Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Sinan Ateş suikasti

Bir ülkücüyü bir torbacıya vurdurdular…

Herkes sustu…

Devlet Bahçeli sustu…

Süleyman Soylu sustu…

Hatta Recep Tayyip Erdoğan bile sustu…

Daha da garibi bana gelen bilgilere göre Sinan Ateş''in cenazesine hiçbir MHP ya da AKP milletvekili katılmamış…

Hatta son derecede tuhaf bir şekilde Ülkü Ocakları Genel Merkezinden bile katılım olmamış.

Cenazeye sadece İyi Parti Milletvekili ve Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Musavvat Dervişoğlu, Ocak eski Genel Başkanlarından Servet Avcı, Suat Başaran, Ulvi Batu, Azmi Karamahmutoğlu, Hakan Ünser, Atila Kaya ve Alişan Satılmış ile bazı ülkücüler katılım sağlamış.

Görünen o ki Milliyetçi Hareket Partisi ve bugünkü Ülkü Ocakları yönetimi Sinan Ateş''in cenazesine sahip çıkmamış, resmen ortada bırakmış. Cenazeye katılmak son görevi yerine getirmek bir yana bir taziye mesajı bile yayınlayıp başsağlığı dilememişler.

Türkiye siyasi suikast ve cinayetlere alışkın bir ülkedir, bu ülke tarihinde birçok böyle olay yaşandı ve ne yazık ki bunların çok önemli bir kısmı da faili meçhul olarak kaldı.

Fakat bu kadar tuhaf bir siyasi suikastı ilk defa görmekteyiz!

Bugüne kadar benzer birçok benzer olayda maktulün mensup olduğu siyasi örgütler kıyameti koparır, olayı lanetler, hesap sorulacağını söyleyerek kitlesel gösteriler ve tepkiler organize ederdi.

Oysa Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları cenahında böyle bir kitlesel tepki olmadığı gibi hem bireysel ve hem de kurumsal olarak çok büyük bir sessizlik var.

Öyle ki Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli suikasttan sonraya denk gelen ilk grup toplantısında yaptığı konuşmasında konuya değinmedi bile. Suikasttan 9 - 10 gün sonra yaptığı grup toplantısında ise konuya değindi ama ne bir başsağlığı diledi ve nede Sinan Ateş''in adını andı. Ayrıca nerede ise Sinan Ateş''i suçlu ilan edecek cümleler kurdu ve "MHP''yi bu cinayetle irtibatlandıranlar, ispat etmezlerse şerefsizdir. Peşlerini bırakmayacağımızı bilmelerinde yarar vardır. Genel Başkan olduğum süre içinde sır olarak sakladığım görevden alma nedenlerini yeri geldiğinde paylaşırım. Hayatları boyunca bir ülküdaşımızın elinden tutmamış, hayrı dokunmamış ne kadar haşarat varsa cinayeti malzeme olarak kullanmaktadır." Dedi!

Buradan Bahçeliye soruyorum "görevden alma nedenlerini yeri geldiğinde paylaşırım" cümlesi açıkça bir itham içermiyor mu?

Bahçeli bu cümlesine açıklık getirmelidir! Çünkü eğer herhangi bir suç ya da suç örgütü ile irtibatının tespiti yüzünden görevden aldıysa bunun cezası salt görevden almak değildir. Malum bir suç işlendiğini bilen, gören herhangi bir kişi her kim olursa olsun suçluyu ihbar etmek ve suçu yasal makamlara bildirmek zorundadır.

Bahçeli böyle alçakça katledilmiş bir insanı töhmet altında bırakacak, zaten üzgün olan ailesini daha da kahredecek lafları ortaya atmamalıdır. Eğer bildiği bir şey varsa çıkıp açık ve net olarak halka anlatmalı, dahası savcılığı da bilgilendirmeli ve bir suç duyurusunda bulunmalıdır.

Eğer görevden ayrılması ya da alınmasının sebebi yönetsel ya da ideolojik bir kararsa onu da açıklamak ve merhumun adının lekelenmesini engellemek en başta lafın sahibi olan Bahçelinin mükellefiyetidir.

Lafı ortaya atıp sahipsiz bırakmak ve bu laf yüzünden insanların midesinin bulanmasını, şüphe duymasını sağlamak ahlaken kabul edilebilir bir şey değildir.

Açıkça söylemek gerekirse bu suikastın ardından hem MHP ve hem de Ülkü Ocakları cenahından gelen bireysel ve kurumsal tepkiler hayatın normal akışı ile örtüşmemektedir. Bu yüzden de kuşkular Sinan Ateş''in parti içi kavga ve iktidar mücadelesine kurban gittiği, olaya karışan bazı önemli isimlerin kamuoyu ve kanundan kaçırılmaya çalışıldığı yönünde yoğunlaşmaktadır.

Fakat tekrar söyleyeyim bu yönde kuşkuların doğmasının asli sebebi MHP ve Ülkü Ocaklarının ortaya koyduğu tuhaf, anormal ve kabul edilemez tavırdır.

Bu suikastı ve bu suikastın yaratacağı sonuçları büyük bir dikkatle izleyeceğiz.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları