Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Silahçının fendi insanlığı yendi

ABD, İsrail'in Filistin'e saldırısına destek verdi. Çünkü ABD şirketleri, İsrail'e uçaktan füzeye, bombadan rokete çeşit çeşit silah satıyor.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün verilerine göre, İsrail'in silah ihtiyacının yüzde 64'ünü ABD karşılıyor. Beş yılda 4.9 milyar Dolarlık silah satışı yaptı.

Almanya, Filistin'de çoluk çocuğun alçakça öldürülmesine seyirci kaldı. Çünkü ABD'den sonra İsrail'e en fazla silah satan ülke. Beş yılda 1.6 milyar Euro'luk silah satışı gerçekleştirdi.

İtalya, Filistin'de yaşanan büyük drama tepki göstermedi. Çünkü İsrail'in silah tedarik ettiği ülkeler arasında üçüncü sırada yer alıyor.

İngiltere, Filistinli çocukların ölmesini büyük bir duyarsızlıkla izledi. Çünkü İsrail'le yüzlerce milyon Sterlinlik silah anlaşması var.    

Kanada, Filistin'den gelen kanlı görüntülere, acı çığlıklara hiç aldırmadı. Çünkü İsrail'in silah aldığı ülkeler arasında beşinci sırada bulunuyor.

Bu liste uzatılabilir.

Sözde uygar birçok ülke ya silah sattığı ya da başka kalemlerde önemli ticari ilişkiler içinde olduğu için İsrail'in Filistin'de işlediği cinayetleri, katliamları görmezden geliyor.

Keşke daha adil, daha düzgün bir dünyada yaşasaydık.

Silah satıcıları ve diğer tüccarlar insanlığı böyle kolayca, böyle pervasızca yenemeseydi.

İLETİŞİM HATASI

İletişimde "yüz eskimesi" diye bir kavram vardır.

Ortada çok fazla görünürseniz karizmanız yara alır, sözlerinizin etki gücü azalır, şöhretinizde aşınma olur.

Pek çok şöhretli sanatçı bu gerçeğin farkındadır.

Örneğin, Türkan Şoray'ı, Sezen Aksu'yu, Tarkan'ı, Emel Sayın'ı ne kadar ısrar ederseniz edin istediğiniz zaman televizyona çıkaramazsınız, yaptığınız etkinliklerde boy göstermelerini sağlayamazsınız.

 

*

 

Bu girişi yapmamın nedeni, korona salgınıyla birlikte bazı tıp profesörlerinin ekran büyüsüne aşırı derecede kapılmış olmaları.

Son zamanlarda televizyonda hangi haber kanalını açsam karşıma Mehmet Ceyhan, Bülent Ertuğrul, İsmail Balık, Mustafa Necmi İlhan, Mustafa Çetiner gibi isimler çıkıyor.

Ve onlarla bu kadar sık karşılaşınca ister istemez şu soruyu mırıldanıyorum kendi kendime:

"Yahu, bu hocaların ilgilenmek zorunda oldukları hastaları, öğrencileri, eşleri, çocukları, akrabaları, arkadaşları yok mu? Varsa onlara nasıl vakit ayırıyorlar?"

Değerli hocalara dostça önerim şudur:

"Tuttuğunuz ekran nöbetlerini hiç olmazsa bir süreliğine başka meslektaşlarınıza devredin lütfen."   

 

*

Şair Sıkıntısı

 

Üniversitede edebiyat eğitimi gören genç bir arkadaş şu çarpıcı soruyu yöneltti geçenlerde:

"Türkiye'de son yıllarda neden şiir kitaplarının sayısı azaldı, dilden dile dolaşan mısralar yazan şairler çıkmaz oldu?"

Özetle şöyle yanıtladım:

"Sadece şair değil iyi öykücüler, büyük romancılar da çıkmıyor.

Bunun nedeni galiba belli bir düzeyde yazma yeteneği olanların televizyon sektöründe çalışmaya başlamaları, dizi senaryoları ve komedi skeçleri yazmaları.

Giderek zorlaşan hayat şartları edebiyat alanında parlak işler yapabilecek kişileri sıradan yazma faaliyetleriyle uğraşmak zorunda bırakıyor ne yazık ki.

Örneğin, çok iyi şiirler yazabilecek biri belki de "Sadakatsiz", "Masumlar Apartmanı", "Arka Sokaklar", "Teşkilat" gibi dizilere senaryo yazmakla meşguldür şimdi.

Dilerim onların hiç olmazsa bir kısmı şiir, öykü ve romana da yönelir. Çünkü çoğunun iyi para kazanmalarına karşın gerçek edebiyat ürünleri verememenin sıkıntısını yaşadıklarını düşünüyorum."

Genç arkadaş pek tatmin olmadı yanıtımdan. "İlginç bir değerlendirme" demekle yetindi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları