Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Sokağa çıkmadan duramayışın nedeni

Küresel salgın hız kesmeden can almayı sürdürürken, işleri olmayan insanlar bile neden her sabah kendilerini sokağa atıp akşama kadar kalabalıklar arasında Koronavirüsle selamlaşırlar?

 

Bu soruya psikiyatri uzmanları ile psikolog ve sosyologlar ne karşılık verir bilmem ama ben aradığım yanıtı Oktay Akbal'ın 1967'de yayınlanan "Yalnızlık Bana Yasak" isimli öykü kitabında buldum.

 

Akbal, kitapla aynı ismi taşıyan öyküsünde, yalnız kaldığı zaman sürekli biçimde geçmişiyle hesaplaşan, yıllar önce yaptığı yanlışları, hataları tekrar tekrar hatırlayıp bunalıma giren, bu yüzden kendini hemen sokakların, kalabalıkların içine atan bir adamı anlatıyor.

 

Şöyle konuşuyor öykünün kahramanı:

 

"Tek başıma kalamıyorum. Hemen kalabalığa dalmalıyım. Hemen biriyle konuşmalıyım. İlk karşılaştığım adamdan ateş istemeliyim, yol sormalıyım. Bir kadına bakmalıyım. Bir kahveye, bir sinemaya dalmalıyım.

 

Yüzler yüzler görmeliyim. Çirkin, uzun, sıska. Gözler renk renk. Şapkalar, paltolar, ıslak tozlu.

 

Gereği var mı on yıl önceye dönmenin? Bir geceyi, bir akşamüstünü yeniden yaşamanın?

 

Kaçmak, kurtulmak... İnsanlardı tek kurtarıcı. Kalabalık, sokaklar, tramvaylar, gürültüler, sinema salonları, kahveler...

 

İyiydi, insanlarla konuştukça iyiydi. Hep o içinde bulunduğum an'ı yaşıyordum. Hep geleceğe doğru gidiyordum. Geçmişi hatırlamıyordum.

 

Yalnızlık bana yasak. Hep insanların arasında olmalıyım."

 

ZAFERİN ARDINDA

YATAN GERÇEK

 

Futbolda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında sayılan Hollanda'yı dört golle geçmemizi şaşkınlıkla karşılayanlar var.

 

Oysa ben son derece doğal buldum bu sonucu.

 

Avrupa ülkelerinde evlilik ve doğum sayılarında hızlı düşüşler yaşanıyor.

 

Bunun sonucu olarak nüfus bir yandan yaşlanırken bir yandan azalıyor.

 

Türkiye'de ise eskisi kadar olmasa da nüfus artışı sürüyor.

 

Yani Avrupa'ya göre çok genç bir nüfusa sahibiz.

 

Gençlerin sayısının artması, futbol oynayanların sayısının da artması anlamına geliyor.

 

Ve kimi yetenekli genç futbolcuların Avrupa takımlarında oynama fırsatı bulması, yetenekle Batı disiplinini birleştiriyor ve onları daha iyi bir noktaya taşıyor.  (Milli Takım'ımızda oynayan oyuncuların çoğunun halen Avrupa'da top koşturdukları unutulmamalı.) 

 

Sonuç olarak diyeceğim şu:

 

Çarşamba akşamı Hollanda'yı yendik.

 

Uzun olmayan bir zaman diliminde Almanya'yı da, İngiltere'yi de, İspanya'yı da rahatlıkla yenebilecek konuma geleceğimizi şimdiden müjdeleyebilirim.

 

BİR BURUK TESELLİ

 

Bir sosyal medya mesajında şöyle diyor:

 

"Bu gidişle Merkez Bankası'na Başkan olma sıram Korona aşısı olma sıramdan önce gelecek."

 

Bir diğer mesajı okuyalım:

 

"E-devletten takip edin. Merkez Bankası Başkanlığı sıranız gelmiş olabilir."

 

Bunun hemen altındaki mesajda ise şunlar yazılı:

 

"Ben, Merkez Bankası'na Başkan olduktan sonra kız istemeye gittim. 'Evladım, senin düzenli bir işin yok' diyerek teklifimi reddettiler."

               

Ve aynı konuda yazılmış bir mesaj daha:

 

"Merkez Bankası Başkanlığı'nın da havası kalmadı. Bildiğin mevsimlik işçi..."

 

...

 

Piyasa koşullarını dikkate alarak faizi artıran Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınarak yerine yeni bir başkan atanması; Dolar, Euro ve altın fiyatlarını artırdı, borsada düşüşe neden oldu, yerli ve yabancı yatırımcıyı  ürküttü, ekonominin zamanla düzeleceği umutlarını yerle bir etti ama yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi mizah yeteneğimizi geliştirdi.

 

Eh ne yapalım, bu da hiç yoktan iyidir, bir buruk tesellidir.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları