Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, ülkesinde çıkan orman yangınlarına zamanında ve yeterli etkinlikle müdahale edilemediğini belirtti, halkından özür diledi.

Bizim siyaset dünyamızda yapılan yanlışlar nedeniyle özür dileme diye bir gelenek yok ne yazık ki...

Hangi felaket olursa olsun kimse çıkıp, "Gerekli önlemleri almamışız. Vatandaşımız bizi bağışlasın. Bundan ders çıkaracağız. Bir daha benzer nitelikle olayların yaşanmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız" demez.

İşte, son günlerde gördük.

Binlerce hektar orman alanının yanması küresel iklim değişikliğine bağlandı, "Şayet dünyada genel olarak hava sıcaklıkları bu kadar artmasaydı, orman yangınları kolayca söndürülebilirdi" denildi, hava itfaiye gücümüzün yetersizliği örtülmeye çalışıldı.

Karadeniz Bölgemizdeki sel felaketlerinin gerekçesi de benzer nitelikte oldu,"İklim değişikliği yağışları artırdı, metrekareye düşen su miktarını rekor düzeye yükseltti. Bunun sonucunda dere yatakları taştı" diye konuşuldu. Dere yatakları üzerine binalar yapılmasına göz yumulması gerçeği gözlerden uzak tutulmak istendi.

*

Kim bilir, belki önümüzdeki günlerde sığınmacı göçü, işsizlik, enflasyon ve Koronavirüs salgını da iklim değişikliğine bağlanır.

OTOBÜS KAPTANLIĞI

Afyon Kocatepe, Kütahya Dumlupınar, Yozgat Bozok ve Amasya  üniversitelerinde otobüs kaptanı yetiştiren bölümler var.

Buralardan her yıl onlarca otobüs kaptanı mezun oluyor.

Son yaşanan ölümlü trafik kazalarından sonra aklıma şu sorular takıldı:

Acaba otobüs firmalarımızın kaçı üniversite mezunu kaptan çalıştırıyor? Yoksa eskiden olduğu gibi muavinlikten yetişen kaptanlarla mı yürütüyorlar faaliyetlerini?

Otobüs kazalarına çözüm arayan İçişleri Bakanlığı yetkililerinin konuya ilişkin görüşü nedir? Otobüs firmalarının üniversite bitirmiş kaptanlarla çalışmasını zorunlu kılmayı düşünüyorlar mı?

*

Hazır konu otobüs kazaları ve bunlara karşı alınması gerekli önlemlerden açılmışken geçenlerde televizyonda izlediğim bir haberden de söz etmek istiyorum.

Yeni icat edilen bir şapkanın trafik kazalarını önemli ölçüde azaltabileceği belirtiliyordu haberde.

Bu şapkayı takan sürücü, şayet bastıran uyku nedeniyle başını dik tutmakta zorlanıyorsa alarm zilinin çalmasına neden oluyormuş.

Bana kalırsa tam bize göre.

Ya kendimiz de yapmalıyız ya da ithal etmeliyiz sözünü ettiğim şapkadan. Ve tabii öncelikle otobüs kaptanlarının takmasını zorunlu hale getirmeliyiz.

VATANDAŞ GAZETECİLİĞİ

Akıllı telefonu olan herkes tanık olduğu önemli olayları çekip Whatsapp yoluyla televizyon kanallarına ulaştırabiliyor.

Bu sayede karanlığa gömülecek kimi adli olaylar bile aydınlandı, suçlular yakalandı.

Son derece iyi giden ve daha da geliştirilmesi gereken bir uygulama yani.

Ama iki sorun var:

Birincisi, bildiğim kadarıyla televizyon kanalları kendilerine ulaştırılan görüntüler için onları çekenlere herhangi bir ödemede bulunmuyor.

İkincisi, bırakınız ödeme yapmayı görüntüyü çekenlerin ismini de açıklamıyor.

Dosdoğru söylemek gerekirse tam bir emek sömürüsü.

Bir yönetmelikle "vatandaş gazeteciliği" düzenlense nasıl olur dersiniz?