretim veya ticaretimizi bir nebzede olsa canlandırmak idi.

Fakat findeks kredi puanı uygulaması, maalesef bizim önümüzde şu an ciddi bir sorun ve kredi almamızı engelleyen bir sorun.

Geçici olarak findeks kredi puanı uygulamasının ertelenmesi veya findeks kredi puanı barajının 1.200 puandan en azından 800 veya 900 puanlara çekilmesi, biz ve bizim gibi şirketlerin kredi çekmesindeki engelin geçici bir süre ile kaldırılması gerekiyor."

Bu mesajdan sonra durumu anlayabilmek için "Findeks Puanı" uygulamasını sorguladım ve Twitter hesabımdan, konunun doğruluğunu teyit etmek için paylaşım yaparak sordum.

Findeks Kredi Notu nedir?

"Kişilerin gelecek 12 aydaki borçlarını ödeme olasılıklarını tahmin etmek için, kişilerin kredi, kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borçlarını ödeme alışkanlıklarına, borçluluk durumlarına, yeni kredili ürünleri ve kredi kullanım yoğunluklarına göre hesaplanan nottur. Findeks Kredi Notu 1 ile 1900 arasında değişir. Not 1’den 1900’e doğru ilerledikçe risk seviyesi azalır."

Twitter'da soruma verilen bazı yanıtlar da şöyle;

-Biz perişanız bizi düşünen yok diye boşuna kahrolmuyoruz.

-Maalesef beyaz eşya için bile onay çıkmıyor.

-KGF (Kredi Garanti Fonu) teminatlı kredilerde vergi ve SGK borcu varsa, müşteriye KGF teminat vermediği için kredi kullandırımı yapılamıyor. Diğer Krediler için bu doğru değil.

-Buradaki sorun e-haciz maskaralığıdır. 1 veya 2 taksit yatmadan haciz kalkmıyor. Sorun bankalarda değil, devletin saçmalıklarında!

-Vergi borcu ve başka kredi borcunuz ya da avukatlık hacziniz varsa kredi alamıyorsunuz.

-Vergi daireleri yapılandırma için başvuranların yapılandırmalarını bir an önce yapacaklarına, onu bekletip banka hesaplarına harıl harıl e-haciz yapıyorlar.

-Doğrudur. Ayrıca Mayıs Haziran Temmuz KDV uzatmalarının da Aralık son ödemesi borç olarak gözükmekte.

Yapılandırmalar duyurulmasına rağmen, halen tebliğ edilmedi deniliyor.

-Doğru. Babam 2 kere gitmesine rağmen kredi alamadı ki pandemi sürecinde dahi geliri düşmemişti, hizmet sektörünü riskli gördükleri için kredi vermiyorlar maalesef.

-Daha net değil, bir çok yapılandırma yaptım, sonucu bekliyoruz, kimisi yapılandırmadan sonra çek alacak, kimisi aracını muayeneye sokacak, kimi haciz kaldıracak bakalım yapılandırma işe yarar mı göreceğiz?

Yapılandırma sonrası kredi vermesi gerekir bankanın saçmalık.

Vergi borçları için çıkan yapılandırma çare olmuş gibi görülmüyor.

Bu şekilde vatandaş yapılandırma yapsa bile bir kaç taksit sonra, yine tıkanacak ve ödeyemeyecek.

Bir önceki yapılandırma da pandemi nedeniyle yarıda kalmış, taksitlerin dörtte üçünü ödeyenler için herhangi bir çare bulunmamıştı.

Bir iş yapılmaya çalışılıyor ama sonu nereye gider, millete ne kadar faydası olur, devlet ne kadar alacağını tahsil edebilir?

Bunların hiç biri öngörülemiyor, hesaplanmıyor.

"Mış" gibi iş yapılmış gösteriliyor.

Sonunda sıkıntıyı hem devlet, hem millet yaşıyor.

İşte "liyakat" dediğimiz kavram, her yerde olduğu gibi burada da karşımıza çıkıyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları